Selçuk Erez'in kalemiyle 'On iki dev adam'

Avrupa Basketbol Turnuvası başlayınca televizyonların karşısına yerleştik. Maçı canlı izlemek, sonra, on kanaldan yedisinden bu maçların ayrıntılı eleştirisini uzun süre dinlemek, aralarda basketbol temalı reklamlar gözlemek bir çoğumuzun bir hayli zamanını alıyor.

Selçuk Erez'in kalemiyle 'On iki dev adam'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.09.2009 - 19:19

Hu, ha! dev adam.

On iki dev adam

Her zaman yanındayız.

Yalnız bırakmayacağız.

Kalpler seninle!

Bir kez daha şampiyon olacağız.

Hu, ha! Hu, ha!

Biz on iki dev adamı neden bu kadar can-ı gönülden izliyoruz? Bir spor dalında bu kadar başarılı olduklarından mı? Şu ya da bu oyuncunun topu tek eliyle kafasının arkasından çevirip nasıl pas verdiğini görmek bize mutluluk mu veriyor? Potaya sıçrayıp tek elle basket yaptığında, köşeden, uzaktan isabetle sayı kaydettiğinde çok mu seviniyoruz?

Evet!

Peki spor nedir, neye yarar? İyi biliyoruz: Sağlığımızı pekiştirir!

Herbirimiz spor yapmanın sağlığa nasıl yararlı olduğu hakkında en az on dakika konuşabiliriz: Kolesterolü azaltır, kemiklerimizi, kaslarımızı güçlendirir, bedenimizde endorfin salgısını arttırarak bize mutluluk verir, kendimizi daha iyi hissetmemize yol açar. Bazılarımız sporun beynimizde vb. kök hücresi üretimini çoğalttığını bile duymuştur, bunu da söyleyebilir.

Şimdi soralım: On iki dev adamın bütün bunları az çok bilen izleyicilerinden kaçı spor yapıyor, kaçının göbeği pantolon kayışından öteye taşmıyor? Bunlardan kaç hanım, dört yıl önce giydikleri giysilere sığabiliyor?

On iki dev adam kaç izleyiciye hiç olmazsa bundan sonra spor yapmanın gerektiğini düşündürüyor?

Sporun gerekliliğini iyi bildiğimiz halde kaytarıyor, spor yapanlara alkış tutmakla yetiniyoruz. Bu konuda sadece seyirci kalmanın başımıza neler getireceğini, bize nelere mal olacağını bildiğimiz halde elimizde patates cipslerinin en tuzlusu, oturduğumuz yerde maç izlemeye devam ediyoruz. Tıpkı siyaset alanında süregelen maçların başoyuncularını izlediğimiz gibi.

Siyaset arenasında fink atanlar, hangi oyunları çevirirlerse çevirsinler “Ha, hu dev adam” şarkılarından birini söylemekle yetiniyoruz. Politikanın böyle pasif seyircileri olmayı sürdürmenin başımıza getirmekte olduğu ve getireceği belaları yoksa hiç mi bilmiyoruz?

İşe önce şu şarkıyı düzeltmekle başlamalı:

Zırvalarsanız yanınızda olmayacağız!

Sizi yalnız bırakacağız!

Size o zaman

Dev değil

Cüce adamlar diyeceğiz

Hu, ha... Hu, ha! l

erezs@superonline.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler