'Silivri mahkemelerinin adalet dağıtması zor'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında partililere seslendi. CHP lideri Ergenekon davasının dünkü duruşmasında savcının mütalaasını açıklamasıyla ilgili "Silivri mahkemelerinin adalet dağıtmasını beklemek zordur" dedi.

'Silivri mahkemelerinin adalet dağıtması zor'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.03.2013 - 11:46

CHP liderinin konuşmasından satır başları şöyle;

-18 Mart Çanakkale savaşlarının yapıldığı tarih. Arkadaşlarımız Çanakkaleye gittiler. Çanakkalilerle kucaklaştılar. Onlarla beraber oldular. Gazilerimiz burada. Çanakkale savaşlarının ne anlama geldiğini en iyi gazilerimiz bilir. Mustafa Kemal'in ilk önemli adımlarından biridir.

-Sayın Başbakan da Çanakkale'ye gitmiş. Öenmli bir şey söylemiş aslında kendisini kutlamak lazım. Cümle şöyle; "Çanakkale ruhunu anlayamayan milleti de milliyeti de milliyetçiliği de anlayamaz" demiş. Hani bu demiyor muydu. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diye. Kesin kafasına bir taş düşmüştür.

-Çanakkale farklı bir şeydir. Tüm mazlum miletlerin destanıdır Çanakkale.

-Bugün gazaetelerin manşetlerinde tek haber var. Ergenekon dava sürecinde savcıların üstediği müebbet hapisler var. Hatırlarsınız belki 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekondunun çatısında bulunan el bombalarıyla başladı süreç.

-Şu gerçeğin altını çizmek lazım. Bir yerde el bombası bulunuyorsa yargı konusu olması kadar doğal bir şey olamaz. Biz neden soruşturuyorsunuz diye bir şey söylemiyoruz. Peki ne istiyoruz. Adil bir yargılama istiyoruz. Adelet herkes için lazımdır diyoruz. Ben şimdi size özetle bu süreci sunmak isterim.

-Demokratik bir ülkede sıkı yönetim mahkemeleri olmaz. Devlet güvenlik mahkemeleri olmaz. Özel yetkili mahkemeler olmaz. O nedenledir ki biz CHP Olarak şunu söyledik. İktidar olduğumuzda devlet güvenlik mahkemelerini kaldıracağız.

-Sıkı yönetim kalktı ama yerine devlet güvenlik mahkemeleri geldi. Bu tür mahkemeler olağanüstü dönemlerin mahkemeleridir. Olağanüstü dönemlerin mahkmeleri adalet dağıtmaz. Onlar güç odaklarına itaat ederler. İktidarın sopasıdır onlar.

-Silivri mahkemelerinin adalet dağıtmasını beklemek zordur.

-Özel yetikili mahkemeler var ama bu mahkemelere özenle seçilmiş savcı ve yargıçlar atandı. Kim atadı bunları?

-Bu mahkemeler ve burada görevli yargıçlar adaletsizlik dağıttıkları sürece yerlerinde kaldırlar. Adalete uygun karar vermeye yanaşan yargıçlar daha alt göreve atanıp cezalandırıldılar. Ama tutukluluğu sürdüren yargıçlar el üstünde tutuldu.

-Bu yargıçlar hukukun üstünlüğüne inanmadıkları için anayasaya da uymadılar. Ne gerek var biz bildiğimizi okuruz, arkamızda kapı gibi iktidar var dediler.

-Bu davaların temel özelliği siyasal iktidarın güdümünde yönlendirilmesidir. 15 temmuz 2008... Recep Tayyip Erdoğan şunu söyledi; "Ben bu davaların savcısıyım" dedi. Böylece bu davaların siyasi otoritenin emrinde yönlendirildiği ortaya çıktı.

-İlk kez bu davalarda gizli tanık dinlendi. 44 gizli tanık dinlendi. Tecavüz suçlarından mahkum olanlar, yalancılar... Tamamı gizli tanık olarak dinlendi. Genelkurmay Başkanının gizli tanığı bir terör örgütü suçlusu...

-Gizli tanıklar çıkıyorlar. Tutuklu diyor ki, 'Ben gizli tanığa soru sormak istiyorum'... Hayır sen soramazsın deniyor. Biz bu mahkemelerin adalet dağıttığını düşünüyoruz.

-Yıllarını terör örgütüyle mücadeleye vermiş bir genelkurmay başkanı tutuklandı.

-Bu dava öyle bir dava ki, hayatı boyunca bir araya gelmemiş bir grup insan örgüt diye bir araya getirildi.

-Eğer böyle bir tablo ortaya çıkıyorsa hepimizin bu tablo üzerinde düşünmesi gerekiyor. Bir adaletin gerçekleşmesi için gerek savcılığı, gerek savunmanın, ya da sanıkların getirdikleri kişilerin dinlenmesi lazım. Savcılarıng etirdiği tanıklar dinleniyor. Ama tututkluların getirdiği tanıklar dinlenmiyor.

-Açıkça yasalar çiğneniyor.

-Kendisini savunan insanlar ana dava konusu açıklanmadan 30 yıla aşkın süreyle mahkum edildiler. Nasıl bir adalettir bu arkadaşlar. Nasıl bir demokrasidir bu. Kendimi savunacağım ve mahkumiyet alacağım.

-Bir davanın sağlıklı yürümesi için iddia makamında olan savcısı var, yargıcı var, avukatı var. Üçü bir arada olmadığı zaman orada adalet gerçekleşmez. Savcı konuşuyor, yargıç dinliyor... Sıra avukata geliyor sana 3 dakika süre verdim diyor.

-Dünyanın hangi demokrasisisnde avukata böyle kısıtlamalar getirilir.

-Bu kısıtlamalar üzerine. İstanbul Barosu olaya el koyuyor. Avukatlara sınırlama olmaz diyor. İstanbul barosu yargıya gitti diye. Sen misin buraya gelen. İstanbul Barosu'nun düştüğüne dair dava açılıyor.

-Pazar günü ne oldu? İstanbul Barosu olağanüstü toplantı yaptı. Yargıçların ve savcıların o toplantıdan ders çıkarmaları lazım.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler