Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş cinayetinde Keten İnşaat iddiası: Bana 80 bin lira verdiler
Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş'ın öldürülmesine ilişkin davada sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Savunma yapan tetikçi Şenol Şahin, kendisine 80 bin lira verildiğini itiraf etti, "Rıza Keten, belediyede bir müdürün burnunun kırılmasını istediğini söyledi" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti davada iki kişinin tahliyesine karar verdi.
Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş'ın 18 Temmuz'da belediye binasında başından vurularak öldürülmesine ilişkin dava kapsamında 6 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenen tetikçi Şenol Şahin ile azmettirici Mithat Yılmaz ile kasten öldürmeye yardım etme suçundan 25 yıl hapisleri istenen diğer tutuklu sanıklar Engin Gölve, Hacı Avcı, Metin Şentürk ve Bilal Yaman katıldı.
Hayri İnönü'den cinayet açıklaması: Geçmişin kirli ilişkileri...
Duruşmayı CHP eski Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt de izledi. Duruşmada ilk olarak Candaş'ın eşi Nurcan Candaş ve ağabeyleri Cemal, Nedim, Nevzat ve Naci Candaş ile Şişli Belediye Başkanlığı avukatı Serhat Saçan davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Candaş'ın ailesinin katılma talebini kabul ederken, Şişli Belediye Başkanlığı'nın talebini suçtan zarar görmediği iddiasıyla reddetti.
80 bin liraya tutulmuş
Duruşmada ilk olarak savunma yapan tetikçi Şenol Şahin, ifadesine "Bu olay sonucu ölümüne sebep olduğum Cemil Candaş'ın ailesine sabır diliyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanıp bildiklerimi anlatmak istiyorum" dedi. Şahin, cinayetten 3-4 gün önce sanık Engin Gölve'nin kendisine birinin burnunun kırılmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi. Ardından iddianamede dava sanıklarından Mithat Yılmaz'ın eşine olduğu belirtilen otoparkta Engin Gölve, Rıza Keten ve Hacı Avcı ile buluştuklarını söyleyen Şahin, şunları anlattı:
“Rıza Keten, belediyede bir müdürün burnunun kırılmasını istediğini söyledi. Bunun nasıl olacağını sordum. Candaş'ın belediyenin 3. katında olması gerektiğini söyledi. Ben de 'tamam' dedim. Bana fotoğrafını gösterdi, 80 bin TL para teklif edildi, kabul ettim. Otoparktan çıkarak tek başıma belediyeye gittim. Rıza Keten belediyenin tuvaletinde buluşacağımızı söylemişti. Belediyenin tuvaletinde buluştuk. Orada tekrar telkinde bulunarak, Candaş'ın fotoğrafını gösterdi. Odasını gösterdi, bugün halledilmesi gerektiğini söyledi. 'Bu olayı gerçekleştirdiğimde nasıl çıkacağım. Beni linç ederler' dedim. 'Sana silah vereceğim, burnunu kırdıktan sonra silahını göstererek çıkarsın' dedi. Silaha alışık olmadığımdan yapabilir miyim yapamaz mıyım diye tereddüt ettim. Müdürün işlere engel olduğundan bugün yapılması gerektiğini söyledi. 'Yapamazsam bırakır giderim' dedim. 'Bunu yaparsan her türlü kardeşimizsin. Cezaevinde sana bakarız' dediler. Silahı üzerime aldım, tuvaletten çıkıp koridorda dolandım. Maktulu tanımadığım için tedirgindim. Tuvaletin çıkışında fark ettim o olduğunu. Maktulun uzun soylu ve yapılı olduğunu görünce burnuna vurmaktan vazgeçip silahla ateş ettim. Söz verdikleri gibi bana bakmadılar, avukat sağlamadılar. Rıza Keten, yakalandığımda İbrahim Kocaman ismini vermemi söyledi. İbrahim Kocaman'ın kesilmiş cezası olduğunu ve burada olmadığından onun adını verebileceğimi, kendisinin dostları olduğunu söyledi.”
“Rıza Keten neden burada değil”
Sanık Mithat Yılmaz ise savunmasında, kendi binasının kaçak olmadığına ilişkin encümen kararı olduğunu söyledi. Yılmaz, iddianamede yer alan HTS kayıtlarının azmettiriciliğe nasıl delil olduğunu sorarak, “Burada olmaktan utanç duyuyorum. Şenol Şahin ile yoğun bir görüşme kaydım yok. Hacı Avcı ile görüşme kaydım vardır, çünkü kendisi emlakçılık yapar. Benim de gayrimenkullerim var. Suça iştirak eden Hacı Avcı ise ben suçlu değilim” dedi. Buluşmanın gerçekleştiği otoparkın eşine ait olduğunu ve başka bir işletmecisi olduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu otopark benim ofisimin yan tarafındadır. Bana gelen evraklar laboratuvarımda değilsem oraya bırakılır. Diyaloğum bundan ibarettir. Bu diyalog nasıl somut delil haline gelir? Cemil bey 7 tane binanın iskanını iptal etmiş. Bunların 4'ü Keten İnşaat'ın. 1 milyar dolara yakın gayrimenkulun iskanları iptal edilmiş. Bu inşaatın sahibinin kardeşi burada yok ama ben buradayım. Soruşturmanın eksik kaldığı şeyler inşallah burada yapılır” dedi.
“Onu dövdüreceğim”
Sanıklardan Hacı Avcı da gayrimenkul danışmanlığı ve iş takipçiliği yaptığını kaydederek, “Selahattin Keten, Hayri başkan dahil birçok kişiyle sorun yaşadı. Başkanla konuştum projenin olmayacağını söyledi. Ben de bunu anlattım Selahattin Keten'e. O da 'Ben bu başkan yardımcısını dövdüreceğim. Hayri başkan randevu da vermiyor' dedi. Cemil Candaş tehdit alıyordu zaten. Kendisi bana anlatmıştı. 'Burada 30 senedir bir çete var. Bunu kıramam' diyordu. İş Keten'le çıkmaza girdiği için Selahattin Keten 'Onu dövdüreceğim. En azından bir yumruk attırayım' dedi. Ben de Engin Gölve'ye 'Bir müdür dövülecek' dedim. Sonra Selahattin'i arayıp 'Birini buldum ama nasıl olacak diyor' dedim. O da 'Rıza'yı göndereceğim' dedi. Olay olduktan sonra Selahattin Keten aradı beni. Neler olduğunu sordu. Rıza Keten'in ruhsatlı silahı vardı” dedi.
“20 günlük rapor alsın yeterli”
Müteahhit Engin Gölve de etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, “Olaydan 3-4 gün önce Hacı Avcı gelerek, 'Bir ağabeyimin işlerine taş koyuyor. Birini dövdüreceğim. Birini bulabilir misin' dedi. Şenol'a söyledim. 'Olur' dedi ben de gönderdim. Pazartesi günü Hacı ve Rıza Keten geldi. Çocuğa anlattılar. 'Cemil Candaş 20 günlük rapor alsın yeterli' dediler. 'Oradan nasıl çıkacağım' dedi Şenol. Rıza da 'Ben sana silah vereceğim. Burnununa vurduktan sonra silahı gösterip kaçarsın' dedi. Pişmanım keşke tanıştırmasaydım” dedi. Bu sırada mahkeme başkanı “Soruşturma aşamasında bunlardan hiç bahsetmemişsin” diye sorunca Gölve, “Bu işten cezaevine gireceğimi hiç düşünmemiştim. Saklamak istedim” diye yanıt verdi. Sanık Metin Şentürk ise, Keten İnşaat'ta 21 Haziran'da evrak takibi yapmak üzere işe başladığını aktararak, “Olay günü Cemil Candaş elektrik projesi ile ilgili bu projenin mühendisler odasından onaylı olmadığını söyledi. Selahattin Keten'i arayarak 'onaylattırmıyorum' dedim. Cemil Candaş'ın vurulduğunu o gün belediyede olduğumdan duydum ama öldüğünü basından duydum. Olay günü başka bir iş yapmadım belediyede” dedi.
Annem bilmiyor
Candaş ağabeyi Cemal Candaş da söz alarak, “92 yaşında bir annenin çocuğuyum. Kardeşimin öldürüldüğünden annemin haberi yok. Trafik kazasında öldüğünü biliyor. Öğrenirse ölür. Bu ülkede namusuyla şerefiyle çalışan kişilere can güvenliği gerekir. Namuslu ve şerefli insanlar adına adalet bekliyorum. Bütün sorumluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Candaş'ın eşi Nurcan Candaş da, “Mart ayında Sabiha Gökçen Havaalanı'nda ilk saldırıdan sürekli bir tedirginlik vardı. Panik halde yaşıyordu. Adalete güveniyorum. Anlatılan hiçbir şeye inanmıyorum, çok güzel hikayeler anlattılar. Hepsinden şikayetçiyim” dedi.
Tahliye kararı
Arar kararını açıklayan mahkeme heyeti, atılı suçun niteliği, mevcut delil durumunu dikkate alarak tutuklu sanıklar Mithat Yılmaz ve Bilal Yaman’ın tahliyesine hükmetti. Mahkeme heyeti, sanık Mithat Yılmaz hakkında yurt dışına çıkış yasağı koyarken, diğer 4 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza