"Sessiz desteği, sesli desteğe çevirme talebi"

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avusturya'da Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusundaki endişeleri gidermeye çalıştıklarını belirterek, ''Avusturya'daki iş dünyasından ülkemizin AB'ye tam üyelik sürecine verdikleri sessiz desteği, sesli desteğe çevirmeleri konusunda bir talebimiz oldu'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.09.2009 - 14:07

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Viyana'dan İstanbul'a gelişinde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Alpbach Forumu ve Avusturya'ya yaptığı ziyareti değerlendirdi.

Ziyaret çerçevesinde Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ile de görüştüğünü belirten Bağış, yaptıkları toplantının çok faydalı ve etkileyici olduğunu söyledi. İkili görüşmede Türkiye'de gerçekleştirilen reformlar, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusundaki kararlılığı ve Nabuco doğal gaz boru hattı ile ilgili gelişmeler hakkında bilgiler verdiğini kaydeden Bağış, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusundaki endişelerin giderilmesi hususunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Egemen Bağış, ''Avrupa'nın adeta başını döndüren kararlılığımız ve hızımızla ilgili, onların yorumlarını aldık. Oldukça faydalı bir toplantı oldu'' diye konuştu.

Avusturya'da iş dünyası, sanayiciler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile görüşme fırsatı bulduğunu anlatan Bakan Bağış, bu toplantılarda da Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili çalışmalar konusunda bilgi verdiğini ifade etti. Bağış, iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi konularının da değerlendirildiğini kaydetti.


Sessiz desteği sesli desteğe çevirmek

Siyasi ilişkilerin ilerlemesi için ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesi gerektiğine dikkati çeken Bağış, ''Bu nedenle Avusturya'daki iş adamlarının ülkemizdeki yatırımları, ekonomik ve ticari ilişkiler artıkça Avusturya'nın, Türkiye'nin AB üyeliğine ve diğer girişimlerine daha sıcak yaklaşacağına inanıyorum. Avusturya'daki iş dünyasından ülkemizin AB'ye tam üyelik sürecine verdikleri sessiz desteği, sesli desteğe çevirmeleri konusunda bir talebimiz oldu'' şeklinde konuştu.

 

AB ilerleme raporu

Egemen Bağış, ''14 Ekim'de yayımlanacak AB Türkiye İlerleme Raporu'nu, demokratik açılım süreci ve Ermeni mutabakatı konularının nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine, şöyle konuştu:
''Şu anda piyasada dolaşan İlerleme Raporu taslağı, taslağın taslağı bir belge. İlerleme Raporu'nun ekim ortası veya sonunda yayınlanması bekleniyor. Yani 1.5-2 ay süre var. Biz 8 ayda o kadar çok reform yaptık ki, önümüzdeki iki ayda çok daha fazla reform da yapabiliriz veya olmayabilir de. Bunlar Meclis'in yoğunluğu ile ilgilidir. Yayınlanan İlerleme Raporu taslakları, belki bir takım beklentileri hatırlatmak için medya ile paylaşılmış belgeler olabilir. Biz attığımız adımları ne falan kuruluşun raporunda yer alsın diye, ne filan ülke mutlu olsun, ne de AB'nin her hangi bir kurumunun beklentileri yerine gelsin diye yapıyoruz. Biz attığımız her adımı milletimizin beklentilerine cevap vermek, vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmek, demokrasisini yaygınlaştırmak, ifade özgürlüğünü, bireysel hakları daha da güçlendirmek, ülkemizi zenginleştirmek için atıyoruz. Bu çerçevede, ülkemizdeki demokratik açılım tartışmalarını sağlıklı görüyorum. Bu, ülkemiz demokrasisinin geldiği nokta açısından önemlidir. Bu çerçevede, AB bizi şu yönden takdir ediyor; Türkiye artık kendi iradesiyle sorunlarıyla yüzleşecek noktaya geldi, kendi sorunlarını teker teker çözüyor. Bu ülkenin farklı kesimlerinin endişelerini ortadan kaldıracak demokratik açılımları yapmak da bizim görevimiz. Biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz.''

''Kürt açılımı'' konusundaki bir başka soru üzerine de Bağış, Türkiye'de demokratik ve bireysel haklarının sınırlandığına inanan çok farklı kesimler bulunduğuna işaret etti. Bağış, şunları söyledi:
''Ülkemizde Kürt kardeşlerimizin de Alevi kardeşlerimizin de Sünni kardeşlerimizin de daha inançlı kardeşlerimizin de çocuklarımızın da kadınlarımızın da demokratik hakları açısından artırılabilecek alanlar olduğuna dair hassasiyetleri olduğunu duyuyoruz. Bu demokratik açılım topyekun olmalıdır diye düşünüyorum. Zannediyorum Bakanlar Kurulumuzun genel görüşü de bu yönde. İçişleri Bakanımız bu konuda herkesle görüşüyor. Ümit ediyorum ki, Türkiye'de bu meseleyi siyasi bir mesele olarak değil, ülkemizin birlik ve beraberliğini artırıcı bir mesele olarak, hepimiz görelim. Bunun başında muhalefet partilerimiz gelmektedir. Onlar da bu sürece katkıda bulunurlar. Bu süreç ülkemizin bütünleşmesi, güçlenmesi, demokratik haklarının artması için hayırlı bir süreç olur. Bunun neticesinde çok daha aydınlık, çağdaş, kendinden emin, uluslararası bir güç haline gelmiş bir ülkeye kavuşacağımıza yürekten inanıyorum.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler