Teröre destek verenin mal varlığına el konulacak

OECD işbirliği ile karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadeleye dönük kanun değişikliğine gidiliyor.

Teröre destek verenin mal varlığına el konulacak
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.06.2010 - 18:55

Türkiye, OECD'ye taahhütleri çerçevesinde karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadeleye dönük kanun değişikliğine gidiyor. Kanun Taslağı, ilgili kuruluşların görüşüne sunuldu.

Edinilen bilgiye göre, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu, terörün finansmanıyla mücadeleye ilişkin düzenlemeleri de, OECD'nin karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadele birimi FATF'in direktiflerine uygun hale getiriyor.

Kurulun bu amaçla hazırladığı Kanun Taslağı, ilgili kuruluşların görüşüne sunuldu.

Gelen görüşlerin ardından tekrar gözden geçirilerek, son şekli verilecek olan Taslakta, terörün finansmanı yeniden tanımlanıyor. Bu tanımlama, sadece Türkiye'ye yönelik değil, diğer ülkelere yönelik terör eylemlerini de terör kapsamına alıyor ve terörün finansmanında lokal tanımlama yerine, uluslararası tanımlama geçerli kılınıyor.

Taslakta terörün finansmanıyla mücadele için ''malların dondurulması'' mekanizması da oluşturuluyor. Yeni mekanizmada da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararlarının belirleyici olması öngörülüyor.
 

Bütün ülkelere karşı işlenen suçlar kapsama alınıyor

Maliye Bakanlığından bir üst düzey yetkili, yeni düzenlemeye yönelik şu bilgileri verdi:

''Yeni düzenlemede terörün finansmanı yeniden tanımlanıyor ve tüm ülke vatandaşlarına ve devletlere yönelik terör suçları kapsama alınıyor.

Taslak uyarınca teröre finans desteği sağlayanların mal varlıkları da dondurulacak. Mevzuatımızda malların dondurulması konusunda böyle bir mekanizma yok. BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasıyla ilgili bir mekanizma bulunmuyor. Taslakta, yeni uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Buna göre, teröre finans desteğine ilişkin kuvvetli şüpheler olması durumunda mal varlıkları dondurulacak. BM Güvenlik Konseyi kararı alındıktan sonra bu karar bizim hukukumuzda nasıl uygulanacak? Taslak, buna ilişkin yasal düzenlemeyi içeriyor.

Türkiye, BM Güvenlik Konseyinin üyesi. Dolayısıyla alınan kararlara uymak zorunda. Türkiye, bu kararlara uyacağına ilişkin de taahhütte bulunmuş. Bizim de bunlara uymamamız sözkonusu değil.''

Yabancı ülkeler de talepte bulunabilecek

Türkiye ve diğer ülkelerin terörün finansmanıyla ilgili taleplerinin ne şekilde değerlendirileceği de taslakta bir alt başlık şeklinde bulunuyor.

Taslak, yabancı bir ülkenin terör finansmanıyla ilgili talebinin olması durumunda, bunun hangi mekanizma ile ve ne şekilde Türkiye'ye iletileceğini, bu talebin nasıl bir süreçte sonuçlandırılacağını da düzenliyor.

Türkiye'de terörün finansmanıyla ilgili bir sorun ortaya çıktığında, bunun bir başka ülkeyle paylaşılması, oradan bilgi istenmesi ve mal varlıklarının dondurulması konusu da yeni düzenlemenin unsurları arasında yer alıyor.
 

Türkiye, eksiklerini gideriyor

Bu arada Türkiye, terörün finansmanına ilişkin düzenleme ile OECD Mali Eylem Görev Gücü (FATF) nezdindeki eksikliklerini gidermiş olacak.

Bu yıl Abu Dabi'de yapılan FATF Genel Kuruluna sunulan 2. İlerleme Raporu sonrasında Türkiye'nin terörün finansmanıyla ilgili eksikliklerini gidermesi kaydıyla, ''Düzenli takip sürecinde kalması'' kararı alındı.

Türkiye'den de giderilmesi istenen eksikliklerle ilgili düzenleme ve uygulamalar konusundaki gelişmeleri Haziran ayına kadar FATF'a iletmesi istendi.

Geçen yılki G-20 Zirvesinde de aklama ve terörün finansmanıyla mücadele konusunda uluslararası standartlara uyum konusunda işbirliği yapmayan ülkelere karşı tedbir alınmasının FATF'den talep edilmesinin ardından, Uluslararası İşbirliği Değerlendirme Grubu (ICRG) süreci başladı.

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 83 ülke, FATF tarafından belirlenen kriterlere göre ICRG süreci kapsamında inceleme havuzuna dahil edildi. Havuzda bulunan ülke sayısı, finansal sektör büyüklüğü 5 milyar dolar ve üzeri olanlar limiti dikkate alınarak 83'den 39'a düşürüldü, sonra da 25'e indirildi. Bu ülkeler de 2 ayrı listeye alındı. İran, Kuzey Kore, Angola, Ekvator, Etiyopya, Pakistan, Türkmenistan ve Sao Tome'den oluşan 1. listedeki ülkelerin stratejik eksikliklerinin bulunduğu ve uluslararası mali piyasalar nezdinde risk oluşturdukları vurgulandı.

İkinci listedeki ülkelerin ise eksiklerini giderme yolunda üst düzeyli taahhütte bulundukları ve eylem planları hazırladıkları belirtildi. Türkiye de bu durumdaki 20 ülke arasında yer aldı.

Bu arada MASAK, FATF'a terörün finansmanıyla ilgili eksiklikleri yıl sonuna kadar giderecekleri taahhüdünü iletti.

Yetkililer, Türkiye'nin 2. listede olmasının da getirdiği bir takım riskler bulunduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptılar:

''Bazen ön yargılardan da kaynaklansa madem öyle bir algılama var. O zaman o eksiklikleri giderip, Türkiye'nin görüntüsünü olumlu hale getirmek lazım.

Türkiye'nin istikrarı ve güveni açısından da bu tür taahhütlere, kurallara mekanizma anlamında uyum sağlamak gerekiyor. Çünkü sonuçta Türkiye, küçük eksikleri yüzünden de çok ciddi imaj kaybına uğrayabiliyor. Güçlü bir bankacılık sistemimiz var. Krizden az hasarla çıkmışız. Durum böyleyken, küçük birtakım eksiklikler nedeniyle sanki riskli bir ülkeymiş gibi niye değerlendirilelim?''

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler