Sendikalardan umutsuz tablo

2016-2017 öğretim yılının ilkyarısı bugün son bulurken Eğitim Sen ve Eğitim İş 1. döneme ilişkin hazırladıkları raporlarda, çocukların açık öğretime itildiği, yeni müfredat ile laikliğin hedef alındığı ve eğitimin cemaatlere devredilme sürecinin hızlandırıldığını açıkladı. Sendikaların birinci döneme ilişkin hazırladıkları raporlardan satırbaşları şöyle:

Çocuklara şiddet izlettirildi: Okullarda “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma” temasıyla sunumlar yapıldı. Öğrencilerin gelişimi açısından sakıncalı olmasına rağmen şiddet görüntüleri derslerde izlettirildi.

Sözleşmeyle siyasi kadrolaşma: 15 Temmuz’un ardından eğitimde ‘sözleşmeli istihdam’ uygulaması başlatıldı. Öğretmenlik meseleği ile ilgisi bulunmayan sorularla hükümet “sadakat” ve “itaat” ölçerek öğretmen alımıyla siyasi kadrolaşma adımları atıldı.

Proje ‘örtük imam hatipleşme’: Türkiye’nin en başarılı liselerinin de bulunduğu okullarda öğretmenler görevlerinden sürgün edildi. 155 proje okulda 1187 öğretmenin görev yeri zorla değiştirildi.

PISA başarısızlığı: OECD tarafından 3 yılda bir düzenlenen PISA sınavlarında 12 yıl önceki puanların da gerisine düşüldü. 72 ülkeden 15 yaşındaki 540 bin öğrencinin değerlendirildiği testlerde Türkiye son sıralarda yer aldı. Bunun en büyük nedenini de MEB’in 4+4+4 politikaları oluşturdu.

Eğitimde dinselleştirme adımları: Eğitim alanı MEB tarafından, TÜRGEV, Ensar Vakfı, Hizmet Vakfı, İHH, Furkan Vakfı gibi dini vakıflara emanet edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kreşlerinde 4-6 yaş arası çocuklara dini eğitim verilmesi ve “sıbyan mektebi” adı ile dini eğitim verilen Kuran kursu kreşlerinin önü açıldı.

Laik olmayan müfredat: MEB’in müfredat taslağı ile son kalan “laiklik kırıntıları” da temizlenmek istendi. Müfredat değişiklikleri bir anlamıyla “laik eğitim ve laik yaşama” karşı meydan okumanın somut bir yansıması oldu. Ümmete dayalı bir toplum için eğitime müdahele edildi.

Kaynaklar özel okullara aktı

Devlet okulları sorunları ile başbaşa bırakılırken, özel okullara yönelik doğrudan teşvik politikaları hızla arttı. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasının sonucu olarak özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 20’ye dayandı. 4+4+4 sistemi ve eğitimde dinselleştirme uygulamalarının ardından özel okul sayısı 10 kat, bu okullara giden öğrenci sayısı 12 kat attı.