'Seçime üç ay kala uçuk vaatler sıralanıyor'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçime üç aydan kısa bir süre kala, uçuk, gerçekleşmesi mümkün olmayan, Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmeyen vaatlerin ardı ardına sıralanmaya başlandığını belirtti.

'Seçime üç ay kala uçuk vaatler sıralanıyor'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.03.2011 - 12:53

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Uygulamaya Aktarılması ve Performans Yönetimi Projesi''nin tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, 2023 yılına ilişkin vizyonlarını telaffuz etmeye başladıklarında, bunun bir hayal olduğu, bu hedeflerin ulaşılamaz olduğu ya da altlarının dolu olmadığı gibi eleştiriler yapıldığını belirterek, 2023'e ilişkin şu ana kadar açıkladıkları tüm hedeflerin, üzerinde detaylı şekilde çalışılan, her türlü hesaplaması yapılan tamamen gerçekçi hedefler olduğunu söyledi.
Yapamayacakları, gerçekleşmesi mümkün olmayan, akılcı olmayan hiç bir hedefin, 2023 projesi için telaffuz edilmediğini ifade eden Erdoğan, millet ile doğrudan, şeffaf ve karşılıklı güven esasına dayalı bir iletişim kurma konusunda hassasiyetlerini dile getirdi.

''İnanç öyle bir güçtür ki tekeden bile süt çıkartır'' diyen Erdoğan, insanın inanmadığı işte başarılı olamayacağını, ''Ben bunu başaracağım'' dediğinde başarıya ulaşacağını kaydetti. Erdoğan, ''Biz bu yola çıkarken 8 yıl önce neyin kararını verdiysek, hamdolsun bunlar başarıldı'' dedi. Siyasetlerinde popülizme yer vermediklerini, umut tacirliği, hayal tacirliği yapmadıklarını söyleyen Erdoğan, ''Hiç bir zaman tutamayacağımız sözler vermedik. Verdiğimiz sözlerin de her zaman arkasında olduk'' dedi.

Başbakan Erdoğan, siyasetteki bu tavırlarının, siyaset kurumu ile vatandaş arasındaki güvenin de yeniden tesis edilmesini sağladığını ve anketlerde en az güvenilir kurum olarak çıkan siyaset kurumunun, kendi dönemlerinde adeta itibarını yeniden kazandığını anlattı. Türkiye'de siyasetin bir dönem sadece popülizm ve boş vaatlerle yapıldığına işaret eden Erdoğan, seçim öncesinde siyasi partilerin, milletin ihtiyaçlarını kampanyalarına abartılı biçimde yansıttığını ancak vaatlerin tutulmadığını ve büyük hayalkırıklıkları yarattığını kaydetti.
  

'Ofsaytın kaldırılması gibi vaatler siyasi tarihimizde yerini almıştır'

Erdoğan, ''Bir ara, vaatler o kadar uçuk noktalara ulaştı ki, 'boğaz köprüsüne otobüs durağı', 'ofsaytın kaldırılması', 'her eve gazoz şebekesi kurulması' benzeri seçim vaatleri siyasi tarihimizde yerini almıştır'' diyerek, bu alışkanlığın bir devamı olarak, bugünlerde muhalefetin benzer vaatleri dile getirdiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Seçime üç aydan kısa bir süre kala, son derece uçuk, gerçekleşmesi mümkün olmayan, Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmeyen vaatler ardı ardına sıralanmaya başlanmıştır. Dikkatinizi çekiyorum... Siyasi tarihleri boyunca, asker üzerinden, ordu üzerinden siyaset yapanlar, müdahalelere alkış tutanlar, orduyu göreve çağıranlar, müdahale sonrasında nöbetçi hükümet olanlar, demokrasinin gelişmesi ve vesayetin ortadan kalkmasıyla umutlarını yitirmişler; ama bu sefer de askerlik süresi üzerinden, yani yine ordu üzerinden siyaset yürütme yoluna tevessül etmişlerdir. Böyle ciddi bir meselenin, seçime çok az bir süre kala, gençlerin umutlarını istismar edecek şekilde kamuoyunun gündemine taşınması, asıl niyetin popülizm olduğunu zaten ortaya koymaktadır.''

 

Seçim vaatleri

Erdoğan, Türkiye'de birilerinin maalesef milleti her fırsatta küçümsediğini, ''bidon kafalı'', ''göbeğini kaşıyan adam'', ''yüzde 60'ı aptal'' diyerek, milletin tercihini, takdirini aşağıladığını anlattı. Seçime kısa süre kala, gerçekleşmeyecek vaadlerin ardarda sıralanmasının da millete yönelik bu nazarın bir yansıması olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Muhalefet partileri, milleti anlamaz yerine, gayri mümeyyiz yerine koyarak, uçuk vaadlerinin prim toplayacağı zannına kapılmaktadır. Milletimiz, bu vaadlerin hesapsız, kitapsız olduğunu, gerçekleşme şansının olmadığını çok iyi biliyor. Hele sizler girişimciler, yatırımcılar olarak bu işi çok daha iyi biliyorsunuz. Dahası, geçmişte yaşadığı acı tecrübelerle, bol keseden dağıtanlara da asla tevessül etmiyor. Hele hele şu ifadeler de anlamlı; Biz 'mevcut hükümet neyi dağıtıyorsa zaten onu vereceğiz' diyor. Bizim dağıttıklarımızla onların verdiklerinin mukayesesi kabil değil. Bakın, biz bu alanda çok enteresan işler yaptık. Şimdi valiliklerimiz, kaymakamlıklarımız vasıtasıyla fakir fukaraya kömür dağıttık değil mi? Biz bu kömürü dağıtırken özellikle bizim kömür ocaklarımız durmuştu. Kömür madenlerinin olduğu bölgelerde kamyon şoförlerimiz tamamen çalışamaz hale gelmişti. Manisa'da tüm kamyon şoförleri ağlıyordu. Şırnak, Cizre adeta kamyon mezarlığı haline dönmüştü. Şırnak kömür ocakları çalışmıyordu. Biz bunu çalıştırmaya başlayınca hem kömür ocakları çalışmaya başladı hem de oradaki kamyonları devreye sokmak suretiyle bütün o bölgelerde artık kamyon şoförü ekmek sahibi olmaya başladı. Bir de tabii ki çok çok ucuz maliyetle biz fakir fukaraya o kömürü ulaştırdık. Yani biz mevcut imkanlarımıza değer kazandırdık. Ama şu anda muhalefet bu işin nasıl yapıldığının farkında bile değil. Bir taraftan da biz oradaki bütün o kamyon şoförlerinin, onların evine, iş meydana getirmek suretiyle aş götürmesini sağladık. Aynı şekilde pirincinden tutun makarnasına, yağına, şekerine varıncaya kadar bunları çok yüklü miktarda satın alan Sosyal Dayanışma Yardımlaşma, çok çok ucuza satın almış. dolayısıyla bunları da ucuza fakir fukaraya ulaştırmıştır. Şimdi 'Bunları vermeyeceğiz, biz parayı vereceğiz' diyor. Yahu sen bunun maliyetini yüzde 100 artırıyorsun kardeşim. Sen bunun da farkında değilsin. Senin o vereceğin para, satın alma gücü itibariyle yarı yarıya düşer. Bunun bile farkında değilsin. Ama biz bunu tam manasıyla çok daha farklı hale getirdik. Üstelik de senin şu anda 'Şu kadar vereceğim' dediğin rakamları... Başbakan Yardımcım açıklamalarını yaptı ve sizin ifade ettiğiniz rakamlar, 13 milyarın ifadesini kullanıyor. Biz hesabını yapıyoruz, 24, bir diğer hesapla 36 milyar gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Bütçede bunun yeri nasıl?, Hesabını yaptın mı? Ama böyle bir hesap olmadığı için de Kayseri'ye deniz getirme vaadinde bulunanlar gibi bunlar da şimdi bu vaadleri yapıyor.''

Seçim beyannamesi

Başbakan Erdoğan, 2023 hedeflerinin popülizmden, hayalcilikten tamamen uzak, ayakları yere basan hedefler olduğunu kaydederek, hedeflerin, 3-4 aylık, 4-8 yıllık değil 4 4 4, toplamda 12 yıllık bir hedef olarak belirlediklerini, bu konudaki samimiyet ve kararlılıklarının da göstergesi olarak bunu açıkladıklarını kaydetti. Şu ana kadar 2023'e yönelik milli gelir, ihracat, eğitim, ulaştırma, enerji, işsizlik gibi bazı temel göstergeleri paylaştıklarını belirten Erdoğan, ''Şu anda seçim beyannamemiz, 2023 hedeflerini esas alan bir içerikle hazırlanıyor. Çalışmalarımız devam ediyor ve çok daha fazla hedefi, inşallah geniş katılımlı bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklayacağız ki bu büyük ihtimalle aday listesi açıklandıktan hemen sonra biz seçim beyannamemizi açıklayacağız, 2023...'' diye konuştu.

Bazı muhalefet partilerinin, 2023 hedeflerine sahip çıkması, kendi projeleri olduğunu iddia etmesinin kendilerini sevindireceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, 2023 vizyonunun muhalefet tarafından da paylaşılmasının demokrasinin kalitesi adına sevindirici olduğunu ancak, ''iktidarları döneminde Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetenlerin, ekonominin tüm dengelerini alt üst edip bir gecede Türkiye'yi ciddi şekilde yoksullaştıranların, bugün 2023 hedeflerine sahip çıkmasının tam bir tezat'' olduğunu vurguladı.

Erdoğan, ''O günleri herhalde unutmuyoruz. Yani yüzde 7 bin 500 faizlerin ödendiği o günleri unutmuyoruz. Yine muhalefetleri döneminde, Türkiye'nin önüne hiçbir hedef, hiç bir vizyon koyamayanların, milletin derdine derman olacak hiçbir proje açıklamayanların, bizim ortaya koyduğumuz hedeflere sahip çıkması, kolaycılıktır, fırsatçılıktır'' dedi. Başbakan Erdoğan, 2023 hedeflerinin patentiyle değil, içeriğiyle, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesiyle, Türkiye'nin bu vizyonla ilerlemesiyle ilgili olduklarını belirterek, TİM'in, 2023 hedefleri arasında yer alan 500 milyar dolar ihracat hedefiyle ilgili güzel bir proje hazırladığını, bu projenin, Ocak ayında Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sunulduğunu, söz konusu toplantıda, projenin Dış Ticaret Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve TİM tarafından ayrıntılı bir şekilde çalışılmasını kararlaştırdıklarını anlattı. Erdoğan, ''Hedefimiz, bu çalışmanın tüm kamu kuruluşları için yön gösterici bir strateji belgesi haline gelmesiydi'' dedi.
 

'İhracatımıza esnek bir yapı kazandırmak istiyoruz'

Başbakan Erdoğan, 2023 ihracat stratejisinin gerisinde, 2009 yılından bu yana sektör temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleştirilen çalışmalar, stratejinin odağında ise, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşma hedefi bulunduğunu belirtti. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM), hazırladığı projede, önümüzdeki 12 yılı kapsayan makro ve sektörel öngörüler belirlediğine değinen Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: ''İhracatımıza, gelecek dönemlerin ihtiyaçlarına ve taleplerine uygun, esnek bir yapı kazandırmak istiyoruz. Üretim yapımızı, ihracat hedeflerimize uygun bir şekilde geliştirecek, bazı alanlarda yeniden oluşturacağız. Stratejimizin kamu bölümünün uygulayıcıları olan kurum ve kuruluşlar, Dış Ticaret Müsteşarlığımız ve Devlet Planlama Teşkilatımızla işbirliği içinde üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirecekler. Kalkınma planları ve yıllık programlar, bu stratejide yer alan hedeflere uygun şekilde oluşturulacak. Bu çerçevede ulaşım ve lojistikten başlayıp AR-GE ve inovasyona, ucuz ve kaliteli girdi ihtiyacının karşılanmasından finansmana, eğitimden nitelikli iş gücü yetiştirilmesine kadar uzanan çeşitli projeler geliştirilecek, faaliyetler icra edilecek. Ülkemizin dünya ticaretinden aldığı payı artırabilmek için aşamalı bir plan ortaya koymak ve bunu da hayata geçirmek durumundayız.''
 

Libya

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son haftalarda Kuzey Afrika'da ve bölgede yaşanan olayların olumsuz bir etki meydana getirdiğini ancak bu tür olayların, karamsarlık doğurmaması gerektiğini dile getirerek, bu olayların farklı örneğinin Irak'ta yaşandığını, Irak'ın Türkiye için çok olumsuz neticeler vereceğinin söylenmesine rağmen Türkiye'nin lehine neticeler verdiğini anlattı. Erdoğan, bunun Türk işadamlarının cesaretinden geldiğini, risk paylaşımı olmasa böyle bir sonuç almanın mümkün olmadığını belirtti.

Türkiye'nin ihracatının dünya ticaretinden aldığı payın 2013 yılında yüzde 0,91'e, 2018 yılında yüzde 1,14'e, 2023 yılında yüzde 1,46'ya ulaştırılması, bunun içinde de yıllık ihracatta ortalama yüzde 13 artış sağlamak gerektiğine işaret eden Erdoğan, ''Herhangi bir yılda eksik kalan artış oranını, daha sonraki yıllarda telafi etmeyi planlıyoruz. Daha fazla çalışacağız. Daha farklı ülkeler bulacağız ama bunu artıracağız. Elbette önümüzdeki dönemde finansman imkanlarındaki gelişmeleri, gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaretindeki ağırlıklarının artışı, söz konusu ülkeler arasındaki rekabetin yoğunlaşması gibi hususları da göz önünde bulunduruyoruz'' diye konuştu.

TİM'in spesifik eylem önerilerini de değerlendirerek, ilgili kamu kuruluşlarıyla görüşmeleri tamamlayıp, strateji belgesinin nihai halini önümüzdeki ay vermeyi planladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: ''2023'de 500 milyar dolar ihracat hedefinin hayal olmadığını bilmeliyiz, buna inanmalıyız. Bunun ulaşılabilir bir hedef olduğu, esasen son 8 yılda ortaya koyduğumuz performansla kıyaslandığında, daha net anlaşılacaktır. 2002 yılı sonunda Türkiye 36 milyar dolar ihracat gerçekleştirmişti. 2008 yılında, yani 6 yılda ihracatı üç kattan fazla artırarak 136 milyar dolara yükselttik. Küresel finans krizi nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ihracat bir miktar geriledi. 114'e düştük. 114, 2010 yılı rakamı oldu. Rakamlarına baktığımızda, bu yıl ihracatımızın kriz öncesi dönemi yakalayacağını, yeniden 130 milyar doların üzerine çıkacağını görüyoruz. 6 yılda 3,5 kat artan ihracat, önümüzdeki 12 yılda pekala 4 kat artabilir. Bu da, bırakınız 500 milyar doları, onun da üzerinde bir rakama tekabül eder.''

 

'Biz kovalayacağız, müşteri beklemeyeceğiz'

Erdoğan, artık Türkiye'nin güçlendiğini ve karşı tarafa güven verdiğini kaydederek, ''Güven verdiğimiz için biz, artık çok daha farklı ülkelerin, güçlü ülkelerin talebiyle karşı karşıya kalacağız. Şunu da özellikle söyleyeyim, lütfen talebe arz meydana getirmeyelim. Talebi biz meydana getirelim. Artık dünya bunun üzerine kurulu. Biz kovalayacağız, müşteri beklemeyeceğiz'' diye konuştu. Otomotivin ilk sırada yer alırken ikinci sıraya demir çeliğin çıktığını, tekstilin üçüncü sırada yer aldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Süratle artıyor. Şu anda demir çelikte yaptığımız dev yatırımlarla inanıyorum ki, hem iç piyasada hem dış piyasada çok daha büyük yer alacak güce kavuşacağız. Ona doğru gidiyor'' dedi.

Erdoğan, milli gelir hedeflerinin de gerçekçi olduğunun görüleceği bir rakama ulaştığına işaret ederek, şöyle devam etti: ''230 milyar dolardan aldığımız milli gelir, 6 yılda yine üç katın üzerinde bir artışla 730 milyar dolara ulaştı. 6 yılda 3 katın üzerinde artan milli gelir, 12 yılda pekala 3 kat artabilir ve 2 trilyon dolara ulaşabilir. Bunun için ulaşmaması noktasında herhangi bir şey yok. Ulaştırma da aynı şekilde... Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkede 79 yılda, 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Gerçek ortada. 8 yıl bile değil ama ben 8 yıl diyorum, 8 yılda 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bunlara göre hesabını yapmış olsak, ortaya ne çıkar? Bunu 10'la çarpmamız lazım. 10'la çarptığınız zaman 130 bin kilometre bölünmüş yol demektir. Mezraları, köy yollarını söylemiyorum, bölünmüş yolları söylüyorum. Ben artık ulaştırma bakanına hep şunu söylüyorum; şimdi artık duble yol değil, bunu artık aşıyoruz, şimdi Hazine arazilerinin olduğu yerlerde veya kamulaştırmanın rahat olduğu yerlerde 3 artı 3 yapacağız. Yani 3 gidiş 3 geliş. Türkiye artık bunları yapabilir. Bunlar da zaten adeta otoyol kalitesinde yapılmakta olan yollar. Bir taraftan artık hızlı trene, öbür taraftan havayoluyla... Zaten ülkemizin dört bir yanına halkın yolu haline geldi havayolu. Bir yabancı girişimci buraya geldiği zaman ülkemizde gidemeyeceği yer yok. Şimdi ikinci adımı atıyoruz. 15 bin kilometre vaadimiz vardı, bizimle dalga geçiyorlardı, 15 bin kilometre şimdi doluyor, ikinci 15 bin kilometreye başlıyoruz. 2023 vizyonumuzda bu da var.''
 

'2011 12 Haziran'ını bir milat olarak görüyorum'

Önemli olanın özgüven olduğunu, Türkiye'ye inandıklarını, millete güvendiklerini ve ''Kaynak Türkiye''dir diyerek son derece iddialı hedefler belirlediklerini anlatan Erdoğan, 8 yılın sonunda da belirledikleri iddialı hedeflerin hemen hemen tamamını tutturduklarını ve yeniden iddialı hedeflerle milletin huzuruna çıktıklarını belirterek, şunları kaydetti: ''İnşallah, azimle, kararlılıkla, cesaretle... Denizin altından Marmaray inşallah 2013'de hizmetinize giriyor. Sultan Abdülmecit 19. asırda projesini ortaya koydu ama o günden bugüne kimse bu adımı atamadı. Ama biz dedik ki bunu Osmanlı'nın bir torunu olarak biz gerçekleştireceğiz. Ne yazık ki, Osmanlının torunu olduğunu zannettiklerimiz 'burada çanak çömlek var' dediler, önümüzü kestiler. İnsandan daha kutsal şey olabilir mi? Her şey insan için olacak. 3 yılımızı yediler çanak çömlekten. 3 yıl gitti. Yazıktır, günahtır. 3 yıl. Bunun maliyet hesabını yapıyor musunuz? Bunların böyle bir derdi yok. Galataport'u engellediler. Niye? Yahudiye gidiyor diye... Şu Tophane'nin halini görüyorsunuz değil mi? Yani eğer başlanmış olsaydı, şu anda orada pırıl pırıl bir Galataport olacak, gemiler oraya rahatlıkla girebilecekti. Öbür tarafta Haydarpaşaport, yine aynı şekilde... İstanbul'da biz şu anda bile otellerimizde yer yetiştiremiyoruz. Ama bunlarla hem kapasitemizi artıracağız, hem İstanbul'u dünyanın bir kongre merkezi olarak, bir eğitim merkezi olarak, bir sağlık merkezi olarak çok daha farklı bir konuma taşıyacağız. İşte bu heyecanı taşıyamayan insanlarla mücadele ederek ancak bu noktaya gelebiliyoruz.''

Önümüzdeki dönemin çok daha faklı olacağını umut ettiğini ifade eden Erdoğan, ''Ben, 2011 12 Haziran'ını bir milat olarak görüyorum. Çok daha farklı olarak yürüyeceğiz. 500 milyar dolarlık hedefle çok daha farklı yürüyeceğiz. Çünkü o 500 milyar doların meydana getirdiği sinerji, onun meydana getirdiği istihdam kapasitesi, Türkiye'de birçok şeyi hareketlendirir. Bu cesaretle bu hedeflerimizi de tutturacak, en büyük hedefimiz olan Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükseltme hedefimizi de gerçekleştireceğiz. Hedeflerimizin, vizyonumuzun, ufkumuzun, milletimizle birlikte sivil toplum örgütleriyle de paylaşılıyor olmasından büyük bir heyecan duyduğumu paylaşmak isterim'' diye konuştu.

Erdoğan, TİM'in detaylı bir çalışma yaparak, 500 milyar dolar ihracatın mümkün olduğunu ortaya koyduğunu ve bunun için nasıl bir heyecanla çalışacağını ilan ettiğini dile getirerek, TİM'e, yöneticilerine, ihracatçı birliklerine, ihracatçılara, bakanlara, kurumlara, bürokratlara teşekkür etti. Konuşmasının ardından TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Başbakan Erdoğan'a 2023 ihracat stratejisinin altın anahtarını ve projenin özel baskılı kitabını sundu. Bunun ardından Erdoğan, ''Yüzde 100 yerli otomobil'' konusuna değinerek, Türkiye'nin gemi inşaat sektöründe güçlü olduğunu, uçak motorlarını üretebilen bir ülke haline gelebileceğini belirterek, ''Ben bu noktadaki ideallerimi söylüyorum. Bu millet bunu yapar mı deyince, yani Nuri Demirağ, kendi uçağımızı yapıp uçurduysa, Sivas Divriği'ye bunu uçurduysa, peki şimdi biz bunu niye yapmıyoruz? Bir yerlerden birileri çomak sokuyor. Bu oyuna gelmeyelim, bu oyunu bozalım, Türkiye bunu bozar. Perşembe pazarında, çocukluğumda 20 metrekare içerisinde motor şaftı yapan ustaları biliyorum. Hatta gemi şaftını içeriye sığdıramadığı için dükkanın kapısından dışarı uzatmak suretiyle yapan ustaları biliyorum. Biz artık çok daha büyük imkanlara sahibiz, yaparız'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler