'Sayın Başbakanımız sanki bir melek'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bizim Sayın Başbakanımız yalan söylemez, bizim Sayın Başbakanımız iftira etmez, bizim Sayın Başbakanımız halkı kandırmaz, bizim Sayın Başbakanımız yolsuzluk yapmaz, rüşvet yemez, bizim Sayın Başbakanımız tahrik siyaseti gütmez, bizim Sayın Başbakanımız sanki bir melek'' dedi.

'Sayın Başbakanımız sanki bir melek'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.01.2011 - 12:40

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'nın Kepez ilçesinde MHP İlçe Teşkilatını ziyaret etti. Teşkilat binasında partililerce karşılanan Bahçeli, daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bahçeli, bir gazetecinin, ''Sayın Başbakan muhalefeti tahrik siyaseti yapmakla suçladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, dün 44 üniversiteden 700'e yakın öğretim üyesiyle Manavgat'ta akademik çalıştay düzenlediklerini anımsattı. Milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyelerinin de katıldığı çalıştayda, cuma günü açıklanan MHP seçim beyannamesi üzerindeki olumlu düşüncelerin gözlendiğini ifade eden Bahçeli, ''2023 yılına kadar sürecek bir iktidar sürecinin daha başarılı kılınabilmesi açısından da arkadaşlarımızın yüksek katkıları olacaktır. Bu kanaati paylaşmış olduk'' dedi.

Önümüzdeki günlerde diğer üniversitelerden öğretim üyeleriyle bir araya geleceklerini bildiren Bahçeli, şunları söyledi: ''MHP'yi iktidara hazırlamanın ötesinde, daha etkin, verimli, sağlıklı ve sorun çözen bir iktidar yapısının nasıl oluşması gerektiği noktasında bilim insanlarının desteğini de alarak, yolumuza devam edeceğiz. Biz bu güzel çalışmaları sürdürürken Sayın Başbakan, bir tahrik siyasetinden bahsediyor. 12 Eylül öncesi yaşanmış olayları kaşıyarak toplumu yine germe politikası takip ediyor. 8 yıldan bu yana bu ülkenin Başbakanıdır. Kahramanmaraş olaylarını tekrar gündeme getirip inceleyebilir, Sivas olaylarını inceleyebilir, bunlarla ilgili yeniden bir sorgulama başlatabilir. Bunların hiçbirisini yapmaksızın MHP'yi suçlamaya yönelmesi, izahı çok zor bir durumdur. Bizim Sayın Başbakanımız yalan söylemez, bizim Sayın Başbakanımız iftira etmez, bizim Sayın Başbakanımız halkı kandırmaz, bizim Sayın Başbakanımız yolsuzluk yapmaz, rüşvet yemez, bizim Sayın Başbakanımız tahrik siyaseti gütmez, bizim Sayın Başbakanımız sanki bir melek. Melek gibi bir Başbakanımız var. Herhalde bu millet, bu melek gibi Başbakan'a bir kez daha sahip çıkarak, kendisini haziran ayında gerekli milli iradeyle, milletten aldığı desteği geri çekmek suretiyle tekrar halkın arasına gönderecektir. Bu kanaat ve düşünce içerisindeyiz. O bakımdan biz tahrik siyaseti yapmıyoruz. Sayın Başbakan'ın da yapmadığı kanaatindeyim, eğer bunlar tahrik sayılmazsa.''
 

'Yanlış hesap sonucu, MHP'nin iktidarı olacak Allah'ın izniyle'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis'te iki siyasi partiyi görmek istediğine yönelik açıklamaları da sorulan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının çelişkili olduğunu öne sürdü. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''12 Eylül referandumuyla halk oyuna sunmuş olduğu gizli gündemli anayasa değişikliğinin halk tarafından kabulü, özellikle ülkücü ve devrimciler tarafından da desteklenmesi arzusuyla 12 Eylülden hesap soracağını söylemiştir. Aradan geçen süre içinde binlerce başvuru söz konusuyken hesap soracak bir adım atılmamıştır. Birçok insanımız 12 Eylülden hesap sorulması maksadıyla savcılıklara başvurmuştur ama şu ana kadar herhangi bir sonuç elde edilememiştir. Sayın Başbakan 12 Eylül ara rejiminin siyasi düzenlemesine tarafkir bir yaklaşımla iki partili bir siyaset önermektedir. Demek ki Sayın Başbakan, 12 Eylül ile özdeşleşmiş. 12 Eylülü yapan zihniyet, 1983 yılında yeniden siyasi yapılanma sürecini başlattığında, iki partili bir siyasi parlamenter rejim düşüncesini ortaya koymuş. Sağı toplamak için Milliyetçi Demokrasi Partisini, solu toplamak için de Halkçı Partiyi kurdurtturmuş fakat bir hesap hatasıyla ANAP aradan çıkmış ve iktidar olmuştur. Şimdi eğer bu böyleyse tarih tekerrür edecekse, bir tarafta AKP, bir tarafta CHP, yanlış hesap sonucu MHP'nin iktidarı olacaktır Allah'ın izniyle.''

Bahçeli'ye, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, Kartalkaya'da yaptığı değerlendirmede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimleri üçüncü kez kazanarak, ''siyasi başpehlivanlığı alacağı'' şeklindeki sözleri de soruldu. Devlet Bahçeli, bu soruyu, ''Bizim Kartalkaya gibi bir lüksümüz yok. Böyle bir lüksü yaşamadığımız için orada söylenenlere hiç aldırış etmiyoruz'' diye yanıtladı. Alkol kullanımına ilişkin düzenlemelere ilişkin bir soru üzerine Bahçeli, alkolün kötü bir alışkanlık olduğunu, içilmemesinde fayda bulunduğunu belirterek, ancak yasal düzenlemeler ve mahalle baskısının, yasaklara karşı eğilimi olan insanları içkiye sevk edeceğini savundu.

Bir gazetede bugün yayımlanan, içki kullanımının arttığına yönelik haberi de hatırlatan Bahçeli, ''Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Kurumlar aracılığıyla, eğitim yoluyla, aile fertlerinin çocuklarına telkinleriyle, Yeşilay Derneği aracılığıyla içkinin kötü bir alışkanlık olduğunu gençlerimize anlatması, yasaktan çok daha iyidir. Acaba Sayın Başbakan içki üretimini ve satışını artırmak için bir tahrik politikası mı takip ediyor? Onu da kendisine sorun bakalım'' diye konuştu.

 

'Bu ülke hepimizindir'

Döşemealtı ilçesindeki kapalı pazar yerinde halka seslenen Bahçeli, Türkiye'yi 8 yıldır tek bir siyasi partinin yönettiğini, bu iktidar sürecinin ilk 4 yılının ''acemi ve aceleci politikalarla'' geçirildiğini söyledi. Milletin bu siyasi partiye tekrar teveccüh göstererek daha fazla oy oranıyla bir kez daha şans verdiğini belirten Bahçeli, ''Ortaya konmuş 8 yıllık uygulamalar dikkate alındığında, bu siyasi iktidar, milletimizin kendisine vermiş olduğu bu yüksek teveccühü tam hazmedememiş, büyük bir kibir ve gurur içinde, 'Herşeyi ben bilirim' anlayışıyla, tek adama dayalı bir parti yönetimi şuuruyla hareket ederek, Türkiye'yi bugün yol ayrımına, iç ve dış tehditlerle derinleşmiş bir kavşağa getirmiştir. Her defasında da Sayın Başbakan, 'Ben milletin desteğiyle geldim' diyerek bugüne kadar yapmış oldukları yanlışların bütününün millet tarafından da tasvip edildiğini vurgulamaya çalışmıştır'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın kendinden önceki tüm siyasi partiler ve liderleri yok saydığını söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu: ''Bu ülkede ne olmuşsa 2002 yılında kendisiyle birlikte olmuş, hergün TOKİ aracılığıyla çok yatırımlı açılış ve temel atmalarla milletimizi oyalayıp, kandırma yolunu tercih etmiştir. Milletimiz getirmiştir, doğrudur. O zaman bugünkü iktidarı milletimiz götürmelidir. Nasıl millet bir siyasi partiye ülkeyi yönetmek için bu kadar yüksek imkan veriyorsa, iyi yönetilmeyen bir ülkeyi gördüğümüzde yine aynı millet, 'Ben sana destek verdim, başaramadın, istismar ettin, beni aldattın, ekonomik ve sosyal sorunlarıma çözüm getiremedin. Öyleyse ben seni götürüyorum' demelidir. Ve millet iradesiyle bugünkü iktidar başaşağı gitmelidir. Bunun dışında iktidar değişimi için başka bir yola başvurmak doğru değildir. Bu ülke hepimizdir. Bu ülkenin insanları bu siyasi partileri kurmuştur. Bu siyasi partilerden birisi iktidar olur, diğerleri muhalefet olur. Gün gelir muhalefetteki iktidar olur, iktidar muhalefete düşer veya parlamento dışında kalır. Bu demokrasinin gereğidir ve bir demokratik oyundur.''

'Masumane kılıf'

Bahçeli, demokrasi dışında hareket edilmemesi gerektiğini, darbelerle, ara rejimlerle bir yere varmanın mümkün olmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu: ''Şimdi yanlışlıkları darbe korkusuyla, ara rejim tehdidiyle kendilerini bağışlatabilecek tarzda istismar etmeye de anlam veremiyoruz. Eğer darbe teşebbüsünde bulunanlar varsa, hükümet sizsiniz, Meclis'te çoğunluğunuz var. Tek başına iktidarsınız. Ne gerekiyorsa onu yaparsınız. Ancak iktidardaki başarısızlığını, 'Beni darbe yoluyla aşağı almak istiyorlar' diyerek yine bir masumane kılıf içerisinde milleti aldatmaya gerek yoktur. Böyle bir durum karşısında iki de bir ara rejim, darbe çağrısıyla iktidarda sürekli kalmak doğru da değildir. Milletin iradesiyle geldiğini söylüyorsun, e bırak, gideceksen de kalacaksan da yine milletin iradesiyle gitmeye ve kalmaya rıza göstereceksin.''
 

CHP'ye eleştiri

Ortadoğu bölgesinde son günlerde yaşanan ayaklanma ve gösterilere de dikkati çeken Bahçeli, Tunus'un ardından Mısır'da yaşanan olayların tehlikeli bir boyuta doğru gittiğini anlattı. Bahçeli, yaşanan olayları, ''Bulaşıcı bir hastalık gibidir, bulaşıcı etkileri olabilir. İktidarı değiştirmek isteyenler, bu tür bulaşıcı hastalıklara kapılmamalıdır'' diye yorumladı. Bahçeli, Türkiye'nin, istikrar, barış ve millet iradesiyle yönetilmek istediğini, bunun haricindeki yollara başvurulmaması gerektiğini belirterek, ''Hele hele iktidara kızarak, 'İktidarı millet desteğiyle değiştirme şansım kalmadı' diyerek bu tür bulaşıcı hastalıkları Türkiye'ye taşımak hevesinde olanlar, çok daha dikkatli olmalıdır'' diye konuştu.

Hakkari, Şırnak, Diyarbakır ve İstanbul'un bazı bölgelerinde, terör örgütü PKK üyelerinin gösterilerinde de, ''bu bulaşıcı hastalıktan yararlanabileceğine'' dikkati çeken Bahçeli, bu durumun Türkiye'yi bir kardeş kavgasına sürükleyebilecek faaliyetleri yaygınlaştırabileceğini kaydetti. İktidar değişikliğinin millet iradesiyle yapılması gerektiğini belirten Bahçeli, ''Türkiye'yi bölmek isteyenlere çanak tutacak, onları cesaretlendirecek veya bir yerdeki iktidar değişikliğini burada da iktidar değişikliği yaparak, 'Bu yolu tercih ediyorum' diyenlerle birleşip Türkiye'yi kardeş kavgasına sevk edecek hataya düşülmemelidir. Ne olursa olsun, bit için dam yakılmaz'' diye konuştu.

'Milleti tahrik etmekten utanmıyor musun?'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yılın yarısını yurtdışında geçirdiğini, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ileri süren Bahçeli, bunun da iç ve dış tehditlerin derinleşmesine, kökleşmesine neden olduğunu iddia etti. Bahçeli, ''Sayın Başbakan aslı astarı olmayan bir yerde yine temel atıyor. At, ne kadar yalanın sonu varsa elbet bir gün onu göreceğiz'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın temel atma törenlerinde, Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas olaylarını hatırlattığını kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Farkında olmadan mezhep çatışmasını kaşıdığının şuurunda değil. Ne yapalım yani? Şimdi Sayın Başbakan tahrik siyasetinden bahsediyorsun. Milleti tahrik etmekten utanmıyor musun? Tekrar Kahramanmaraş olayları mı olsun istiyorsun? Tekrar Sivas olayları mı olsun istiyorsun? Bu ülkede Sünni'si, Alevi'si ile kardeşçe yaşamak seni niye rahatsız ediyor? Niye gerilimden sonuç çıkartmaya, çatışmadan itibarını devam ettirmeye hevesleniyorsun? Bu sözlere ne gerek var? Nerede temel atıyorsan at, nerede açılış yapıyorsan yap. TOKİ yanında, yandaşların yanında, hanedanların yanında, peki garipten gurebadan, filan mezhepten, etnik unsurdan ne istiyorsun? Neden tahrik ediyorsun. Bu konuda aklınca MHP'yi suçlamaya çalışıyor. İktidarda mısın? Geçmişte ne varsa balyozcuydu, şuyuydu, buyuydu ortaya çıkarıyorsun. Haydi Kahramanmaraş olaylarını yeniden incelet bakalım, altından kim çıkacak. Sivas olaylarını yeniden incelet bakalım, altından, özellikle Sivas'ta kim çıkacak. Eğer bunları inceletirsen MHP değil, AKP ve AKP'lilerin bazıları bu millet nezdinde utanır, sen de mahcup olursun Sayın Başbakan.''
 

'MHP korkusu sarmış'

Devlet Bahçeli, MHP olarak iktidara talip olduklarını, desteklenmeleri halinde ülkede terör, işsizlik, yoksulluk ve rüşvetin kalmayacağını savundu. ''Hepsinden hesap sormazsam namerdim'' diyen Bahçeli, ''Şimdiden Recep Tayyip Erdoğan'ı MHP korkusu sarmış. MHP'yi ne yapıp da yapıp yok etmek için her türlü oyuna giriyor. Ama MHP güçlenerek geliyor. Bozkurtun sesi senin ensende dolaşıyor. Allah nasip ederse Yüce Divan'da dokunulmazlık kaldırılarak bugüne kadar yetimin bir kuruşunu yemişsen, bin defa onu senin kursağından geri alacağım'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler