"Seçimde eşitlik şartı bozuldu"

9'ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 29 Mart yerel seçimleri öncesinde iktidarın devletin imkanlarını kullanması, muhalefetin ise bunun karşısında zayıf kalmasının eşitlik şartını bozduğunu belirtirken, "TRT'nin ve Mülki İdare'nin tarafsızlığını koruması" uyarısında bulundu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.03.2009 - 10:01

9'ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel EkoEnerji Dergisi'nden Prof. Dr. Mustafa Ültanır'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın Davos çıkışını değerlendiren Demirel, liberal ekonominin mabedi sayılan Davos'a Hamas'ı esas alan Filistin-İsrail meselesini getirmenin yanlış olduğunu vurguladı. İsrail'in Gazze saldırısının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini kaydeden Demirel, Başbakan Erdoğan'ın Davos çıkışının sorunu Türkiye'de adeta konuşulmaz hale getirdiğini belirtti.
Demirel şunları söyledi:

"Türkiye'de seçim öncesinde hadise Başbakanın Davos'ta kabadayılık gösterdiği, Türkiye'nin gururunu çok iyi savunduğu ve de Türkiye'ye dil uzatanlara gerektiği dersi verdiği şeklinde anlatıldı. Bir Davos kahramanlığı Türkiye sathına yayıldı. Hayır öyle değildi, hadisenin görüntüleri öyle görünüyorsa da, bu boks maçı değildi ki, karşı karşıya kalan kişilerden birisi öbürünü dövdü veya birisi öbürünü alt etti gibi yorum çıkarmak mümkün olsun. Bunu tartışmak, bugün Türkiye'de mümkün değil. Yalnız, keşke bu olmasaydı. Çünkü bizim sokaktaki vatandaşımıza bir kabadayılık, bir yiğitlik gibi görünen bu meselenin dışarıdaki görüntüsü öyle değildir. Arap ülkelerindeki görüntüsü dahi öyle değildir. Bir defa Arap ülkelerinde, Arapların işine karıştığımız için bir homurdanma vardır. Ayrıca, Hamas dünyaca bir terör örgütü olarak ilân edilmiştir. Türkiye, sanki orada ezaya cefaya uğrayan insanlara değil de, bir terör örgütüne destek veriyormuş gibi bir durum ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, Türkiye'nin kendi başında da bir terör olayı vardır. Bilen bilmeyen, 'Eğer siz buradaki terör olayına hak veriyorsanız, biz de PKK terörüne hak veririz' gibi beyanlarda bulunmuşlardır. Hatta Türkiye'yi rencide edecek sözler söylemişlerdir."



"Hariciyeciler incitilmemeli"

Demirel Başbakan Erdoğan'ın Davos çıkışını eleştiren diplomatlara yönelik tavrını da eleştiren Demirel "eskisiyle yenisiyle hariciyeci kadroları incitmenin hiçbir yararı yoktur, yanlıştır" dedi.

 

"Devletler arası meseleler öfkeye kurban edilemez"

25 Şubat'ta Türkiye'ye gelen senatör George Mitchell'in kendisini aradığı ve kısa bir konuşma yaptıklarını belirten Demirel, devletler arasındaki meselelerin öfkeye kurban edilemeyeceğini ifade etti. Demirel Türkiye-İsrail ilişkileri konusunda ise "Bütün bu olaylar Türkiye ile İsrail arasında bir kırgınlık sebebi olabilir. Ama, kırgınlık şu veya bu şekilde devam etse bile, resmen onun üstü kapatılır. Aslında bir kırgınlık, bir yara olmuştur, ama kırgınlık kapatılır. Uluslararası meselelerde önemli olan karşılıklı menfaattir. Vaka ve vaka (case by case) karşılıklı menfaattir. Bunlar olmuştur. Fakat bakarsınız, yarın sabahleyin Türkiye ve İsrail başka bir meselede beraber hareket ederler. Yani, diplomaside küskünlük yoktur, incinme vardır. Aslında Davos olayı olmasa daha iyiydi, yanlış zamanda, yanlış yerde yanlış bir kavga" dedi.



"Orta yerde iddiname yok insanlar itilip kakılıyor"

29 Mart yerel seçimleri öncesinde yaşanan gelişmeleri ve tartışmaları da değerlendiren Demirel, iktidarla anamuhalefet arasında büyük bir mücadele olduğunu belirtirken Ergenekon davasını da değerlendirdi. Demirel "Hukuk devletinde hukukun üstünlüğünü zedeleyen bir durum var orta yerde. Henüz orta yerde bir suç yokken, 'şu suç işlenmiştir' diyen bir iddia yokken, insanlar gece yarısı tutuklanabiliyor. Aylarca hapishanelerde kalıyor. Orta yerde iddianame yok, itiliyor, kakılıyor. Telefonlar dinleniyor. Müthiş bir huzursuzluk var. İnsanlar, acaba ne zaman bize sıra gelir gibi bir korkunun içine girmişlerdir. Böyle bir ortamda bu karşılıklı mücadele aslında Belediye Seçimleri meselesini çok aşar. Bu mücadele Belediye Seçimleri ile de bitmez" dedi.

 

"Yerel seçim genel seçimi getirir"

Demirel yerel seçimlerin genel seçimleri gündeme getirebileceği yönündeki tartışmalar konusunda, bunun yerel seçimlerde iktidarın alacağı sonuca bağlı olduğunu söyledi. Demirel "Siyasi iktidar kendine göre zafer sayılabilecek bir netice alırsa, 'Siz böyle mi istiyorsunuz? Pekâlâ halka gidelim' diyebilir. Eğer siyasi iktidar gerilerse, o zaman muhalefet seçim ister. Bu yerel seçimler, çok kere bir genel seçimi getirir" diye konuştu.


"Seçimde eşitlik şartı bozuldu"

Siyasi partiler arasındaki konuşmaların dozunun yüksek olduğunu ancak meydanların sakin olduğunu vurgulayan Demirel, iktidarla muhalefet arasında yaşanan halka dağıtılan yardımlarla ilgili tartışmalar konusunda ise şunları söyledi:

"İşin içerisinde seçim eşitsizliği var. Bir tarafta Seçim Kanunu'nu, Anayasa'yı, Yüksek Seçim Kurulu'nu dinlemeden, rey almak için birtakım mal dağıtma işleri devam ediyor. İddia budur. Aksi taktirde zaten, kışın ortasında yiyecek ekmeği olmayan Tunceli'deki adama götürüp buzdolabı vermenin bir manası yok. Fukaranın içine koyacak bir şeyi de yok orada. Tabii ki bir taraf devletin vasıtalarını kullanarak seçim propagandası yapıyor. Dün bunlar yapılamazdı. Ben Başbakan olarak seçim propagandasına hiç devletin vasıtasıyla gitmedim. Parti onları ayarlar. Yasalar değişmese bile, bence bir tarafın devletin imkânlarını kullanması, diğer tarafın ise onun karşısında fevkalâde zayıf kalması, netice itibarıyla eşitlik şartını bozuyor. TRT'nin ve Mülki İdare'nin tarafsızlığını koruması şarttır."



"Güneydoğu'da sadece iktidar ile PKK'nin yönlendirdiği iki parti var"

Güneydoğu'da son 10 yıldır iki tane siyasi parti olduğunu bunlardan birinin genellikle iktidar partisi olduğunu diğerinin de PKK terörünün istikametlendirdiği parti olduğunu vurgulayan Demirel, "Bunların dışında parti yok, zaten onların dışında parti barınması da mümkün değil. Orada oy isteyenlere vatandaş, 'enden misin?'diye soruyor. Yani, benim ırkımdan mısın diye soruyor. Buna, "Hayır, bu ülkenin vatandaşıyız, 'hepimiz kardeşiz' falan deseniz, buna itibar etmiyor. Ondan sonra 'Dinimden misin?' diye soruyor. Bu iki esas üzerinde hadiseler cereyan ediyor. Üzüntüyle söyleyelim ki, bu olay Türkiye'nin çok önemli bir yarası" dedi.



"Yeni bir anayasa tartışması açmak siyasi polemik yaratır"

Anayasa değişikliğine ilişkin tartışmalar konusunda da değerlendirmelerde bulunan Demirel, Anayasada değişiklik yapmadan pek çok şeyi yapmanın mümkün olduğunu belirtirken "Onları yapmak varken bir anayasa tartışması açmanın yeni bir siyasi polemik yaratacağı kanaatindeyim. Bugünkü şartlar içerisinde, Türkiye'nin fikren bölünmüşlüğünün ve Türkiye'de büyük meselelerin halkın zihnini tırmaladığı, pek çok şeyin anlaşılamaz hale geldiği bir zamanda , yani Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinin tartışıldığı bir zamanda, bir anayasa değişikliği yapılmasının Türkiye'ye, hiç olmazsa şu anda bir yararı olacağına kani değilim" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler