Sucu'nun anısına "Ciddik, Cördük, Celdik"
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı muhabirleri, Doğru Karadeniz'in şehirlerini gezdi, dolaştı ve geçen yıl yitirdiğimiz Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Sucu için "Ciddik, Cördük, Celdik" adını verdiklerini fotoğraf sergisi açtılar.
Anadolu’yu gezerek tanımaya çalışan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı (MİHA) muhabirleri Doğu Karadeniz’in şehirlerini, yaylalarını gezdi, çay tarlalarında dolaştı, insanlarla tanıştı. “Ciddik, Cördük, Celdik” adını verdiklerini fotoğraf sergisini geçen yıl yitirdiğimiz Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Sucu’ya adadılar. Bugün açılan sergide, genç muhabirler; “Miha hocası olan Mehmet Sucu’dan hayata ve gazeteciliğe dair çok şey öğrendik, yapacağımız işlerle onu anımsamak ve anımsatmak istiyoruz.” diyerek ona adayacakları yeni Miha fotoğraf albumü projesinin müjdesini de verdiler.
“Ciddik, Cördük, Celdik” başlıklı sergiyle 16 genç muhabir ve hocaları Kayıhan Güven, görselliği ve yazının gücünü birlikte kullanarak Karadeniz ve Karadeniz insanlarını fakültelerine, İstanbul’a taşıdılar.
Sergide fotoğraf editörlerinin onlarca fotoğraf arasından Karadeniz’i insanı, doğası, sorunlarıyla en iyi anlatan, seyahatı en iyi ifade eden ve yeni bir şey söyleyebilen 52 renkli fotoğrafı seçip ve 50X70 boyutlarında sergilediler.
M. Ü. İletişim Fakültesi Nişantaşı Yerleşkesi Prof. Dr. Erdal İnönü Bilim ve Kültür Merkezi’nde Coşkun Tiryakioğlu’nun kemençesi eşliğinde açılan sergiye Mehmet Sucu’nun annesi Şekure ve eşi Canan Sucu, yakın arkadaşları Kamil Masaracı, Mehmet Ünal, Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu’da katıldı.
Canan Sucu açılan deftere duygularını şu sözlerle ifade etti; “ Onur duydum. Eşimle ve sizlerle. Çok kıskandım Mehmet’i ve bu kadar değer verilmeyi. Sizleri kıskandım, çünkü bizim böyle şanslarımız olmadı. Hepinize çok teşekkürler Tabii sevgili hocam Kayıhan’a biraz daha çok teşekkürler.”
Nurçay Türkoğlu da sergiyle bağ kurabilecek bir anekdotu paylaştı: "Mehmet Sucu uzun yıllar bizim fakültede ders verdi ve geldikçe görüşürdük. Çok kısa bir sürede ortaya çıkan hastalığı boyunca ders vermeyi sürdürdü, en son 2009 yılında, doğum yeri olan ve dört buçuk yaşına kadar kaldığı Zonguldak'ta büyük bir “Medya ve Kültür” sempozyumu düzenlemiş ve onun Karadeniz'e, Zonguldak'a olan sevgisini, tutkusunu bildiğimden davet etmiştim. Hastalığı o sıralarda ağırlaştı ve gelemedi ama bana konuşma metnini gönderdi. Onun adına sempozyumda sunmuştum. Ölümünden bir gün önce, beni sabah aradı ve "Haydi gel bana sempozyumu anlat, yazı yazacağım, biraz taze konu ver." dedi. Hastanedeydi, gidip ona sempozyumu ve hazırlamakta olduğum sempozyum kitabını anlattım. Çok canlı, neşeliydi ve gelecekle ilgili bir yığın planı vardı. Ertesi gün Canan'dan aldığım telefonla aramızdan ayrıldığını öğrendim, son günlerinde onu gören hemen herkes gibi kötü habere inanamadım. Son ana kadar hayata tutunma becerisine saygıyla, kitaba onun için özel bir bölüm koyduk.
Fotoğraf: MİHA Tolga Karagöz
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Çiçekçiyi yumrukla öldürmüştü: İstenen ceza belli oldu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti