"Terörle mücadeleye devam edeceğiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sütlüce'de meydana gelen saldırıyı şiddetle kınadığını ifade ederken, "Türkiye ekonomisi büyürken, küresel krizde son derece başarılı bir performans izlerken, böyle saldırıların yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude uğraşmasın, çabalamasın. Terörle en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Sorumlular en kısa sürede yakalanacak ve adalete teslim edilecektir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası'nın düzenlediği "TL Simge Yarışması" sonuçlarının açıklandığı törende konuştu. İstanbul Sütlüce'de çevik kuvvet aracının geçişi sırasında motosikletle bırakılan bombanın patlaması sonucu 15 polis, bir sivil yurttaşın yaralandığını belirten Erdoğan, saldırıyı şiddetle kınadığını ve lanetlediğini ifade etti.
Erdoğan, "Yaralanan polis kardeşlerimize, vatandaşımıza, emniyet teşkilatımıza aziz milletimize buradan geçmiş olsun temennimi iletiyorum. Caniler şunu bilmelidirler ki emellerine hiçbir zaman ulaşamayacak. Bu ülkenin istikrarına birlik ve kardeşliğine asla zarar veremeyeceklerdir" dedi.
Bugün burada Türkiye'de 9 yıldır büyük bir hassasiyetle korudukları ve büyüttükleri istikrarın somut bir neticesini dünyaya tanıtmak için toplandıklarını ifade eden Erdoğan, "İstikrar sürecinin ve ekonomideki küresel başarımızın bir sonucunu hep birlikte değerlendiriyoruz, hep birlikte coşkuyla karşılıyoruz. Türkiye ekonomisi büyürken, küresel krizde son derece başarılı bir performans izlerken, böyle saldırıların yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude uğraşmasın, çabalamasın. Hiç kimsenin Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü yavaşlatmaya istikrarı bozmaya gücü yetmez, yetmeyecektir. Terörle en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Tüm kurumlarımızın koordinasyonuyla terör, bu mücadelemiz karşısında inanıyorum ki her geçen gün kan kaybetmeye devam edecektir. Sorumlular en kısa sürede yakalanacak ve adalete teslim edilecektir" dedi.
İşsizlik oranı
Konuşmasında TÜİK'in açıkladığı işsizlik oranına değinen Erdoğan, "Bu bir önceki yıla göre 2.1 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. 2010 yılı genelinde yüzde 11.9'du, 2011'de yüzde 9.8 seviyesine inerek umutlarımızı daha da çoğalttı. Bu sevindirici gelişmenin de hayırlı olmasını diliyorum" dedi. Erdoğan bugün tanıtımı yapılan Türk Lirası'nın yeni simgesinin de hayırlı olmasını dilerken, "Türk lirası için simge belirleme yarışmasına katılan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. 8 binin üzerinde bir katılım, cezaevlerinden bile bu yarışmaya katılanların olması, ülkemizde gerçekten vatandaşlarımızın ne denli bir duyarlılık içinde olduğunu göstermesi bakımından önemli. Yarışmada ilk 3 sıraya yükselen kardeşlerimizi ayrıca tebrik ediyorum" dedi.
'İtibarı zedelenmiş günler geride kaldı'
"Türk lirası için, böyle bir simge belirleyerek, bu simgeyi yaygın şekilde kullanıma sürerek, aslında yürüttüğümüz operasyonda önemli bir aşamayı daha geride bırakıyoruz" diyen "Biz paradan 6 sıfır atacağımızı söylediğimizde çoğu kimse inanmamıştı. Bugün bile bulundukları köşelerden insafsızca saldıranlar o zaman bize 'enflasyon patlar' diyorlardı, 'ben Taksim Meydanı'nda şöyle yaparım' diyorlardı. Ne yaptın, hiçbir şey yapamadılar. Çünkü bunlarda ufuk diye bir şey yoktu. Sadece saldırganlık vardı. Halkımızın buna ayak uyduramayacağını söylüyorlardı. Halkımız hiç güçlük çekmedi, ayak uydurdu. Olumsuz ve karamsar yorumların hiçbirine aldırmadı. Son derece bilinçli, temkinli, en önemlisi de büyük bir koordinasyonla, neredeyse sıfır sorunla 'sıfır atma operasyonunu' tamamladı. Kurumlarımız uyum sağladı, ekonomimiz bu yeni döneme anında yak uydurdu. Eski alışkanlıkla bir lira yerine 'bir milyon' diyenler oluyor. Bizler de zaman zaman geçmişle kıyas yapabilmek adına o bol sıfırlı parayı telaffuz ediyoruz. Siyaseten de işimize geliyor, nereden nereye geldiğimizi göstermek bakımından. Ama artık, millet o bol sıfırlı, karmaşık, en önemlisi de o itibarı zedelenmiş günleri geride bırakmış durumdadır" dedi.
'Ülkenin itibarını uzun yıllar boyunca 5 paralık ettiler'
Paranın, tıpkı bayrak, milli marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını bağımsızlığını simgelediğini ifade eden Erdoğan, "Paranın itibarı, ülkenin itibarıdır, milletin itibarıdır. Ama maalesef paranın itibarıyla birlikte ülkenin itibarını da uzun yıllar boyunca 5 paralık ettiler. Bir dönem bol sıfırlı paralarımız maalesef dünyada alay konusu yapıldı. 'Kim milyoner olmak ister' diye program yaptılar. Paramızı buralarda kullandılar. Turistler paramızı görünce şaşkınlık yaşadılar. Kendisine 50 milyon lira ceza kesilen turistin bayıldığı haberi gazetelerde yer aldı. Uluslar arası piyasalarda işlem yapılamadı, Türkiye'ye özel hesap makineleri imal ettiler" dedi.
'Paraya bir simge kazandırılması sadece teknik bir operasyon değildir'
Erdoğan, 9 yılın en güzel özetini, şu anda kullanılan paralarda görmenin mümkün olduğunu belirtirken, şimdi de Türk Lirası'na tüm dünyada kullanılacak yeni bir simge kazandırdıklarını kaydetti. Tıpkı ABD Dolarının, Euro'nun, Yen'in olduğu gibi Türk Lirasının da bir simgesi olduğunu belirten Erdoğan, "Simgenin bir çıpaya benzemesi paramızın bir kıymet saklama aracı olarak güvenli bir liman olduğunu vurguluyor. Paramızın yükselen bir değer olduğunu sembolize ediyor" dedi. Bu simgeyi tüm dünyada tanınan bir simge haline getirme sürecini de hızlandıracaklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu simge de zihinlere yerleşmiş olacak. Paradan sıfırların atılması bir simge kazandırılması asla ve asla sadece teknik bir operasyon değildir. Paramıza yeniden itibar ve değer kazandırılması bir ülkenin, bir milletin yeniden uyanması, şahlanması artık 'ben de varım' diyerek küresel bir aktör olarak öne çıkmasıdır" dedi.
'Asli vazifesini bırakıp, ideolojik kaygılarla hareket eden bazı STÖ'ler var'
Paranın değerini, paranın itibarını korumanın, tek başına hükümetin görevi olmadığını belirten Erdoğan, "Bu ülkenin itibarını, değerini, güvenilirliğini hep birlikte korumaya mecburuz. Aynı şekilde, istikrarı korumak ve güçlendirmek, hükümetin olduğu kadar, muhalefet partilerinin, kurumların, medyanın, sivil toplumun görevi olmak zorundadır. Biz 9 yıl boyunca çok ciddi şekilde bunun sıkıntısını yaşadık. Sırf siyasi hırsları nedeniyle kriz duasına çıkanlar oldu bu ülkede. 'Kriz çıksa, ekonomi kötüye gitse de hükümet yıpransa' diye ellerinden geleni yapanlar oldu. Bazı partilerimizde öyle bir anlayış var ki ülkenin imajını zedelemeyi, ekonomisini karalamayı, ülkenin güvenini sarsmayı muhalefet sanıyorlar. İşte biz, bu tür anlayışlara rağmen istikrarı koruyor, güveni muhafaza ediyoruz" dedi.
Aynı şekilde, "kendi asli vazifesini, kendi alanını bir kenara bırakıp, tamamen ideolojik kaygılarla hareket eden" bazı sivil toplum örgütlerinin de olduğunu ifade eden Erdoğan "Biz, işte böyle, ideolojik tavırlarla istikrarı hedef alan sivil toplum örgütlerine rağmen istikrarı sürdürüyoruz. Elbette görüş açıklamak herkesin hakkıdır. Elbette sivil toplum örgütleri ilgi ve uzmanlık alanlarıyla ilgili görüş beyan ederler ve bu bize de çok ama çok faydalıdır. Oraya gelince bize görüş belirtmeyenlerin ilgi alanlarının dışında çok çok farklı ideolojik yansımalar veya yansıtmalarda bulunması manidardır" dedi.
'Kimse Türkiye'nin eski refleksleri ile hareket et hareket etmesin'
Geçmişte hazırlanan bir kısım raporlar, antidemokratik yöntemlerle uygulamaya geçtiyse ve bu ülkeye çok ağır faturalar ödettiyse, kendilerinin de bunu eleştireceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Kesintisiz eğitim, topluma büyük zarar verdi, çocuklara çok ağır zararlar verdi, ama bütün bunlarla birlikte, en çok da ekonomiye zarar verdi. İş adamlarını temsil eden bir örgüt, eğitim sistemine kendi ideolojisini dayatarak, adeta kendi ayağına kurşun sıktı. 28 Şubat sonrasında uygulanan kararlar neticesinde, bu ülkenin meslek liseleri adeta yok olma noktasına geldi, içleri boşaltıldı. Zararı kim gördü? sanayici gördü, ekonomi gördü, ülke ve millet gördü. Geçmişte yaptıkları bu hatayı, bugün aynı şekilde tekrarlamak istiyorlar. Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz. Biz, işçisiyle, patronuyla, yoksuluyla, zenginiyle 75 milyonun hükümetiyiz. Biz bugüne kadar hiçbir işverene, onun yanında çalışan işçiye karşı olmadık. Hepsinin yanında olduk. Kendileri şunları hep ifade ettiler; 'Biz bu iktidar döneminde çok, ama çok kazandık, bire beş katladık.' İnanın, yapın araştırmalarınızı bu zihniyetin bu muhalefetle beraber hareket ettiğini göreceksiniz. Yani bizim karşımızda dikilmeleri bize bir şey kaybettirmez. Yeter ki millet bizim karşımıza dikilmesin. Biz buna bakıyoruz. Biz milletin taleplerine bakarız, milletin ihtiyaçlarına bakarız, istikametimizi de ona göre belirleriz. Hiç kimse eski Türkiye'nin refleksleriyle hareket etmesin. Millet iradesi her kararın üzerindedir. Bunu, herkes artık hazmetmek zorundadır."
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı