Sincan'da cuma namazı sonrası müdahale

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de polis, cuma namazından çıktıktan sonra gösteri yapan Uygurlara müdahale etti. Kalabalığa müdahale eden polis 5-6 kişiyi tutukladı.

Sincan'da cuma namazı sonrası müdahale
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.07.2009 - 07:45

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de polis, cuma namazından çıktıktan sonra gösteri yapan Uygurlara müdahale etti. Yüzlerce kişi cuma namazından sonra, yüzlerce polisin çevresindeki yolları kapattığı Ak Camii'nin yakınında toplandı. Kalabalığa müdahale eden polis 5-6 kişiyi tutukladı.

Çin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki camilerde bu hafta cuma namazının kılınmasını yasaklamış, tarihi Kaşgar kentini yabancıların ziyaretine kapamış ve kentte bulunan yabancıların da ayrılmasını istemişti.Çin yönetiminin yasağına rağmen Urumçi'deki bazı camilerin cuma namazı için açıldığı bildirilmişti.

 

Yabancı gazetelerin Kaşgar'ı terk etmesi istendi

Çinli yetkililer, Urumçi'den sonra Sincan Uygur Özerk Bölgesinin ikinci önemli kenti Kaşgar'da bulunan yabancı gazetecilerin kenti terk etmelerini istedi. Kaşgar Belediyesi basınla ilişkiler yetkilisi Çen Li, AFP'ye yaptığı açıklamada, "bütün yabancı gazetecilerin kendi güvenlikleri için kenti terk etmeleri gerektiğini" belirti.

Küçük bir yabancı gazeteci grubu, bir süre önce Sincan Uygur Özerk Bölgesinin dini ve kültürel kenti sayılan, Urumçi'nin yaklaşık 1000 km güneybatısındaki Kaşgar'a gelmişti.
Uygurların çoğunlukta bulunduğu Kaşgar, bir süre önce küçük çapta karışıklıklara sahne olmuş, bunun üzerine Çinli yetkililer yabancı gazetecileri kaldıkları otellere geri götürmüştü.
Çinli yetkililerin, gazetecileri hassas bölgelerden uzaklaştırmak istediklerinde güvenlik konusunu bahane ettiği belirtiliyor.
 

"Ölenlerin çoğu Han"

Çin Dışişleri Bakanlığı Basın Ofisi yetkilileri Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de "5 Temmuz günü meydana gelen olaylarda ölenlerin çoğunluğunun Han milliyetinden olduğunu" ileri sürdü.

Basın Ofisi Müdür Yardımcısı Ma Cişeng, "olayların arkasında başında Rabia Kadir'in bulunduğu Dünya Uygur Kongresi'nin olduğuna ilişkin somut kanıtlar bulunduğunu ve zamanı gelince bunların açıklanacağını" belirtti.

Çinli yetkili, Pekin'de Müslüman nüfusu geniş olan ülkelerden gazetecilerle yaptığı sohbette, "Bölgede sorun yok demiyorum, ama bunları çözmek için çabalıyoruz" diye konuştu. Ma Cişeng, gazetecilerin bölgede ibadetin kısıtlandığına dair duyumlar aldıklarını söylemeleri üzerine, "Böyle bir şey genel politikamıza aykırı, inanç özgürlüğüne saygı gösteriyoruz" dedi.
 

Fotoğraflar hakkındaki iddialar

Öte yandan, China Daily gazetesinde Rabia Kadir'e yanlış fotoğraflarla masumları kışkırttığı suçlaması yapıldı.

Gazetenin fotoğrafları karşılaştırarak yayımladığı haberinde, Rabia Kadir'in El Cezire televizyonunda gösterdiği ve Urumçi caddelerinde çekildiğini kaydettiği fotoğrafın 26 Haziranda Hubey eyaletindeki bir başka gösteride çekildiği ve Nanfang adlı haftalık derginin internet sitesinde yayımlandığı ileri sürüldü. Söz konusu gösterinin 24 yaşında bir aşçının çalıştığı otelde ölü bulunmasıyla ilgili olduğu bildirildi.

Haberde, Ankara'daki Çin Büyükelçiliği önünde Uygur göstericilerin taşıdığı, otomobillerin ve yere saçılmış ölülerin görüldüğü fotoğrafın ise 15 Mayısta Hangcou şehrinde meydana gelen bir trafik kazasına ait olduğu iddia edildi.
 

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü: Ortak tavır alınmalı

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de Çin Gang, "terörizm, bölücülük ve aşırı uçlardaki radikaller"den oluşan "üç güç" ile mücadele konusunda bütün ülkelerin ortak tavır sergileyerek eş güdümlü hareket etmeleri ve işbirliğini güçlendirerek çifte standart uygulamaktan kaçınmaları gerektiğini belirtti.

Şinhua ajansının haberine göre, Çin Gang düzenlenen basın toplantısında, çok sayıda kanıtın, Çin'deki bazı grupların ve "üç güç"e mensup insanların yurtdışında eğitildiğini ve yurtdışındaki "üç güç"le yoğun temaslarda bulunduklarını gösterdiğini savundu.

Sözcü Çin, bu nedenle Çin'in, ilgili ülkelerin aralarındaki işbirliğini yoğunlaştırmalarını ve bölgedeki huzur ve istikrarı korumak için ortak çaba harcamalarını beklediğini kaydetti.
 

"BMGK'de tartışılması için bir neden yok"

Sözcü, basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken, Urumçi'de 5 Temmuzda meydana gelen şiddet olaylarının, Çin'in iç işi olduğunu ve bu nedenle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde tartışılması için herhangi bir neden bulunmadığını vurguladı.

Çin Gang, "5 Temmuz" olaylarının "planlı ve organize" bir şiddet ve suç olayı olduğunu, Çin'in toprak bütünlüğünü ve milli birliğini bozmayı amaçladığını savunarak, "Uluslararası toplum, bu olayın iç yüzünü kavrayıp, ülkenin birliği ve toprak bütünlüğünü korumak, milli dayanışma ve toplumsal istikrar sağlamak amacıyla Çin'in harcadığı çabaları anlayışla karşılamalı" diye konuştu.

"5 Temmuz" olaylarının ardından Urumçi'deki yabancıların güvenliğini yakından izlediklerini kaydeden sözcü, ilgili kuruluşlardan edinilen bilgilere göre, şu ana kadar yaralanan veya ölen herhangi bir yabancı olmadığını söyledi.
 

"Şiddet olaylarıyla yasalara göre mücadele edilmeli"

Çin Komünist Partisi (ÇKP) Siyasi Bürosu Daimi Üyesi Co Yongkang, sabotaj ve şiddet olaylarıyla yasalara göre mücadele edilmesi, çeşitli etnik gruplara mensup halkın can ve mal güvenliğinin korunması, anayasa ve hukuk düzenine saygı gösterilmesi ve milli dayanışmanın sağlanması gerektiğini vurguladı.

Co Yongkang, Hu Cintao'nun talimatıyla, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne gitti. Masum vatandaşların yaşamlarını yitirmelerine ve maddi kayıp meydana gelmesine yol açan şiddet olaylarını sert bir dille kınayan Co, yerel yönetimden ölenlerin yakınlarına, yaralananlara ve maddi zarara uğrayan vatandaşlara yardım etmesini istedi.
 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler