Talat: Eroğlu'nun çözüm vizyonu yok
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Başbakan Derviş Eroğlu'nun, çözüm vizyonu olmadığını, Kıbrıs sorununu, uluslararası ilişkileri ve hukuk bilmediğini savunarak, Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Kıbrıs Türklerinin, ''dünya ile kavgalı olduğu'' eski günlere geri döneceğini söyledi.
''Kıbrıs Türkünü ve KKTC'yi dünya ile barıştırdığını, dünya ile kavgalı olan bir halkı, bir devleti dünyalı olma yolunda ilerlettiğini ve bu nedenle aday olduğunu'' ifade eden Talat, Türkiye tarafından da desteklenen çözüm politikasının devam etmesi gerektiğini kaydetti.
18 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimine bağısız aday olarak katılan Talat, seçim çalışmaları için Türkiye'den getirilen seçim otobüsünde açıklama yaptı.
Kıbrıs müzakerelerinde kaydedilen ilerlemeye ilişkin, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'la ''ortak açıklama'' yapılmasını en baştan beri istediklerini ve açıklamanın BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un şubat ayı başında adaya geldiğinde yapılmasının beklendiğini belirten Talat, ama Rum tarafı istemeyince ortak açıklamanın yapılamadığını anımsattı.
''Ortak açıklama yapılması için Hristofyas'a yalvarıyor'' söylemlerine sert tepki gösteren Talat, ''Eğer ben yalvarsaydım, herhalde meydan okumazdım'' dedi.
Müzakerelerde ortak açıklama yapılmasının seçimle ilgisi olmadığını ifade eden Talat, bu konuda kendisini eleştirenlerin, aynı zamanda ''halka her şeyi anlatmadığı'' şikayetini de yaptığını kaydetti.
Talat, ''Ortak açıklamayı şimdi yapmamamız gerektiğini söylüyorlar. Taviz verdiğimiz iddiasındalar. Biz açıklamanın yapılmasını istiyoruz ki, o tavizleri gösterebilsinler halka'' dedi.
Tek egemenlik konusu
Derviş Eroğlu'nun, kendisine yönelik kullandığı, müzakerelerde ''Tek egemenliği kabul etmekle devleti inkar etti'' sözlerini ''komik iddialar'' olarak niteleyen Talat, şunları söyledi:
''Kıbrıs sorununu bilmiyor, uluslararası ilişkileri ve hukuk bilmiyor. Onun için böyle konuşuyor. Halbuki bilseydi, federal bir çözümün, üstelik tek uluslararası kimliği olacak bir çözümün tek egemenliği olacağını da bilecekti. Kaldı ki bu benim görüşüm değil, BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs sorununun müzakere çerçevesini çizerken ortaya koyduğu perspektifidir. Güvenlik Konseyi defalarca tek egemenlik ve tek vatandaşlıklı federal bir çözümden bahsetmiştir. Bunu kararları arasına sokmuştur. Aynı şey Kıbrıs Türk halkının onayladığı Annan Planı'nda da vardır. Kıbrıs Türk halkı onayladı, Derviş Bey onaylamadı tabii, biliyorum ama, Kıbrıs Türk halkı onaylamıştır, dolayısıyla tek egemenlik yeni bir şey değildir, benim kabul ettiğim bir şey değildir. Tek egemenlik yıllardır kabul edilmiş çözüm çerçevesidir. Ve üstelik benim kabul ettiğim de prensip olarak tek egemenliğin olacağı ama bunun uygulamasının müzakereler yoluyla bulunacağı şeklindeydi.''
"Çözümü, çözüm vizyonu olanlar bulacak"
Çözüm vizyonu varsa müzakerelerin yürütülebileceğini, ''ama Eroğlu'nun böyle bir vizyonunun olmadığını herkesin bildiğini'' söyleyen Talat, Eroğlu'nun, ''Eğer kabul edilebilecek iyi bir çözüm bulunursa imzalarım'' dediğine atıf yaparak, ''Yani çözümü bulmayı da başkalarına havale diyor'' dedi.
Talat, şöyle devam etti:
''Çözümü, çözüm vizyonu olanlar bulacak. Biz bulacağız. Biz çözüm buluyoruz. Biz müzakere ediyoruz, çözümün çerçevesini dolduruyoruz, müzakereleri biz yapıyoruz, çözümü biz buluyoruz, 'iyi bir çözüm bulunursa ben de imzalarım' demiyoruz, aradaki fark budur.''
"İrkildim"
Serdar Denktaş başkanlığındaki Demokrat Parti'nin (DP) seçimlerde Eroğlu'nu desteklemesine yönelik eleştirisini ''İrkildim'' ifadesiyle dile getiren Talat, 2002 ve 2003 yıllarında Kopenhag ve Lahey'de Kıbrıs sorunuyla ilgili gelişmelerin aklına geldiğini söyledi.
Talat, ''Kıbrıs Rum tarafının 'Kıbrıs' adına AB'ye girişine 'çanak tuttukları' için irkildim, korktum. Onlar korkunç günlerdi. Ve bu 'ret' cephesi o günlerde iktidardaydı'' dedi.
O günkü iktidarın (UBP-DP koalisyonu), dünyada ''retçi'' olarak bilinen eski Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un dünyada ''aklanmasını'' sağladığını ve Rum tarafının 16 Nisan 2003'de AB katılım anlaşmasını imzalamasına yardımcı olduğunu savunan Talat, kendisininse Papdopulos'u, 2004'ten itibaren izlediği politikayla deşifre ettiğini, dünyadan tecrit edilmesini sağladığını ve sonuçta da Güney Kıbrıs'ta seçimleri kaybetmesini sağladığını kaydetti.
Talat, ''Aradaki fark budur yani, siyahla beyaz arasındaki fark gibi'' dedi.
Eroğlu'nu destekleyenlerin çözüm karşıtı olup olmadığına ilişkin de Talat, ''Eroğlu'nu destekleyenler çözüm karşıtı değil, Eroğlu'nu desteklerlerse çözüm karşıtı bir yönetimi, bir lideri liderliğe getirecekler, cumhurbaşkanlığına getirecekler ve tekrar Kıbrıslı Türkler o eski günleri yaşayacaklar, onu diyorum'' ifadesini kullandı.
Talat, Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) adayı Derviş Eroğlu'nun, bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Lefkoşa Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu için ''Talat'ın hülle adayı'' ifadesini kullandığının anımsatılması üzerine, Ertuğruloğlu ile adaylık sürecinde hiç görüşmediğini, adaylığını açıklamasının ardından, bir derneğin fidan dikim etkinliğinde karşılatıklarını ve basın mensuplarının isteği üzerine el sıkışarak karşılıklı başarı dilediklerini, ancak seçimi konuşmadıklarını kaydetti.
"Çözüm karşıtı statükoyu yıktım"
Daha önce, ''Kıbrıs sorununun çözümü imkansız hale gelirse, mümkün görünmezse, o zaman aday olmamın bir anlamı yok'' dediğini anımsatan Talat, Kıbrıs sorununun çözümü için başlattığı işi yarım bırakmamak için aday olduğunu söyledi.
''Kıbrıs sorununun çözüm imkanının şu anda çok yüksek olduğunu ve çok önemli ilerlemeler sağladıklarını'' dile getiren Talat, ''O nedenle aday oluyorum, başladığım işi yarım bırakmak istemiyorum. 2004'te ben başlattım çünkü, daha önceki çözüm karşıtı statükoyu, bu alanda en azından yıktım. Kıbrıs Türkünü, KKTC'yi dünya ile barıştırdım. Dünya ile kavgalı olan bir halkı, bir devleti dünyalı olma yolunda ilerlettim. O nedenle aday olmak zorundaydım zaten'' dedi.
Hritofyas'ın, ''görev süresi içinde Kıbrıs sorunu çözülemezse 2013 seçimlerinde aday olmayacağı'' açıklamasını da ''önemli'' olarak niteleyen Talat, Hristofyas'ın ortaya doğal bir takvim koyduğunu belirterek, ''Ben varım. Benim için, Kıbrıs Tükü için çözüm çok acildir, o nedenle ben varım'' diye konuştu.
Türkiye'nin politikası
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, daha önce basına yansıyan ''seçimi kaybetmesi durumunda AK Parti'nin Kıbrıs politikasının kaybedeceği'' yönündeki açıklamasıyla ilgili olarak, şunları söyledi:
''Türkiye Cumhuriyeti bütün kurumları ile Kıbrıs sorununun çözümü politikasına destek oldu. Bir kere bu politikayı AK Parti politikası olarak tanımlamak yanlıştır. Milli Güvenlik Kurulu da çözüm politikalarını destekledi, Türkiye hükümeti de çözüm politikalarını destekledi. Daha geçtiğimiz günlerde bu desteği verdiler. Benim söylediğim şuydu; eğer ben seçimi kaybedersem ve çözüm karşıtı bir lider seçimi kazanırsa çözüm politikaları kaybeder, ben bunu söyledim. Yoksa AK Parti'nin politikası diye nitelemiyorum zaten şu anda Türkiye'nin yürüttüğü politikayı. Milli Güvenlik Kurulu'nun da desteklediği bir politikadır bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin politikasıdır. Çözüm politikası bu politikadır. Ben bu çözüm politikasının devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!