Savcı hapis istedi!

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Prof. Dr. Gencay Gürsoy adına avukat Ömer Kavili ile İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği vekili olduğunu beyan eden avukat Muhammet Buhari Çetinkaya, davaya katılma talebinde bulundu.

Duruşma sırasında mahkeme heyeti ile tartışan avukat Ömer Kavili, salondan çıkartıldı.

Avukat Alptekin Ocak, Festus Okey'in kardeşi Tochukwu Gamellah Ogu'nun vekili sıfatıyla müdahillik talebinde bulunduğunu, Ogu'nun, Güney Afrika'nın Johannesburg kentinden vekaletname çıkartarak kendilerine ulaştırdığını ifade etti.

Ocak, şunları kaydetti:
''Vekaletnameyi tercüme ettirdik, mahkemeye sunuyoruz. Nijerya'nın Abiyastate kentinde ikamet eden babası Okey Ogu, annesi Love Ogu, kardeşi Onyedi Ogu ve diğer kardeşleri bizimle iletişime geçti. Vekaletname çıkartacaklardı, ancak başkente ulaşmalarının zorluğu nedeniyle henüz vekaletnamelerini sunamıyoruz. Festus'un soyadı Okey değil, Ogu'dur. Bize bu şekilde beyan edilmiştir. Festus Okey'in kimlik bilgilerini bize ulaştıracakları konusunda bir beyanları da vardır. Bu belgeler ulaştığında biz de tarafınıza ulaştıracağız.''

Sanık Cengiz Yıldız'ın avukatı Nihal Sezer ise ''Festus Okey'in kardeşi olduğu iddia edilen kişinin gerçekten şahsın kardeşi olup olmadığı belli değildir. Bu nedenle müdahillik talebinin reddini istiyoruz'' dedi.

Savcının esas hakkındaki görüşü

Duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı Mehmet Nuri Gür, toplanan kanıtlara göre, sanığın, üzerinde uyuşturucu madde bulunan maktulü Asayiş Büro Amirliğine getirmesinden sonra, aramanın bitmesinin ardından yanındaki polis memurunu odadan çıkarttığını, ayrıca giyinme işlemi sonuçlanmadığı halde maktulün giyindiğini düşünerek, başka bir polis memurunu çağırmak amacıyla kapıya yöneldiğini anlattı.

Savcı Gür, maktulün, sanığın kapıya yönelirken temkinli hareket etmemesinden faydalanarak silahını almaya kalkıştığını, her iki kişi tarafından tutulan tabancanın ileri geri hareket sonucunda ateş almasıyla olayın önce yaralanma, ardından da ölümle neticelendiğini, sanık ile maktul arasında herhangi bir husumet bulunmadığını kaydetti.

Sanığın, doğrudan kasıtla hareket ettiğini gösteren bir kanıt bulunmadığını dile getiren Gür, sanığın ''bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

Mahkeme heyeti, Festus Okey'in kardeşi olduğu iddia edilerek vekaleti sunulan Tochukwu Gamellah Ogu'nun, soyadının Ogu olması, şahsın mahkeme dosyasında ölen Festus Okey isimli şahısla gerçekten kardeşlik bağının bulunduğunu gösteren sadece bir veraset ilamı bulunması ve yakınlığını gösteren başkaca bir belgenin sunulmamış olmasını dikkate alarak, vekalete dayalı müdahillik talebini reddetti.

Avukatlar Ömer Kavili ve Muhammet Buhari Çetinkaya'nın katılma taleplerini reddeden mahkeme heyeti, avukatlar Kavili, Çetinkaya ve Burcu Özaydın hakkında, mahkeme heyetine yönelik iddia sınırlarını aşan ve hakaret içeren sözleri nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Duruşma ertelendi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu

Duruşmayı izleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, davayı en başından beri takip ettiğini söyledi.

Duruşma gününden önce Mecliste bazı aktivistlerin kendisini ziyaret ettiğini kaydeden Tanrıkulu, ''Ziyarette davayla ilgili bilgileri bize aktardılar. O nedenle bugün buradayım. Bu duruşma tam bir dramdır, yargı dramıdır. Adaletin nasıl gerçekleşmeyeceği bu tür davalar bakımından anlaşılıyor. Yurttaşlarımız bu koca adliye binalarında belki adaletin gerçekleştiğini sanıyorlar, ama gerçekten yargının bu zihniyetiyle adaleti Türkiye'de bulmak mümkün değil'' diye konuştu.

Festus Okey'in, renginden dolayı ayrımcılığa uğradığını ileri süren ve bunu yaşamıyla ödediğini ifade eden Tanrıkulu, şöyle devam etti:
''Bir dünya yurttaşı söz konusudur. Yargının yaklaşımını da adaletin gerçekleşmesi konusunda doğru bulmuyorum. Kimlik tespiti konusunda müdahil olmak isteyen avukatlara mahkemenin gösterdiği tutumu da kabul etmek mümkün değil. Müdahillik talebinde bulunan aktivistlerin, entelektüellerin ve aydınların dilekçelerine karşı suç duyurusunda bulunulmuş olması da başka kabul edilemez bir durumdur.''

Yargının, insan hakları ihlallerinde gösterdiği hoşgörüyü bu dava üzerinde de uyguladığını savunan Tanrıkulu, ''Türkiye, bu zihniyetle insan hakları karnesini düzeltemez'' dedi.

İddianame

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, olay tarihinde Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Cengiz Yıldız hakkında ''taksirle ölüme neden olmak'' suçundan 3 ile 6 yıl arasında hapis cezası isteniyor.