'Tarih karar verecek'
Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar 'Başbuğ özgürlüğüne kavuşunca söyleriz söyleyeceklerimizi' dedi.
Ağabey Ahmet Tatar, ikinci kez tutuklanmak üzere evine gidildiğinde intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’la ilgili eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Amirallere suikast ithamını kabullenemeyen, onurlu, şerefli Türk subayı intihar etmiştir” sözlerini değerlendirdi.
Ağabey Tatar, Başbuğ’un görevi gereği yaptıkları ve yapamadıkları hakkında “tarihin karar vereceğini” belirterek “Beşiktaş savcıları, kardeşim üzerinden Oruç Reis Firkateyni’ne cevap verdiler. Kardeşiminki intihar değil, hukuksuzluğa başkaldırıydı” yorumunu yaptı.
Ağabey Tatar, Başbuğ’un sözlerinin, bulunduğu makam ve yaşadıkları düşünüldüğünde çok önemli sözler olduğunu belirterek “Çok önemli tespitlerde bulunuyor. Görevi gereği yaptıkları ve yapamadıkları ile ilgili olarak hakkında tarih karar verecektir. Bu anlamda Silivri mahkemelerinin kararının öneminin olmadığını düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz dönemin kararı olacaktır ki, bu dönemin de ‘hukuk ve hukuka saygı’ dönemi olarak adlandırılacağını sanmıyorum” yorumunu yaptı.
“(Başbuğ’un) Tespitleri konusunda bizim bugün söyleyebileceğimiz şeyler var. Ancak TSK’nin en başındaki komutan olarak içine düşürüldüğü kabul edilemez durum ve suçlamalarla baş etmeye çalışırken bunun zamanı olmadığını düşünüyorum” diyen Tatar, bunun gerekçesini şu sözlerle ortaya koydu: “Çünkü kendilerinin ve ailesinin neler yaşıyor olduklarını en iyi anlayabilecek durumdayız.” Kardeşini kaybettikleri günün ertesinde söylediklerini anımsatan Ahmet Tatar, “O gün İlker Paşa’ya sitemimizi bildirmiştim. Özgürlüğüne kavuştuğunda söyleyeceğimiz başka şeyler de olacak. Ama önce bu haksızlıklardan kurtulup özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum” dedi.
‘TSK’nin tepkisini bekledi’
Kardeşinin intiharı sonrasında “Beşiktaş savcılarının kardeşim üzerinden Oruç Reis Firkateyni’ne cevap verdiklerini” söylediğini anımsatan Tatar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kardeşimin, üzerinde oynanmak istenen oyuna vücut bütünlüğü ile cevap verdiğini; bunun bir intihar değil, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir başkaldırı olduğunu söylemiştim. İlker Paşa’nın mektubunda bunu tespit etmiş olduğunu görüyorum. İşte sitemimiz de buradan başlıyor. TSK üzerinde kurgulanmış olan planın daha başlarıydı ve hukuksuz bir sürecin içinde olduğumuz açıktı. Bu durum maalesef görülemedi ve seyirci kalındı. Biz TSK’nin hukuksuzluğu tespit edip tepki göstermelerini bekledik. Kardeşimin beklentisi de buydu. Askeri yargının derhal devreye girmesi en azından paralel soruşturma süreçleri başlatmaları gerekirdi. Askeri savcılar çalışmaları ile birçok hukuksuzluğu düzeltebilirler en azından mensuplarına hukuki destek sağlamış olurlardı. Askeri savcılarla sivil savcıların konuşmaları, yardımlaşmaları önünde ne gibi bir engel olabilir? Ortak hedefin en kısa yoldan gerçeğe ulaşmak olması gerekmez mi?”
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı