Saray Tiyatrosu'nda barok gecesi
İstanbul Barok Topluluğu'nun kurucusu ve yönetmeni Leyla Pınar'ın konuşmasıyla açılan festival, geçen yıl yenilenen Yıldız Sarayı Tiyatrosu'nda başladı.
19. İstanbul Barok Festivali Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda İstanbul Barok Topluluğu’nun sahnelediği, Georg Friedrich Haendel’in dramatik kantatı HWV 122 Apollo ve Daphne ile açıldı.
Gösterimden önce konuşan, topluluğun kurucusu ve yönetmeni Leyla Pınar, bu yapıtın seçilme nedeninin, Barok dönem yapıtı olmasının yanı sıra, konusunu Anadolu topraklarında doğmuş bir mitolojik öyküden alması olduğunu söyledi. Pınar, topluluğun amaçlarının Barok dönemde geleneksel müziğimiz ile Avrupa müziği arasındaki etkileşimin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmak ve bu doğrultuda, Barok dönemde bu toprakların ürünü mitolojik öyküler üzerine bestelenmiş oda müziği ve opera yapıtlarını sahiplenip seslendirmek olduğunu belirtti.
Türkiye ilk gösterimini 11 Nisan’da yaptıkları kantatı tiyatronun küçük sahnesine Ali Pınar uyarlamış. Apollo’da İstanbul Devlet Operası sanatçısı bariton Caner Akgün’ü, Dafne’de MSGSÜ Devlet Konservatuvarı’nı 2011’de bitiren ve aynı yıl Siemens Opera Yarışması’nda üçüncü olan genç soprano Dilruba Bilgi’yi dinledik. Onlara eşlik eden İstanbul Barok topluluğu Leyla Pınar (klavsen ve org), Amsterdam’da Barok müzik eğitimi görmüş, Letonyalı Alisa Ruska (keman), İDOB sanatçısı Ceren Gürkan (keman), uzun süredir İstanbul Barok’la çalışan Bülent Küçük (viyola), Roma Konservatuvarı eğitimli, araştırmacı Amadeo Grazia (viyola) ve İDOB’dan Burak Ayrancı’dan (çello ve sürekli bas) oluşuyordu.
Yapıt bütünüyle, çalgıların tınısı ve solistlerin söyleyişinin uyumuyla, bir 19. yüzyıl yaşamı yanılsaması yaşattı. En azından bana. Güzel bir müzik akşamıydı. Gösterimden sonra görüştüğüm Leyla Pınar; uvertürü olmayan kantata Deidamia operasının uvertürüyle başlanmasının nedenini, bu operanın da konusunu Anadolu’dan alması olarak açıkladı. Kantatın 12. bölümü (Dafne’nin resitatifi) ile 17. bölümüne (Apollo’nun resitatifi) orgla eşlik etmesinin nedeninin ise orgun yüksek ve derin sesinin bu iki bölümdeki içe dönüşleri daha iyi vurgulaması olduğunu söyledi.
Yenilenip geçen yıl gösterimlere açılan Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nu II. Abdülhamit 1889’da yaptırmış. Batı müziğini çok seven padişah burada, aile üyeleri, nazırlar, yüksek memurlar ve yabancı davetlileriyle birlikte, Avrupa’dan gelen toplulukların konserlerini ve sahneledikleri operaları izlermiş. Tiyatronun yapımında, Saray Mimarı D’Aronco’nun neo-barok üsluptaki tasarımının, bazı inceliklerinden yalıtılarak uygulandığı belirtiliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!