'Tek taraflı olarak Kürt sorununu çözmek mümkün değil'

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, "Tek taraflı, sürekli olarak PKK'den beklentiyle Kürt sorununu çözmek mümkün değil. Hükümete ne yaptın sorusunu sormamız gerekiyor" diye konuştu.

'Tek taraflı olarak Kürt sorununu çözmek mümkün değil'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.10.2010 - 12:16

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Doğal cennet sayılan Türkiye'nin dört bir yanında bin 738 HES projesinin uygulanmak istendiğini, İkizdere Vadisi'nin de böylesi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu bir süreçten geçtiğini söyleyen Kışanak, geçtiğimiz günlerde İkizdere'nin doğal SİT alanı ilan edildiğini hatırlatarak, "Şimdilik kurtuldu ancak o güzel vadiyi talan etmek için yeniden kolları sıvayacakları ortada. Bu mücadeleyi yürüten herkesi takdir ediyorum, teşekkür ediyorum. Darısı diğer kurtarılmayı bekleyen doğal güzelliklerin başına. İkizdere halkından bir ricamız var edindikleri bu mücadele deneyimini Dersim'le, Antalya'yla Burdur'la paylaşsınlar. Tüm Türkiye çapında böylesine güçlü bir çevre hareketinin geliştirilmesi ancak bizi bu felaketlerden kurtarır" diye konuştu.
 

'Bütçe bakkal hesabı gibi'

Grup toplantısında bugün Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sunumu yapılan 2011 bütçesini de değerlendiren Kışanak, hükümeti 'bakkal hesabı gibi' bütçe hazırlamakla eleştirdi. Bütçenin kimsenin babasının parası olmadığını da belirten Kışanak, adalet sağlanmak isteniyorsa geliri daha çok olandan çok, az olandan az vergi alan bir bütçe yapılması gerektiğine işaret etti. TÜİK'i de eleştiren Kışanak, hükümetin emrindeki TÜİK'in hükümetin politikalarını haklı göstermeye yönelik bir çalışma içinde olduğunu söyledi. Kışanak, insanların yaşam kalitesini görmek istediklerini ancak TÜİK'in 2003 yılından bu yana bu çalışmayı yapamadığını söyledi.

Örtülü ödenek tepkisi

Kışanak 2011 bütçesinde örtülü ödeneğin yüzde 150 artırıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Önce Başbakan bu sekiz yıl boyunca örtülü ödeneği nerelere harcadı, çıksın bunu halka anlatsın. Biliyoruz ki örtülü ödenek her zaman örtülü ve kirli işler için kullanılmıştır. Geçtiğimiz yıllarda Susurluk davalarında ve başka davalarda kısmen de olsa ortaya çıktı. Örtülü ödenekle yasadışı silah almışlar, ben JİTEM'in kurucusuyum diyen biri benim on bin silahım var diyorsa o da örtülü ödenektendir. Demek ki başbakanlar örtülü ödenekleri bu katillere peşkeş çekmişler. Şimdi de bunun yapılmayacağının garantisini kim bize verebilir? Acaba sayın başbakanın böylesi karanlık planları mı var? Devletin resmi kalemlerinden para ödenmeden iş mi yaptırılmak isteniyor biz bunu merak ediyoruz. Örtülü ödenek demokrasi içinde en büyük ayıplardan biridir, derhal bu ayıp temizlenmelidir, örtülü ödenek diye bir ödemek olmalıdır. Başbakanın bir ödeneği olabilir ama bu açık olmalı denetlenebilir hesabı verilebilir bir bütçe olmalı."
 

'Tek taraflı PKK'den beklentiyle sorun çözülmez'

Barış konusunda Türkiye kamuoyunu sıkıştıran bir takvim olduğunu, gelinen noktada herkesin beklentisinin bir kişinin bile burnu kanamadan sorunun çözülmesi olduğunu ifade eden Kışanak, herkesin 'PKK eylemsizliğini uzatsın' çağrısı yaptığını da söyledi. Kışanak, "Tek taraflı olarak sürekli PKK'den beklentiyle Kürt sorununu çözmek mümkün değil. Bizim gün saymak yerine hükümete ne yaptın sorusunu sormamız gerekiyor. Bunun cevabını hükümetten almak zorundayız. PKK, iki yıldır sürekli eylemsizlik kararını uzun vadeye yaymak için bazı gelişmeler olması için bu yolun demokratik mecraya girebilmesi için kendi kulvarında bazı yaklaşımlar sergiliyor. Bunları beğenirsiniz beğenmezsiniz. Peki Türkiye'nin, demokratikleşme kulvarında ne oluyor? Hükümet ne yapıyor? Eylemsizlik kararı tek başına bu ülkede ölümleri durdurmaya yetmiyor" diye konuştu.
 

'Hükümetten hesabını soracağız'

Kürt sorununun özünde bir hak ve özgürlük sorunu olduğunu belirten Kışanak, Hükümete, "Askeri operasyonlar, ölümler duracak mı, siyasi operasyonlar durdurulacak mı? Bu sorunu diyalog ve müzakere ile çözmek istiyor musunuz? Hak ve özgürlükleri gündeminize alacak mısınız? Yeni anayasayı niye seçim sonrasına havale ediyorsunuz? Anadilde eğitim konusunda ne düşünüyorsunuz? Seçim barajını ne yapacaksınız, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü konusunda yaklaşımınız nedir, tasfiye politikalarından vazgeçecek misiniz?" sorularını yöneltti. Kışanak "Önümüzdeki süreçte barışın tesis edilmesi, bu sorunun diyalog ve müzakere yöntemiyle çözülmesi için elimizden gelen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmek için çaba içinde olacağız. Ama hükümet en de bunun hesabını soracağız" dedi.

'KCK davasında barış yargılanıyor'

Kışanak grup konuşmasında, Diyarbakır'da görülen KCK davasını da değerlendirdi. Kışanak, KCK davasını, 'Kürt legal siyaseti'n yargılandığı bir dava olarak gördüklerini belirterek, "Orada yargılanmak istenen barıştır, demokratik siyasettir, kadın özgürlüğüdür, örgütlü toplumdur. Bunları yargılamaya kimsenin gücü yetmez sizin de yetmeyecektir. Orada arkadaşlarımız tam tersine bu zihniyeti sanık sandalyesine oturtacaklar. Orada demokratik siyaseti, bir halkın özgürlüğünü mahkum etmek isteyenler, kadın özgürlüğünü yargılamak isteyenler yargılanacak" dedi.

'Hükümete git yargıçlara talimat ver demiyoruz'

Davanın özünün Kürt sorunu olduğunu, Kürt sorununun da özünde bir kimlik ve dil sorunu olduğunu kaydeden Kışanak, şunları söyledi: "Bu siyasi dava, hukuka havale edilmiş, hukukun, yargının önüne bırakılmış bir dava. Onun için siyasetin tutumunun bu davada ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Kimse buradan kalkıp siyaset yargıya müdahale etsin gibi bir sonuç çıkarmamalı. O dava dosyalarını o yalan yanlış hukuka aykırı dosyayı yargının kucağına bırakanlar eğer bu ülkede anadilde eğitim taleplerine olumlu yanıt verirse yargının bu konuda pozitif bir tavır takınacağını herkes çok iyi biliyor. Biz hükümete git yargıçlara talimat ver demiyoruz, biz hükümete bu sorun siyasi bir sorundur siyasi platformda çöz, yargının kucağında bırakma diyoruz. Kürt sorunu mahkeme koridorlarında, Kürtler sanık sandalyesini oturtularak çözülecek bir sorun değildir."
 

'Faili meçhuller konusunda da samimiyet sınavını geçemedi'

Kürt sorununun siyasal yöntemlerde ve siyasal zeminde çözülebileceğini belirten Kışanak, hükümetin faili meçhuller konusunda da samimiyet sınavını geçemediğini söyledi. Kışanak, faili meçhullerle ilgili araştırma önergelerinin iktidar partisinin oylarıyla reddedildiğini ifade ederek "Geçmişi karanlıkta bırakanın aydınlık bir gelecek inşa etme şansı yoktur. Parlamentoda bu konuda bir komisyon kurulmalıdır" dedi.

'Kadın kotası yüzde 50 olacak'

Kışanak, Diyarbakır'da ve Batman'da yapılacak Kadın meclisi toplantılarını hatırlattı. KCK davasında yüzde 40 kadın kotası nedeniyle yargılandıklarını da belirten Kışanak, "Bu suçsa bu suçu işlemeye devam edeceğiz, ileri gideceğiz yüzde 50-yüzde 50 parite yasası isteyeceğiz" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler