"Taş bebek" yeni yaşını kutladı

50 yıl önce oynadığı ''Taş Bebek'' filminin ardından ''Taş Bebek'' adıyla anılmaya başlanan sanatçı Gönül Yazar, doğum gününü doğduğu kent olan İzmir'de kutladı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.08.2010 - 09:52

İnciraltı'ndaki Park Smyrna Kır Bahçeleri'nde yaş günü pastasını keserek dilek dileyen Yazar,  soruları yanıtladı.

Sanat dünyasına 13 yaşında girdiğini, 14 yaşında evlendiğini anlatan Yazar, yaşamın içine çocuk yaşta girmenin kendisine çok tecrübe kazandırdığını söyledi.

Yazar, anne ve babasının 6 yaşındayken ayrıldığını belirterek, ''Hayatım 6 yaşına kadar iyiydi. Onlar ayrılınca 4 kardeşimle üvey anne ve üvey babayla büyüdük. İki evimiz vardı sanki, anneme gidince ayrı, babama gidince ayrı. Bunun sıkıntılarını çektik. Erkek kardeşimin psikolojisi bozuldu, rahatsızlığı sonucu Yalova'da denize atlayıp intihar etti. 13 yaşında Ege Ses Kraliçesi Yarışması'nda birinci olduktan sonra sanat dünyasına girdim. 14 yaşında da evlendim. Pişmanlıklarım var mı, olsa ne yazar? Bu dünyaya erken girmek çok şey kattı bana. Çok bilgili oldum. Çok büyük repertuvarım var. İyi yetiştim. Makamları iyi öğrendim. Çok meşakkatli geçti; basamak basamak çıkıyorsunuz, elbette eziliyorsunuz ama aslında yüceliyorsunuz'' diye konuştu.

Hayatını ABD'li sanatçı Marilyn Monroe'nun hayatına benzeten Yazar, şöyle devam etti:
''Mesela o da annesiz büyümüş. Onun annesi hastanede yatmış, benim anne-babam ayrıydı. O da benim gibi çok iyi insanlarla evlilik yaptı. Güzel kadın ama evlendiği erkekler de çok iyi. Herkes o kadını çok beğeniyordu, evlendiği erkekler de çok beğenilen insanlardı. Güzel giyiniyordu. Sarı saçlı. En önemlisi çocuksu hareketleri var. Baştan çıkarıcı gibi görünse de masum bir kadın.''

Yazar, halkın kendisini mütevazılığı ve samimiyeti nedeniyle sevdiğini belirterek, ''Sesim güzel, güzel görünüyorum ama sevilmemin nedeni bu değil, samimi olmam. Kusurum varsa da, açık sözlüyümdür, hemen söylerim'' dedi.


"Müzeyyen Senar'a gidemediğin için utandım"

Yazar, yaşıyla ilgili ''sinirli halinde kendini 25 yaşında, mutluyken 18 yaşında hissettiğini'' ifade etti. Henüz yaşlanmadığını vurgulayan Yazar, hayatında olgunluk evresinde olduğunu söyledi.

Zeki Müren gibi çok büyük bir sesin yaşamını yitirdiğini, Behiye Aksoy'un Alzheimer hastası olduğunu, Müzeyyen Senar'ın da felç geçirdiğini belirten Yazar, sanatçıların ''kötü sonlarını'' gördükten sonra çok para harcamamaya başladığını, gördüklerinin kendine ders olduğunu ifade etti.

Anılarını anlatırken zaman zaman gözleri dolan Yazar, Müzeyyen Senar'la ilgili de şunları söyledi:
''Felç geçirdikten sonra yanına giden ilk insan ben olmalıydım. O benim annem gibiydi. Ama başkası benden önce davrandı. Yanına gidemediğim için üzgünüm. Kızı gibiydim, bana yemekler yapardı, hamama sokup yıkardı, (Su sıcak) dersem tasla kafama vururdu. Yüzme öğreneyim diye belime ip bağlayıp denize atmıştır. Felçten sonra yanına gidemediğim için utandım.''


"Sevenim çok ama yalnızım"

Yaş günü pastası üzerindeki mumu üflerken sağlık dileyen, hayatını kimseye yük olmadan sürdürmek istediğini dile getiren Yazar, ''Güzel bir ömür diliyorum. Kimseye muhtaç olmadan, yük olmadan. (Allah'ım verdiğin nimetlere şükürüler olsun) diye her gece dua ederim. Uyurken ölmek istiyorum ben. Ya da kitap okurken. Öyle hayal ediyorum. Uyumadan Kelime-i Şehadet getiririm ya uykumda ölürsem düşüncesiyle'' diye konuştu.

Evlilikle ilgili de konuşan Yazar, daha önce iyi evlilikler yaptığını ancak yürümediğini belirterek, ''Mutlaka evleneyim diye birini aramıyorum ama yalnızlık Allah'a mahsus. Yalnızlık zor. Sevenim çok ama yalnızım. Ben o kısa süreli hayat arkadaşlığı da aramıyorum. Can yoldaşı arıyorum'' dedi.


"İzmir fuarı panayıra döndü"

İzmirli sanatçı, yaşamını İzmir'de sürdürmekten mutlu olduğunu ifade ederek, İzmir'in aydın, kültürlü ve rahat bir kent olduğunu söyledi.

İzmir Fuarı'nda çok güzel hatıraları olduğunu anlatan Yazar, İzmir Fuarı'nın eski günlerdeki rengini yitirdiğini savundu.

Yazar, şöyle konuştu:
''İzmir Fuarı artık panayıra döndü. Eskiden fuar zamanı İstanbul'da kalan, İzmir'e gelmeyen sanatçı çağrılmamış demekti, tutulmamış demekti. İzmir Fuarı'na gözbebeği sanatçılar çıkardı. Daha sonra solistler çok para istemeye başladı. Kasadaki paranın en büyük payını sanatçı alıp götürünce... Gazinolarda fiyatlara yansıdı bu durum ve sonunda giden azaldı. Fare atsan ölür hale geldi şimdi. Ben hep (Allah bereket versin) dedirten sanatçılardan oldum. Az alırdım, zamanında verirlerdi. Sanatçıların çok para istemesi fuarı bu hale getirdi.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon