Taylan Yıldız, 'Gençlerin 100'den fazla duygu için geliştirdiği bir dil var'

Genç yurttaşlarla yakınlığıyla bilinen İYİ Partili Taylan Yıldız, günümüzde yeni neslin kullandığı dile dair Cumhuriyet'in sorularını cevapladı.

Taylan Yıldız, 'Gençlerin 100'den fazla duygu için geliştirdiği bir dil var'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.06.2021 - 04:00

İYİ Parti Kurucu Genel Başkan Yardımcısı Taylan Yıldız, yıllarca Google'da üst düzey yöneticilik yaptı. Türkiye'ye geldi, siyasete girdi. Kısa sürede gençlerle çok iyi bir iletişim kurdu. Onlarla sosyal medya üzerinden bizden farklı bir dille konuşuyor, ne dediklerini anlamak kolay değil, bilmediğimiz bir dil... Taylan Yıldız'ı aradım, anlamını sordum, laf lafı açtı, sohbet gençlerden siyaset ve Sedat Peker videolarına kadar uzadı.

- Gençlerin kendi aralarında konuştuğu ama bizim anlamadığımız bir dil mi var?  

Kesinlikle var. Onların dünyası dijital bir dünya. Köyde, babalarımız mahalle arasında top oynayan bizlere kendi nesillerinin “ne kadar şanslı” olduğunu söylerlerdi. Biz de bilgisayarlarını dünyaları yapmış gençlere “biz ne kadar şanslıydık” diyoruz. Halbuki onların mahalleleri discord, televizyonları youtube, takip ettikleri ünlülerle konuştukları yer Twitch. Kültürleri ve dolayısıyla da dilleri burada şekillenmiş. Kullandıkları birçok deyimin bir hikayesi var. Kimi viral olmuş bir videoda kullanılan bir cümle, kimi CAPS olmuş espriler.  

- Siz bu dilin nasıl farkına vardınız?  

Günümüzde gençler takip ettikleri yayıncılarla gerçek zamanlı iletişimi Twitch üzerinden kuruyor. Ben de onların sorunlarını dinlemek, çözümlerimizi paylaşmak, ara sıra da birlikte oyun oynamak için 3 yıl önce Twitch kanalı açtım ve yayınlara başladık.  Yayınlarda sohbet ekranında benim ömrümde görmediğim KEKW, Ü,Ğ, gibi birçok değişik ifadelerle karşılaştım.  Ayrıca attığım tweet’lerin altına yazılan yorumlarda da bunların her türlü örneklerini görmek mümkündü.  Gençler bir harfe çok fazla anlam yükleyebiliyor, onlarca kelimeyi de anlamsız bulabiliyor. Zamanın ruhunun hızı, iletişim kurma biçimini de etkiliyor. İki boyutlu değil artık gençler. Üç boyutlu… Bir kelime, bir  harf ile çok şey anlatıyor.  

- Peki nasıl öğrendiniz?  

Onlar öğretmeye çok hevesliler zaten. Önemli olan dinlemek ve onlara saygı duymak… Sosyal medyada bana doğrudan gönderilen mesajları mümkün olduğunca okuyorum ve yanıt veriyorum. Buna muhakkak zaman ayırıyorum.  Onlar yazdılar hepsini. Mesela, hangi durumda nasıl tepkiler verebileceğimi, bana yazıyorlar. Ben öğrenci, onlar öğretmen, anlayacağınız. Ben de bir sözlük oluşturdum. 100’den fazla duygu için geliştirilmiş ve hemen hepsinin üzerinde anlaştıkları ibareler var.  

- Bu dili öğrendiğinizi gördüklerinde, yani onlarla aynı dili konuştuğunuzu anladıklarında ne tepki verdiler?  

İnanılmaz mutlu oldular. Çünkü ben onlara iki danışman tavsiyesiyle göstermelik cümleler kurmadım. Bilmediğimi ve öğrenmek istediğimi söyledim ve inanılmaz destek yağdı. Gençlerle aynı nesil değiliz. Ama onların beklentileri onlar gibi olmamız değil onları gerçekten anlamamız. Dertlerini sevinçlerini onlarla yaşamamız.  Samimi olduğunuz ve dürüst olduğunuz zaman, bu gençler sizi bağrına basıyor. Size kendilerini, kullandıkları dili daha da  fazlasını anlatmak için canı gönülden emek sarf ediyorlar.  Tek mesele, onların dilini onlar gibi konuşmak değil. Mesele, onlarla empati kurarak, onların dünyasını gerçekten yaşamak… Dertlerine çözümler üretmek için samimi bir şekilde çalışmak. Ayrıca gençler kavga siyasetinden bıkmış durumda. Olaylara, onlar adına tepki vermemizi istiyorlar ama kavga etmeden. Bağırıp çağırmadan. Bu yeni dil de sakin, ciddi ve mizah dolu tepki vermek için harika bir araç.  

- Gençler mutlu mu?  

Tabii ki hayır. Size iletişimde olduğum bu gençliği tarif etmeliyim önce. Büyük çoğunluğu alt gelir grubuna dahil. 15-25 yaş aralığındalar. Cep telefonları bilgisayarları eski. Bozulmasın diye dua ediyorlar. Çünkü günün teknolojiyi takip edecek paraları yok. Yazın köy ziyaretlerini saymazsak, çoğu hiç tatile gitmemiş durumda,  Hepsi internetin içinde doğmuş durumda. Dünyadaki akranların nasıl yaşadıklarını, nasıl eğitim aldıklarını görüyorlar. Kendilerinin nasıl bu duruma düştüklerini sorguluyorlar. Kendi mecralarında tartışıyorlar.  Bu deneyimi yaşayan herhangi bir gencin mutlu olma şansı var mı? Maalesef yok.    

- Umutlu mu?  

Benim yakından, bir kez daha, birinci elden şahit olduğum şey de; Büyük çoğunluğu yurt dışına çıkmak istiyor. Şu cümleyi sıkça okumaya başladım: “şimdiden çok yorgunum abi”.  Umutları kırılmış. Bence çok önemli olan bir tespiti paylaşmak istiyorum. Bu gençlerin o kadar umuda tutunmaya ihtiyaçları var ki, nerden bir ışık görseler oraya sarılıyorlar. Ama tek bir koşulla; O umut verenin samimi ve akılcı çözümü olması gerek. Çok akıllılar. Samimiyetsizliği 1km. öteden tanıyorlar. Kendilerinin oy potansiyeli olarak görülmekten nefret ettikleri gibi, bu niyetin kokusunu alır almaz sırtlarını çeviriyorlar. Üstelik tiye alarak.    

- Örneğin son Sedat Peker videoları, onlarla ilgili ne düşünüyorlar?  

Benim gördüğüm kadarıyla Sedat Peker’in videolarını herkes kadar merakla takip ediyorlar. İddiaların hala niye ciddiyetle araştırılmadığını sorguluyorlar. Susurluk dönemini yaşamasalar da o günleri 32. Gün belgesellerinden öğreniyorlar. Hatta ünlü Twitch yayıncısı @purplebixi bu belgeselleri onbinlerce gençle aynı anda izliyor. Hep beraber yorum yapıyorlar.  Siyasetle ne kadar ilgileniyorlar?   Çok ilgililer ama gerçekçiler. Hamasi söylemlere inanmayacak kadar bilgililer. Kendi hayatlarına dokunan projeleri öne çıkaran siyasileri destekliyorlar. Örneğin eğitim kalitesi, internet maliyeti ve hızı, cep telefonu/bilgisayar vergileri ve benzeri konularda somut öneri getirirseniz ve nasıl yapacağınızı anlatırsanız sonuna kadar destek veriyorlar.  Siyasi partilerdeki hiyerarşiye anlam veremiyorlar. Daha yatay organizasyonları tercih ediyorlar. Ayrıca görebildiğim kadarıyla gençlerin ciddi bir kısmı, bir partiye üye olmanın kendilerini sadece bir etiketle (hashtag) tanımlamak olacağını ve insanlarla tartışma zemini yaratacağını düşünüyorlar. Hayatları yeterince zor, daha fazla tartışmak istemiyorlar.  Bir de sadece kendi düşünce ve ifade özgürlükleri değil, onlara muhalif olanların özgürlüklerinin de korunması gerektiğini düşünüyorlar. Demokrasiyi sindirmişler. Bu bakış açısı Türkiye için büyük bir şans.  

- Siyaset onları doğru okuyor mu?  

Tabii ki hayır. Gençler siyasette ana kademede temsil edilmiyor maalesef. Öyle olunca da gençlerin sorunları partilerin söylemlerinin ve icraatlarının merkezine oturmuyor. Gençlerin gelecek seçimlerdeki artacak ağırlığı siyasileri çözüm arayışına itmiş durumda. Fakat, gençlere ve problemlerine siyasette yer açmadan çözüm yok.   Seçimlerde daha çok hangi partiye yakın olurlar?  Ak Parti’ye ciddi bir muhalefet var. Çünkü gerek eğitim, gerek özgürlükler, gerekse ekonomi alanında hayatlarında yanlış giden ne varsa hepsinin sorumlusunun şu anki hükümet olduğunun farkındalar.  Biz İYİ Parti olarak bu  fırsatı değerlendirebilirsek, gençlere iyi bir alternatif olacağımızı düşünüyorum.              

TÜRK GÜLÜCÜĞÜ!

- Sosyal medyada gençlerin kullandığı dile birkaç örnek verir misiniz?  

Ğ: Gördüğüm paylaşım bir vakit kaybı. Ne desem boş.

SJ: Komik olmayan durum, kötü espri

Do re mi fa sol la SİL: Utanılacak bir paylaşım. Tez zamanda silinmeli

KEKW: Bir çeşit gülme biçimi 35. şınavımdayım: Başkası adına utanınca soylenir

Ü: Türk gülücüğü   


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon