Savrulan dünyada aile sempozyumu

SEKAM tarafından düzenlenen ''Savrulan Dünyada Aile'' başlıklı sempozyumun açılışında konuşan Can, günümüzde toplumların aile düzeyinde yaşanan sorunlara duyarsız kaldığını savundu. Can, ''19. asrın materyalist ve seküler anlayışı, sanayileşme ile birlikte kadim kültürlere ve yerleşik tüm değerlere savaş açmış, toplumsal bağları çözerek toplumu birey haline getirip yalnızlaştırmıştır. Bireyselleşen ve yalnızlaşan insan, kurdu olan Şeytan'a teslim edilmiştir'' diye konuştu.

Birçok düşünürün toplumda ve aile yapısındaki sıkıntıları dile getirdiğini aktaran Can, medya, internet, müzik ve film sektörü, kozmetik sanayi, turizm sektörü, moda akımları ve seküler eğitimin bu sorunları hızlandırıcı etki yaptığını öne sürdü. Can, teknolojide, bilişim, iletişim ve ulaşım alanlarında hızlı değişimlerin meydana geldiğini ifade ederek, eskiden sanayileşmiş ülkelerde meydana gelen fikri ve toplumsal değişimlerin önceleri Türkiye'de 20-30 yıllık bir farkla etkisini gösterirken, günümüzde neredeyse anında hissedilmeye başlandığını kaydetti.

Türkiye'de fuhuş ve uyuşturucu kullanma yaşının 12 olduğunu belirten Can, ''2009'da evlenenlerin sayısı 591 bin 742, boşananların da 114 bin 162. Boşananların yüzde 40'ı evliliklerinin ilk 5 yılında boşanıyor ve boşananların yüzde 90'ı kent merkezlerinde yaşıyor'' şeklinde konuştu. Can, son dönemde meydana gelen çocuk cinayetlerine de değinerek, hala 2 bin çocuğun da kayıp olduğunu vurguladı.

Toplumun dejenere ve duyarsızlaştırılmak istendiğini savunan Can, bunun odağında da aile yapısının olduğunu ileri sürdü. Can, Anayasanın 41. maddesi çerçevesinde devletin aileyi korumakla sorumlu tutulduğunu, aileyi korumak için ''aile yardımları ve aile ödenekleri'' ile ''hukuki yardım'' olmak üzere iki yardım şeklinin olduğunu anlatarak, ''Aile sadece ekonomik ve hukuki yardımla kurtarılamaz'' dedi.

Ailenin genel olarak tarihin en eski örgütlü ilk yapısı olduğunu belirten Can, sözlerini şöyle tamamladı:

''Aile değer bağı ile akrabalık bağının birleşip güç kazandığı bir mekan, atmosferdir. Sağlam aile yapıları, kendisiyle, çevresiyle, toplumla, hayatla ve doğayla barışık, sağlıklı, dengeli, istikrarlı ve sorumluluk sahibi, kimlikli, kişilikli nesiller inşa eder. Savrulan bir dünyayı düzeltmek için aileyi fıtrat ekseninde yeniden yapılandıralım.''