Sosyal medya bağımlılığı

Sosyal medyanın yanlış kullanımı her yaş gurubu için risk teşkil ediyor. Uzmanlar, kullanımının çok aşırı boyutlara varması halinde internet bağımlılığından bahsedilebileceğini belirtiyor.

Sosyal medya bağımlılığı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.08.2011 - 11:13

Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Bağımlılık Tedavisi Kliniği Şefi Doç. Dr. Ayhan Kalyoncu, sosyal medya üzerinden kurulan kolay iletişim nedeniyle insanların yüz yüze görüşmelerinin azaldığını söylemenin doğru olmayacağını kaydetti.

Kişi interneti bağımlılık derecesinden kullanmıyorsa, sosyal medya sayesinde birçok eski arkadaşına ulaşabildiği gibi yeni dostluklarda kurarak sosyal ilişkilerini geliştirebildiğini belirten Kalyoncu, hatta sosyal medya sayesinde iletişim kuran çekingen insanların, sosyal ilişkiler esnasında yaşadıkları kendilerinden emin olmama ve rahatsızlık hissini daha az yaşayabileceklerini ifade etti.

Bazı kişilerin sosyal medya kullanımı ile diğer yollarla elde edemeyeceği duygular ve tatmin olma hissine ulaşabileceğine dikkati çeken Kalyoncu, şunları kaydetti:

''Kişinin halledilemeyen bazı problemleri unutmasını ve bu konuda iyi hissetmesini sağlayabilir. Neticede insanlarla daha önce kuramadığı düzeyde sosyal iletişimi internet yolu ile sağlayan kişi, yapay, geçici bir güven hissi, sakinlik, kendine değer verme, başarı, güç ve kontrol edebilme duyguları geliştirir. Bu yararlar ne kadar anlık ve sanal dünyada olsa da kişi için fayda sağlar. Böylece sanal dünyada edindikleri bu zevkten dolayı, kişiler gerçek yaşamda da daha istekli davranmaya başlar. Ancak internet ortamında sağlanan heyecan, iyilik hissi ve neşe, kullanıcılardaki bağımlılık örüntüsünü destekler. Giderek gelişen bu durum sonucunda kullanıcılarda oluşan bağımlılık nedeniyle çevrim dışı olduklarında mutsuz ve sıkıntılı olurlar. Sonuç olarak internet kullanımı içinde azı yarar, çoğu zarar yaklaşımının geçerli olduğunu söyleyebiliriz.''

Sosyal medyanın riskleri

Sosyal medya üzerinden kurulan ilişkilerin yüz yüze görüşmelerle sağlanan ilişkilerden farklı olabileceğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Kalyoncu, çoğu zaman sosyal medya veya diğer yollarla internet üzerinden kurulan ilişkilerde daha önceden tanışılmayan kişilerin kendilerini olduklarından farklı gösterebileceklerine dikkat çekti.

Kalyoncu ''Yazışarak kurulan iletişimlerde kişiler, yüz yüze kurulan iletişimde olduğu gibi gerçek duygularını hemen belli etmez ve hatta çok daha fazla düşünerek karşı tarafı etkileyecek şekilde davranırlar. Bu da iletişim kurduğunuz kişinin gerçeğini anlayamamak gibi önemli bir sorun doğurabilir'' dedi.

Sosyal medyanın yanlış kullanımının her yaş gurubu için risk teşkil ettiğini belirten Kalyoncu, şunları söyledi:

''Özellikle gelişme dönemindeki çocukların aşırı internet kullanımı sosyal ilişkilerde yetersizliğe sebep olabileceği gibi gereksiz bir hayal dünyasına hapis olmaları nedeniyle yaşam performanslarını düşürebilir. Aile bireylerinin yoğun sosyal medya kullanımları bazen aile içi iletişim düzeyini de düşürmektedir. Hatta bazen olduklarından farklı kimliklere girerek sosyal medyada tanışıp birbirleri ile flört eden eşler bile mevcuttur. Tabii ki bu durum ilgi çekicidir. Daha önce niçin birbirleri ile bu düzeyde ilişki kurmadıklarını sorgulamaları gerekir. Ancak bu durum çoğu zaman bu bakış açısı yerine niçin bir başka insan arayışına geçildi diye değerlendirilip şiddet dahil sert tepkiler şeklinde sonuçlara neden olabiliyor.''
 

İnternet başında 20 saat

Sosyal medya kullanımının çok aşırı boyutlara varması halinde internet bağımlılığından bahsedilebileceğini belirten Kalyoncu, bağımlı kişilerin tek oturumda 20 saate kadar çıkabileceklerini, ortalama haftada 40 ile 80 saat arasında internet kullanabileceklerini kaydetti.

Bu kişilerin aşırı kullanımı sürdürürken gece geç saatte internete bağlanmalarından dolayı uyku düzenlerinin bozulduğunu belirten Kalyoncu, bazı kullanıcıların daha fazla uyanık kalabilmek için aşırı kahve içimi ve hatta kafein hapları kullandıklarını ifade etti.

Uyku bozulmalarının akademik ve mesleki çalışmaları zayıflatabileceği, bağışıklık sistemini çökertebileceğini belirten Kalyoncu, şunları kaydetti:

''Sosyal medyayı kullanan bazı kişiler için bağımlılıktan bahsedebiliriz. Özellikle online olmak için aşırı çaba harcayan ve internet bağlantısı olmayınca sıkıntı yaşayan, işini, gücünü, ailesini ve hata yeme içmesini bile ihmal edecek düzeyde sanal medya kullanan ve bu durumdan dolayı giderek fazla sorun yaşayan insanlar için artık bağımlı demek zorundayız. Bu durumda oluşan bağımlılık da diğer tüm bağımlılık türleri gibi tedavi edilmeyi gerektirir. Eğer internet kullanımı çok ileri düzeylere varmışsa örneğin kişi artık eve bile çıkmayarak neredeyse tüm gününü bilgisayar başında geçiriyorsa, yemek yemesi, içmesi bile bilgisayar masasında oluyorsa, işini veya okulunu ihmal ediyorsa burum klinikte yatarak tedavi gerektirir hale gelmiş demektir. Bağımlılık düzeyi daha düşük ise ayaktan takibe alarak ilaç ve psikolojik tedaviler uyguluyoruz.''
 

Kullanıcı yakınlarının şikayeti

Sosyal medya kullanımından kaynaklanan sorunlarla son birkaç yılda çok sayıda hastanın başvurduğunu belirten Kalyoncu, başvuruların kişilerin kendisinden çok yakınları tarafından yapıldığını ve özellikle evlilik sorunlarından oluştuğunu söyledi.

Sosyal medyanın doğru ve yerinde kullanılması halinde bazı insanların diğer yollarla elde edemeyeceği kadar geniş bir sosyal ilişkiler ağına sahip olabildiğine dikkat çeken Kalyoncu, bu durumun kişinin halledilemeyen bazı problemleri unutmasını ve kendisini daha iyi hissetmesini sağlayabileceğini kaydetti.

Doç. Dr. Kalyoncu, bu kişilerin sanal dünyada edindikleri rahat ve güçlü olma duygusunun onları gerçek yaşamda da daha istekli davranmaya yöneltebileceğini belirterek, özellikle sağırlık, yürüyememe gibi fiziksel problemleri nedeniyle sosyal iletişim kurma şansı düşük insanlar için sosyal medyanın gerçekten çok büyük bir şans olduğunu söyledi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon