Sarraf itiraflarında 4'üncü duruşma..."Türkiye'de hapisten çıkmak için rüşvet verdim"
New York’taki davanın altıncı duruşmasında ifade vermeye devam eden Rıza Sarraf, 17-25 Aralık operasyonları sürecinde tutuklu bulunduğu cezaevinden çıkabilmek için “kısmen” rüşvet verdiğini kabul etti. Sarraf ile ismi verilmeyen bir erkek arasında geçen 4 Kasım 2016 tarihli ses kaydında ilginç ifadeler yer aldı.
ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları delme suçlamasını kabul ederek tanık sandalyesine oturan, Türkiye’de kurduğu dönemin bakan ve yakınlarına uzanan rüşvet çarkına ilişkin çarpıcı iddialarda bulunan İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf haftasonu verilen aranın ardından dün bir kez daha mahkeme önündeydi. Hâkim Richard Berman ile arasında geçen bir diyalogda 17-25 Aralık operasyonları sırasında tutuklanan Sarraf, ‘kısmen rüşvet’ vererek serbest kaldığını öne sürdü.
New York Bölgesi Federal Mahkemesi’nde eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tek sanık kalarak yargılandığı davanın altıncı gününde jüri heyetiyle duruşma öncesi bir toplantı yapıldı. 12 kişilik heyetten iki üye, duruşmada uyudukları için azledildi ve yerlerine yedek jüri üyeleri atandı. Duruşmada Sarraf, İran’a yönelik ambargoyu delmede “altın ticaretinin” yanı sıra “gıda ticareti” paravanına giriştiklerine ilişkin ifadelerine devam etti. Sarraf, hayali gıda ticaretinin konusunda eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve yardımcısı Hakan Atilla’nın kendisine yardım ettiğini iddia etti. Duruşmada dinletilen bir telefon kaydında, Aslan’ın Sarraf’a İran’dan gönderilen para miktarı ile gıda ticareti için gösterilen miktarın birbirini tutmadığını anlattığı görülüyor. Sarraf’ın gerekirse ödemeleri 5’er milyon dolar olarak bölebileceğini; Aslan’ın ise bunun daha iyi olacağını söylediği belirtiliyor. ABD’li gazeteci Adam Klasfeld’in iddiasına göre, Sarraf’a “İran’a giden gemilere gıda yüklenirken muayene belgesini almıyorduk” ifadesinden sonra, “Neden almıyordunuz” sorusu yöneltildi. Sarraf ise buna karşılık “Çünkü fiili olarak gıda ve ürün göndermiyorduk. Ortada herhangi bir ürün yoktu” dedi.
İfadesinde, Bunghi adlı bir nakliye şirketinden bahseden Sarraf, “Sizin rakibiniz miydi?” sorusuna ‘Hem evet, hem hayır’ diyerek yanıt verdi. Sarraf bunu “Rakip değildik, çünkü onlar gerçekten gıda sevkıyatı yapıyordu. Rakiptik diyorum çünkü onlar da işlerinde Halkbank’tan gelen İran paralarını kullanıyordu. Yani benim Halkbank’tan alıp kullanabileceğim para tutarının azalmasına neden oluyorlardı” sözleriyle açıkladı. Sarraf İran’a gıda ticareti yaparken evrakta hata yaptığını anlattı. Buğdayın menşeine ‘Dubai’ yazdıklarını anlatan Sarraf, savcının “Nasıl bir hata bu yani?” sorusunu, “Dubai’da buğday yetiştirilmiyor” diye yanıtladı. Sarraf, alt kademedeki banka çalışanlarının, Dubai’den İran’a giden sahte buğday sevkıyatlarını fark edince, Hakan Atilla ile konuştuğunu söyledi. Duruşmada dinletilen kayıtlardan birinde Atilla’nın Sarraf’a gıda nakliyelerini “inanılır” yapması konusunda uyardığı iddiası da dikkat çekti. Atilla, “Sadece 14 ton taşıyan bir teknenin üzerinde 25 ton taşıyoruz demeyin ya da buna benzer şeyler” dedi. Hâkim Berman’ın “Gerçekte altınları nereye gönderiyordunuz” sorusuna Sarraf, “Gerçek ticaretin konusu bütün altını Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç ediyorduk” cevabı verdi.
17 Aralık itirafı
Sarraf’ın Türkiye’de tutuklandığı döneme ilişkin sorulara verdiği yanıtlar da tartışma yaratacak görünüyor. Duruşmada Sarraf’a “Türkiye’de hiç hapse atıldın mı?” sorusu yöneltildi. Yanıtı, “Evet, tutuklanarak cezaevine gönderildim... Evet, serbest bırakıldım” oldu. “(Serbest kalmak için) herhangi bir ödeme yaptın mı?” üzerine Sarraf “Evet” derken, “Bu ödemeler rüşvet niteliğinde miydi?” sorusuna da “Kısmen” yanıtı verdi. Sarraf, serbest kaldıktan sonra işleri yeniden başlatmak için Halkbank’ın yeni genel müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile irtibat kurduğunu da savundu.
SARRAF’IN AVUKATI ‘BEYEFENDİ’ İLE TEMAS KURMUŞ
Davanın dikkat çekici noktalarından biri de Sarraf’ın serbest bırakılması için devreye soktuğu iddia edilen isimler oldu. Davayı takip eden ABD’li gazeteci Katie Zavadski’nin paylaştığı 4 Kasım 2016 tarihli ses kaydı dökümüne göre ABD’de cezaevinde bulunan Sarraf ile ismi verilmeyen bir erkek arasında geçen konuşma özetle şöyle:
“İsmi verilmeyen kişi Sarraf’a toplantının iyi geçtiğini, bugüne kadar yaptıkları en ciddi şey olduğu söylüyor. Sarraf’ın avukatı Şeyda Hanım ile de konuştuğunu, İbrahim’in bu konuşmayı dinlemesine izin verdiğini anlatıyor. Sarraf, bahsettiği kişiyi arayıp aramadığını, bu görüşmenin yararlı olup olmadığını soruyor. Karşısındaki kişi, danışmanın konu hakkında bilgilendirildiğini söylerken, Mevlüt ve Bekir ile konuşacaklarını belirtiyor. Avukat Şeyda’nın ise halihazırda onlarla konuştuğunu, onların da ‘Beyefendi’yle görüşmesinde ne söylemesi gerektiğini, gerekirse Başkan’ı aramasını önermesini ifade ettiklerini anlatıyor. Avukatın başkanın danışmanının yardımcısıyla bağlantısı var. Bu danışman, konunun sadece Rıza konusu olmadığını, milli mesele olduğunu söyledi. Yarın avukat Bekir’le konuşacak ve Beyefendi’yi de bilgilendirecek. Sarraf’ın konuştuğu kişi İbrahim’in de dahil olacağını, Mevlüt, Bekir ve Beyefendi’nin başkanı arayacağı güvencesini veriyor.”
Dakika Dakika yaşnanlar
Yarınki duruşma 17:15'te başlayacak, 23:30'da sona erecek.
00.18 Yargıç Berman: Bugünlük bu kadar. İyi ilerleme kaydettik.
00:15 Salonda Türkçe ses kayıtları dinletiliyor.
00:14 Bir dizi Türkçe ses kaydı dosyası, salonda dinletilerek delil dosyasına ekleniyor.
00:11 Savcı, daha önce delil olarak sunulan tapelere ait ses kayıtlarını dinletmek istedi. (Bu tapeler, konuşma dökümlerinin İngilizce çevirisiydi.)
00:02 Sarraf yeniden kürsüde. SWIFT mesajlarının mekanizmada nereye oturduğunu çizdiği şemayla anlatıyor.
23:45 Oturuma kısa bir ara verildi. Aranın ardından Sarraf'ın bahsedilen SWIFT mesajlarının, tüm bu ticaret mekanizmasında nereye oturduğunu anlatması bekleniyor.
23:41 Savcılar, bir Şangay bankası, bir Dubai bankası ve New York merkezli Standard Chartered bankası arasındaki 45 bin dolarlık bir işleme ait belgeyi delil olarak sundu. (İşlemde bir İran bankası da varsa, savcılar için ciddi bir delil olacak.)
Savcılar, bu işlemi dava konusuna bağlamak için ABD'li bankaya uzanan döngüyü tamamlamak zorunda. Bu işlemde İran parası kullanılmışsa, kapanış konuşmasında bu konu gündeme gelecek. Belgeler açıklandığında konu daha iyi anlaşılabilir.
23:30 Sarraf, Dubai merkezli Rostamani Exchange şirketinin de adının yer aldığı bazı kayıtları doğruladı. Yargıç Berman, bu kayıtlardan en sonuncusunu delil dosyasına ekledi.
23:15 Hesap çizelgeleri okunuyor, bunların nasıl kullanıldığı anlatılıyor.
23:04 Sarraf, ABD'de tutuklu olduğu sırada "dışarı çıkmak için yalan söylemek zorundayım" dediği telefon görüşmesini "Ahad" adlı bir kişiyle yapmış. (Ahad, Rıza'nın bir dostu, avukatı veya danışmanı olabilir.) Bu kayıtlar Avro cinsinden yapılan işlemlere ait. Oturuma teknik kanıtlar sunuluyor.
22:50 "Mars" adlı bir değerli metal şirketinden bahsediliyor. Bu şirketin Halkbank'ta hesabı bulunuyor.
22:55 Birkaç e-posta daha art arda delil dosyasına eklendi. Bunlardan biri 28 Ekim 2014 tarihli Sermayeh Bankası'na ait hesap özetini içeren bir e-posta.
22:48 Konu başlığı "SWIFT" olan bir e-posta delil olarak sunuldu.
Sarraf: Bu, banka şubeleri arasında bir tür mesajlaşma.(Bu e-postanın İran'a yönelik yaptırımlar açısından bu önemli olduğu iddia edildi)
22:37 Sarraf, Sermayeh Exchange adlı İran bankasıyla ilişkili işlemlerden bahsediyor. Sermayeh Exchange bankasından Ali Zadeh adlı bir kişiden gelen e-posta dosyaya delil olarak eklendi.
22:31 "Ali Fuat'a hiç rüşvet verdiniz mi?" sorusuna Sarraf: Ali Fuat'a hiç rüşvet teklif etmedim, o da öyle bir şey istemedi. İşimi eski usulde sürdürdüm... Altın ve gıdayla.
'17 ARALIK'TAN SONRA HİÇ BİR HALKBANK ÇALIŞANINA RÜŞVET VERMEDİM'
Serbest bırakıldıktan sonra gıda ticareti yapan bir şirket sahibi olduğuna insanların inanmadığını anlatan Sarraf 17 Aralık'tan sonra hiç bir Halkbank çalışanına rüşvet vermediğini söyledi. Sarraf, soru üzerine yeni Halkbank CEO'su Taşkesenlioğlu'na rüşvet vermediğini ve Taşkesenlioğlu'nun da kendisinden rüşvet istemediğini söyledi.
22:29 Sarraf: 17 Aralık'tan sonra hiçbir Halkbank çalışanına rüşvet vermedim.
22:25 Sarraf: Serbest bırakıldıktan sonraki dönemde, gıda ticaretini yapan bir şirketin sahibi olarak görünmem uygunsuz olacaktı
22:23 Sarraf, Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile yaptığı görüşmeden bahsediyor. Sarraf, 28 Şubat 2014'te serbest bırakılmıştı. Ali Fuat ile görüşmesi, bundan birkaç ay sonra gerçekleşti.
22:14 Öğle arası sona erdi. Oturuma devam ediliyor.
20:53 Duruşmaya öğle arası verildi.
SARRAF SERBEST BIRAKILDIKTAN SONRA YENİDEN HALKBANKLA TEMASTA
20:52 Sarraf, serbest kaldıktan sonra işleri yeniden başlatmak için Halkbank'ın yeni genel müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile irtibat kurduğunu söyledi.
20:51 Sarraf, serbest bırakıldıktan sonra Halkbank'a gittiğini anlattı.
Soru: Halkbank'ta kiminle görüştünüz?
Sarraf: Halkbank Genel Müdürü ile. Süleyman Aslan'la değil, görevi ondan devralan kişiyle.
SARRAF SERBEST BIRAKILMAK İÇİN RÜŞVET VERMİŞ
20:48 Sarraf: Avukatlarım geldi, konuştuk ve serbest bırakıldım.
Soru: (Serbest kalmak için) herhangi bir ödeme yaptın mı?
Sarraf: Evet.
Soru: Bu ödemeler rüşvet niteliğinde miydi?
Sarraf: Kısmen.
20:45 Sarraf, Türkiye'de mali şube tarafından tutuklandığı dönemi anlatıyor.
Soru: Türkiye'de hiç hapse atıldın mı?
Sarraf: Evet, tutuklanarak cezaevine gönderildim.Sonra serbest bırakıldım.
20:44 Savcı, öğle yemeği arası verilmesini istedi Yargıç Berman, 10 dakika daha devam edilmesini istedi.
20:43 Görüşme kaydında Sarraf, "Kardeşim, başka yolu yok. Mevzuat öyle diyor"
Sarraf, ifadesinde "Abdullah'a bu kararı kendim vermediğimi anlatmaya çalışıyorum" diyor.
Soru: Bahsettiğin mevzuat nedir?
Sarraf: Ambargonun getirdiği düzenlemelerden bahsediyorum.
Soru: Hangi ambargo.
Sarraf: ABD'nin ambargosu ve yaptırımları.
20:39 Soru: Bankada bu konuyla ilgili kimlerle konuştun?
Sarraf: Daha önce Süleyman Aslan'la konuşmuştum... Ayrıca Hakan Atilla ile de konuşmuştum.
20:36 Dinletilen ses kaydında Sarraf Atilla'nın evrakla ilgili bir sorunu çözdüğünden bahsediyor. Sarraf "Bir sorun vardı ama halledildi" diyor. Sarraf altınların nihai varış yerinin İran mı, Dubai mi olacağı henüz belli olmadığı için, evrakta varış yerinin belirtilmesi gerektiğini söylüyor.
Sarraf: Ben "Gümrük beyannamesinde Dubai üzerinden transit görünmesi lazım" diyordum.
20:30 Türkçe bir telefon görüşmesi kaydı dinletiliyor. (Bu kaydın erişime açılması bekleniyor.)
Kayıt, Sarraf ile Happani arasındaki bir telefon görüşmesinden. Kaydın İngilizce dökümü delil dosyasına eklenecek.
20:29 Soru: Peki gerçekte altınları hangi ülkeye gönderiyordunuz?
Sarraf: Gerçek ticarete konu olan altının tamamı, Birleşik Arap Emirlikleri'ne ihraç ediliyordu.
20:26 Yeni gümrük formları:
Varış yeri: Birleşik Arap Emirlikleri - Fatura tarihi 03/08/2012
Varış yeri: İran - Fatura tarihi: 21/02/2013.
20:20 Başka bir gümrük beyanı belgesi, delil dosyasına eklendi. Sarraf belgedeki alanları açıklıyor. Sarraf gümrük formunda geçen "Sermayeh Exchange" adlı bir "paravan şirketten" bahsetti.
20:09 Banka Keshavarze adlı bir İran bankasından söz ediliyor.
20:02 Duruşma salonunda dinletilen kayıtta ise, Sarraf Atilla ile altın ticaretini konuşuyor. İhracat için beklenen bir işlemin tamamlanmasından bahsediyorlar.
Soru: İşlemi kapatmak için neden evrak gerekiyordu?
Sarraf: Halkbank'taki hesabıma gelen tüm işlemlerin tek tek kapatılması gerekiyordu. Altın ticaretiyle ilgili olan işlemlerin kapatılması için de altın ticaretine ilişkin evrak gerekliydi.
ERDOĞAN'IN DANIŞMANI: BU MİLLİ MESELE
19:58 Duruşmada 5. ses kaydı dinletildi. Sarraf, ABD'de tutukluyken yapılan bir ses kaydına göre Sarraf'ın avukatı Şeyda Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adamlarıyla temas halindeymiş. Görüşme özetine göre (Erdoğan'ın) danışmanı, 'Bu sadece Rıza meselesi değil, milli bir mesele’ diyor.
19:56 Bu görüşmeler Sarraf'ın tutuklanmasından sonra gerçekleşmiş ancak Obama ile ilgili ifadelere bakılırsa görüşmelerin üzerinden epey zaman geçmiş.
19:51 Yine bir telefon görüşmesine ait ses kaydı dinletiliyor.
19:47 Sarraf ifade verirken, Atilla'nın avukatları, ABD hükümetinin, Sarraf'ın Türkçe telefon görüşmelerinin kayıtlarını savunma makamına vermekte geciktiğini söyledi. Avukatlara göre bu görüşmelerde Sarraf, dışarı çıkmak için yalan söylemeye razı görünüyor. Savunma avukatları kayıtları inceleyemedikleri için duruşmanın 2 hafta ertelenmesini talep etmişler.
Söz konusu kayıtlar, Sarraf'ın tutuklu olduğu döneme ait. (ABD'de cezaevlerinde telefon görüşmeleri kaydediliyor)
19:40 Başka bir tape delil dosyasına girecek. Oturuma 2 dakika ara verildi.
19:39 Soru: Hem altın hem de gıda sistemini kullandığınız oldu mu hiç?
Sarraf: Elbette.
19:37 Sarraf: Burada diyorum ki, Süleyman bankada en tepedeki kişi ve bankadan sorumlu olduğu için işle ilgili tüm yetki onda.
19:36 Sarraf, kayıtta Aslan'a vereceği rüşvetlerden bahsediyor.
Happani: Ne kadar göndereceksin?
Sarraf: Gıda için falan ne kadar göndermişiz, ona bak. Toplamda ona göre bir şey hesaplayıp gönderelim.
19:25 Savcı Sarraf'tan, bir telefon kaydını (Türkçe) doğrulamasını istedi.
Sarraf: Evet, konuşma bu şekilde oldu efendim. (Sarraf, burada, Abdullah Happani ile Halkbank'tan gönderilen paralarla ilgili konuştuğunu söylüyor.)
Kayıt dinletilecek ve delil dosyasına eklenecek.
19:20 Sarraf, ifadesi boyunca bu gıda sevkıyatı işlemlerinin sahte olduğu sürekli tekrarladı. Sorguda başka bir konuya geçiliyor.
19:17 Savcı: Bu evrakta doldurulan alanlara bakalım. "Nihai varış yeri: İran
Sarraf: Ben veya benim şirketlerim İran'a hiç gıda göndermedik.
19:14 Yeni bir delil: Sarraf, belgeyi doğrulayarak "Bu bir gümrük beyanı, efendim" dedi. Dubai'de verilen gümrük çıkış belgesi. Sarraf'ın ifadesine göre Atilla, sevkıyatların inandırıcı görünmesi için Sarraf'ı uyardı; "14 ton kapasiteli gemiye '25 ton yükledim' deme" dedi.
19:12 Sarraf ile Atilla arasında doğrudan geçen bir görüşmede Atilla, gıda sevkıyatı kayıtlarının inandırıcılığı konusunda endişeli; Sarraf ise yüklenen miktarların gemilerin hacmine eşit olduğunu söylüyor. Sarraf "Atilla, evrakların daha dikkatli hazırlanması gerektiğini söyledi" dedi.
19:07 Sarraf belgelerdeki karışıklıkla ilgili "Küçük gemiler, inandırıcı evraklar" dedi. İlave deliller dosyaya eklendi.
19:03 Soru: Atilla'ya yanıt olarak ne dediniz?
Sarraf: "Hakan Bey, biz onu değiştirdik" dedim.
(Sarraf'ın bugüne kadar ifadesinde ilk kez bu kadar uzun süre Atilla'dan bahsettiği görülüyor. Sarraf, Atilla'nın da bu işin ne kadar içinde olduğunu anlatmaya çalışıyor. Önceki günlerde Atilla her adı geçtiğinde sessizce kafasını sallıyordu.)
19:01 Sarraf, "Volgum" adlı gıda şirketinden bahsediyor. Sarraf, Atilla'nın Volgum'u anlamadığını söyledi: Hakan Atilla, Volgum'un altın ticaretinde kullanıldığını sanıyordu çünkü şirket başlangıçta bu amaçla kurulmuştu... Ancak daha sonra gıdaya dönmüştü.
19:00 Sarraf, Süleyman Aslan'ın "Sen Hakan Bey'i dinle, bir şey olursa o zaman konuşuruz." dediğini söyledi.
18:58 Sarraf, alt kademedeki banka çalışanları, Dubai'den İran'a giden sahte buğday sevkıyatlarını fark edince, Hakan Atilla ile konuştuğunu anlattı. Sarraf'ın "Dubai'de buğday yetiştirilmiyor" İfadesi, Atilla'nın "geri plandaki iş bitirici" olduğu iddiasını destekliyor.
18:54 Sarraf'ın ifadesine göre, evraklarda altın işlemleriyle gıda işlemleri birbirine karıştırılmış.
18:50 Sarraf, altın ve gıda ticareti için Halkbank'a ödediği komisyonları anlattı: Ödediğim en yüksek komisyon oranı yüzde 1.
18:48 Başka bir telefon tapesi delil dosyasına girdi.
BUĞDAY YETİŞMEYEN DUBAİ'DEN İHRACAT
Sarraf itiraflarında dikkat çeken bir hatasını da anlattı. Buğday yetişmemesine rağmen Dubai çıkışlı buğday ihracatını gösteren belge hazırladıklarını söyledi.
Soru: Nasıl bir hata bu yani?
Sarraf: Dubai'da buğday yetiştirilmiyor.
18:39 Sarraf: Ancak belge istendiği zaman işler karışıyordu. Sarraf, Süleyman Bey'in de bu belgelerin neden istendiğini anlamadığını fakat sorunu hemen çözeceğini ifade ettiğini söyledi.
18:35 Sarraf: Halkbank'ta ne kadar çok İran parası olursa, benim için o kadar iyiydi.
18:34 Sarraf ifadesinde, Bunghi adlı bir nakliye şirketinden bahsetti.
Soru: Bunghi adlı şirket sizin rakibiniz miydi?
Sarraf: Hem evet, hem hayır.
Soru: Ne demek istiyorsunuz?
Sarraf: Onlarla rakip değildik, çünkü onlar gerçekten gıda sevkıyatı yapıyordu ama biz yapmıyorduk. Rakiptik diyorum çünkü onlar da işlerinde Halkbank'tan gelen İran paralarını kullanıyordu. Yani benim Halkbank'tan alıp kullanabileceğim para tutarının azalmasına neden oluyorlardı.
18:30 Soru: Dikkat çekse ne olur ki?
Sarraf: Çünkü aslında gıda ürünü sevkıyatı gerçekleşmiyordu.
Soru: Gemilere gıda yüklemeden muayene belgelerini nasıl alıyordunuz?
Sarraf: O dönemde muayene belgelerini zaten alamıyorduk.
Soru: Neden alamıyordunuz?
Sarraf: Çünkü fiili olarak gıda veya ürün gönderilmiyordu. Ortada bir ürün yoktu.
(Sarraf ve Aslan bu konuya ilişkin birbirlerine birçok mesaj göndermiş.)
18:29 Sarraf'a göre, İran'a giden gemilerin tonajı çok düşüktü ve büyük tonajlı gemiler de dikkat çekebilirdi.
18:27 Sarraf, Aslan'a yanıt olarak, isterse işlemleri 5 milyon dolarlık parçalar halinde yapabileceğini söylüyor.
Aslan: Öyle daha iyi olur.
18:24 Süleyman Aslan'dan Sarraf'a gönderilen "Bu toplamlar, gerçek gıda ihracatı için uygun olmayabilir." mesajı doğrultusunda Sarraf'a "Aslan sizce burada ne demek istiyor?" sorusu yönlendirildi. Sarraf, "Demek istediği şu: İran'dan havaleyle gönderilen tutar... Meblağ çok büyük olduğundan, gıda ticareti için gerçek bir meblağa karşılık gelmiyor".
18:17 Daha önce de oturumlarda sözü geçen, Sarraf ile Süleyman Aslan arasındaki konuşmadan bahsedildi. Gıda ticareti mekanizmasında bazı rakamların gıda ticareti için çok yüksek ve inandırıcılıktan uzak olduğundan söz edildi.
18:12 Rıza Sarraf tanık kürsüsünde yerini aldı. Sarraf koyu renk bir ceket ve beyaz gömlek giyiyor. Bugün savcı doğrudan Sarraf'ın sorgusuna devam edecek.
18:07 Cuma günü gerçekleşen oturumda bir jüri üyesi uyukluyordu, bugün de bir jüri üyesi duruşmaya geç kaldı.
17:50 - Avukatlar ve izleyiciler yerini aldı. Jüri üyeleri bekleniyor. Sarraf henüz salonda değil.
(Çeviri: Sebla Küçük)
"Barış Güler’e yüz bin dolar ödeme yaptım"
Sarraf ABD’deki yargılamasının 4.duruşmasında Halk Bankası’nda altına çevrilerek İran’ın uluslararası ödemelerinin yapıldığı para düzenini Çin Halk Cumhuriyeti’nde nasıl kurmaya çalıştığını anlattı. Sarraf, Çin’de kurulacak şirket için Türkiye’den bir referans mektubuna ihtiyaç duyduklarını anlattı. Bu dönemde şirketlerinden birinde danışman olarak çalışan Barış Güler aracılığıyla babasından, yani dönemin İçişleri Bakanı olan babası Muammer Güler’den bu referansı temin ettiğini iddia eden Sarraf, “Yüz bin dolar Barış Güler’e ödedim” dedi.
Sarraf itiraflarında 3. gün: 'Süleyman Aslan'a daha fazla rüşvet vermemek için imzasını taklit etti…
Sarraf'ın itiraflarında 2.Gün... 'Erdoğan'ın onay verdiğini Çağlayan söyledi'
Rıza Sarraf, Zafer Çağlayan'a yaklaşık 50 milyon avro rüşvet verdiğini iddia etti
Rıza Sarraf'ın gizli Dubai planı mektupla ortaya çıktı... Falcılara bile sormuş
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...