Subay Ailesi Olmak ve Balyoz
İnsanlık onuruna sahip çıkanlar, asker ailesinin onurunu yok etmenin dayanılmaz hafifliği içinde intikam duygularını tatmin ederken insanlıklarını çoktan yitirmekte olduklarını elbet bir gün göreceklerdir. Adaletin, insafın, insanlığın geri döneceği günleri özlemle bekleyen temiz vicdanlıların, umudu kaybetmeye hakkı yoktur.
Subaylar “komutan” olarak doğmazlar. Göreve komutan olarak da başlamazlar. Törenlerde giydikleri sırmalı üniformaları, kokteyllerde çekilen gösterişli fotoğraflar yanıltmasın sizi...
Onlar dar, engebeli ve sarp yollarda mücadele vererek, zorluklarla boğuşarak, tehlikelerle kucaklaşarak, adım adım, emekle, özveri ile terfi basamaklarında yükselirler.
Subay aileleri bu zor, çileli yaşamın bir parçasıdır. Ülkenin en ücra köşelerinde verilen hizmetin ayrılmaz parçasıdır.
Bir subay ailesinin yıllar boyu kalıcı bir yuvası, sağlam iki koltuğu, bir masası bile olmaz. Çocuklarının bir sonraki yıl yurdun hangi köşesinde, hangi okulda okuyacağını bile bilmekten uzakta, bilinmezler içinde yaşar, dolaşır, dururlar.
Yarı göçebe bir yaşamdır bu, gücünü vatan sevgisinden alan.
Geceleri sıcak yataklarında uyuyanlar, asker ailesinin yaşadıklarını hayal bile edemezler. Sabahları eşi ile vedalaşan genç bir subayın, akşam eve dönüp dönmeyeceğini bilmeden onu uğurlayan eşinin kaygılarını anlayamazlar.
Subay ailesi olmak özveri ister, cesaret ister, ancak hepsinin ötesinde vatan sevgisi ister.
Dondurucu soğukta sabahın ilk ışıklarında karı küreyerek açılan dar yollardan atının sırtında görevine giden babamı hatırlarım.
Kendi giysilerini bozarak, mantosunu ters yüz edip bana kıyafet diken annemi de…
Doğu Anadolu’nun sert ikliminde yüzünü yıkayacak suyu bulamayıp buzları eriten, donmuş havluyu ısıtıp ellerini kurulayan ama vatan sevdasını gönüllerimize taşıyan bir askerin evladı olmaktan hep onur duydum.
Yokluğa, yoksulluğa, cehalete savaş açan bir kuşaktır asker aileleri.
Silopi’de üniversite hazırlık kursu açıp birkaç Kürt çocuğuna üniversite kapısını aralamanın coşkusunu gördüm bir komutanın gözlerinde. “Ah” diyordu, “keşke onların bazılarını da askeri okullara alabilsek.”
Öğretmen yetersizliğinde yardımcı öğretmen olarak okullarda okuma-yazma öğreten subay eşleri tanıdım, gözleri umut doluydu.
Terörle mücadelenin amansız koşullarında canlarını siper eden, gözlerini kırpmadan ölüme meydan okuyan, asker ocağında Mehmetçiğin cesaretine öncülük eden komutanlar gördüm.
Hepsi bu cesaretlerini, bu kahramanca mücadelelerini Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş mücadelesinden aldılar.
Atatürkçü olmanın onurunu taşıyarak hizmet aşkı ile göreve koştular.
Laik, demokratik, çağdaş ve gelişmiş, onurlu bir Türkiye için yandılar.
Endişeli sivillere yol gösteren komutanlar tanıdım. “Türkiye’de mücadelenin tek yolu demokrasi içinde seçim sandığıdır” diyerek kışkırtmalara kapıyı kapadılar.
Şimdi onlar Balyoz davasında “darbeci” oldular. 27 Mayıs’ta doğmamış, 12 Eylül’de çocuk yaşta olanlar bile bu intikam rüzgârından paylarını aldılar. Adeta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm geçmişinden yargılandılar. “Ordu darbecidir, siz de darbe yapacaktınız” anlayışına hedef oldular.
Ulus devlete, üniter yapıya, laikliğe sahip çıkmanın bedelini ödediler.
Hukuk ve adaletin yok edildiği bir düzende gizli bir örgütün ürettiği yapay delillerle öç alma duygularına kurban edildiler.
Geçmişleri, bilgileri, birikimleri, hizmetleri, özverili gayretleri silindi, yok edildi. Ama bu da yetmedi. Onurları da ayaklar altına alındı, çiğnendi, insanlıkları örselendi.
İnsanlık onuruna sahip çıkanlar, asker ailesinin onurunu yok etmenin dayanılmaz hafifliği içinde intikam duygularını tatmin ederken insanlıklarını çoktan yitirmekte olduklarını elbet bir gün göreceklerdir.
Adaletin, insafın, insanlığın geri döneceği günleri özlemle bekleyen temiz vicdanlıların, umudu kaybetmeye hakkı yoktur.
Silivri’de akan gözyaşları, aydınlık Türkiye’nin başlangıcı olacak, karanlıkları boğacaktır.
Prof. Dr. F. Nur SERTER / CHP İstanbul Milletvekili
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı