Şu 'cici' diktatörler...
Fransa'nın yetiştirdiği en büyük tarihçilerden Henri Michel, uzmanlık alanı İkinci Dünya Savaşı'nın kanlı örgütlenmelerini Faşizmler adlı çalışmasında okura sunuyor. Michel, hem tek hem de çok olan faşizmin, her ülkenin geçmişine birkaç özelliğinin sızdığını belirtirken onun başrol oyuncularını da masaya yatırıyor.
Bir başka önemli tarihçi Eric Hobsbawm kült yapıtı Kısa Yirminci Yüzyıl'da, Michel'in ayrıntı ve ayrımlarıyla ele aldığı faşist dalganın, insanlığın başına nasıl bela olduğunu açıklarken az geriye gidiyor: '1929 krizi olmasaydı kesinlikle Hitler olmayacaktı (') Ekonomik çöküş, faşizmi dünya için bir tehlikeye dönüştürdü. Faşizmin Alman biçimi (Nasyonal Sosyalizm), hem 1880'lerden beri uluslararası ortodoksi haline gelen neoklasik ekonomik liberalizm teorilerine düşman olmuş Alman entelektüel geleneğinden hem de ne pahasına olursa olsun işsizlikten kurtulmaya kararlı amansız bir hükümetten yararlandı.'
'Führer', sözü üstüne söz söylenemeyen kişidir.
Buna, 'Sürü dayanışması'nda vücut bulan tarikat tipi örgütlenme ya da usdışının yaşamın her alanında nefesini kişinin ensesinde hissettirdiği bir baskı mekanizması da denebilir. Onun ana besini de, Michel'in vurguladığı gibi 'ulusal aşağılanmışlık duygusu.'
'Faşizm, çoğunluğun, sırf çoğunluk olduğu için insanlık toplumunu yönetemeyeceğini söyler. İnsanlığın eşitsizliğinin değişmez, yararlı ve verimli olduğunu savunuyorum.' Mussolini, bunu şöyle formülleştirir: 'Her şey Devlet içinde, hiçbir şey Devlet dışında ve Devlet'e karşı değil.'
'Gerçekte kültürsüz bir insan, bir polemikçi ve güçlü bir hatip olan Mussolini, bir düşünür değildi; eğitimi azdı ve kendini yetiştirmişti, yükselişine hayranlık duyuyor, dünya üzerindeki güçlüleri beğeniyor ve halk adamı yüzüne inançlarında yıkılmaz, kendinden ve geleceğinden emin şef maskesi konduruyordu. İnsanı 'tarihin bu pisliği'ni ve İtalyan halkını, 'bu koyun halkı, bu az yetenekli ırkı' küçümsüyordu (') kendini beğenmişliği, gariplikleri, kasıntılığı ve küstahlığıyla, İtalyan ulusunun sempatisini ve hayranlığını kazanmayı başardı. Etkileme gücü o denli fazlaydı ki, yokluğunda bakanlar karar almaya cesaret edemiyor, en basit işleri erteliyordu.'
'Mahalle, kasaba, kaza ve meslek örgütlerinden sorumlu şeflerle' parti, 'demokratik' yapılanışını genişletir. Bu genişlemeyle beraber, Michel'in de altını çizdiği bir devlet modeli gelişir:
Faşizm yeniden kapıyı çalar mı?
İtalya'daki faşist hareket ve Almanya'da Nasyonal Sosyalist Parti hep göz önünde olmasına karşın, bunlardan esinlenen ya da onları taklit eden pek çok örnek var. 'Action Française'yle başlayan Fransız faşizmi, Mussolini'ye hayran ama onu taklit etmiyor. Mutlak Monarşi'nin yeniden kurulmasını hedefleyen bir topluluk; yani, 1789 öncesine dönüşe ağırlık vermiş. Fransa'da faşizme kaynaklık etse de Michel'e göre yüzde yüz faşizm değil. Onun yetiştirdiği isimler önemli. Örneğin Valois, Dorgéres, eski komünist Doriot ve yakın zamanda Halk Cephesi'nde yer alan Marcel Déat. Bunların yanında 'parti sahibi' birkaç isim daha bulunuyor: Pierre Clementi, Jean Boissel, Constantini, Deloncle ve Bucard.
Arjantin ve Brezilya. Arjantin'de Peron görece daha yumuşak yüzlü bir yönetim kursa da, Brezilya bu konuda daha şanssız. Selefi Salgado'dan etkilenen Vargas, partileri fesheder, seçimleri yasaklar ve polise sınırsız yetki verir. 1945'e kadar demir yumruğuyla Brezilya'yı inleten Vargas, yüksek rütbeli subaylarca iktidardan düşürülür.
'Faşizm ne zaman kapıyı çalar; kapitalizm onu yardımına çağırdığında mı yoksa 'emperyalist bir tekelcilik'te başarıya ulaştığında mı?' Michel, peşi sıra bir uyarıda da bulunur: 'Faşizm, demokrasilerin kronik hastalığına karşı bir 'çare' olarak yeniden ortaya çıkabilir; otoriteye başvurma, aşırı özgürlüğe karşılık olabilir ve şefler, teknolojik uygarlıkta kendini yitik hisseden kişiler arasından birlikleri için asker toplayabilir.' Bu uyarı üzerinde düşünmeye değmez mi?..
//bulunmazali81.blogspot.com
Füsun Üstel/ İletişim Yayınları/ 132 s
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama