Tasarım kenti İstanbul
Bienalin küratörlerinden Emre Arolat İstanbul'un tasarımı uzun yıllardır iliklerinde yaşadığını, ancak kentin adıyla tasarım kavramının bir bilinç üzerinden yan yana gelmeye başlamasının yeni olduğunu belirtti. Arolat, 'İlginç günler yaşıyoruz, müthiş bir dönüşümün içindeyiz. Büyük pojelerin yapıldığı bugünlerde bunların nasıl olacağını sorguluyoruz' dedi.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl ilki düzenlenen “İstanbul Tasarım Bienali”, tasarımı bir kültür öğesi olarak ele alıp sorgulamayı hedefliyor. Kentsel tasarım, mimarlık, endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım, moda tasarımı, yeni medya tasarımı gibi başlıca alanlardaki projeleri kapsayacak bienalde, küratörler Emre Arolat ve Joseph Grima’nın “Kusurluluk” temasını yorumladıkları iki farklı sergide, 46 ülkeden 300’e yakın tasarımcı ve mimarın 100’ün üzerinde projesi yer alıyor.
13 Ekim-12 Aralık tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak bienalin dün Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yapılan resmi açılış töreninin açılış konuşmasını yapan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bienale katkıda bulunanlara da teşekkür plaketi sundu.
Törenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu Üyesi ve Londra Tasarım Müzesi Direktörü Deyan Sudjic, günümüzde tasarımın parçalanmış bir manzarası olduğunu belirtti. Sudjic bienalin temasına ilişkin olarak da “Bazıları tasarımı ekonomik bir araç olarak görürken bazıları da sorgulama aracı, kültür olgusu, sanat olarak görüyor. Bienalin, tasarımın bu farklı yönlerini sorgulamakta işe yarayacağını düşündük. Kusurluluk çok muğlak, ilginç bir kelime. Biz kusurluluk kelimesini olumlu anlamda kullanıyoruz” dedi.
Emre Arolat ise konuşmasında, İstanbul’un tasarımı çok uzun yıllardır iliklerinde yaşadığını, ancak İstanbul’un adıyla tasarım kavramının bir bilinç üzerinden yan yana gelmeye başlamasının yeni olduğunu belirtti. Arolat, küratörlüğünü üstlendiği İstanbul Modern’de yer alan “Musibet” sergisiyle ilgili olarak da “Musibet kavramını olumlu bir kelime olarak ortaya koyuyoruz. ‘Bir musibet bin nasihattan iyidir’ durumu bizim de üzerinde durduğumuz bir durum. Çok ilginç günler yaşıyoruz, müthiş bir dönüşümün içindeyiz. Büyük pojelerin yapıldığı bugünlerde bunların nasıl olacağını sorguluyoruz” dedi.
“Musibet” sergisi, son dönemde İstanbul’da gündemde olan kentsel dönüşüm ve toplu konut projeleri ile bu projelerin ortaya çıkardığı toplumsal gerginlikleri iki ana başlık altında dünyadaki diğer örnek kentlerle karşılaştırarak irdeliyor. Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’ndaki Joseph Grima’nın uluslararası bir küratör ekibiyle birlikte hazırladığı “Adhokrasi” (bürokrasi karşıtlığı) sergisi de kitle üretim kültürünün bireysel üretim kültürüne geçiş yolculuğunun haritasını çiziyor.
Toplantının ardından bienal mekânları küratörler rehberliğinde gezildi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da sergi mekânlarını Bülent Eczacıbaşı eşliğinde gezdi.
Bienal, bu iki ana serginin yanı sıra kentin farklı noktalarına yayılacak akademi programı, atölye sergileri, seminer programı, yaratıcı film kuşağı ve tasarım yürüyüşleriyle iki ay boyunca istanbul’u bir tasarım kentine dönüştürecek.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama