Tıbbi Yazılarda Türkçeye Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?

Tıbbi Yazılarda Türkçeye Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.06.2012 - 06:40

Ülkemizde tıbbın ilerlemesiyle -ki bu bir gerçekliktir- birlikte, Türkçe yayımlanan dergilerimizin çoğalması ve dolayısıyla dergilerimize olan ilginin her geçen gün artışı, Türkçeye daha da dikkat etmemizi gerektirmektedir.

Öncelikle vurgulamak istediğim, yayınlamak ve yayımlamak ile yayın ve yayım sözcüklerinin birbirinin yerine kullanılması ya da karıştırılmasıdır. Gerek yazılı-görsel medya tarafından, gerekse tıbbi kitap ve dergilerde düşülen bir hata vardır ki, o da yayımlamak sözcüğünün yanlış olarak yayınlamak şeklinde kullanılmasıdır.

Yayınlamaksözcüğü, Türk Dil Kurumunun da belirttiği üzere a) resim ve ses imlerini televizyon almaçlarının izleyebileceği biçimde, elektromıknatıs ışımayla yaymak, b) Bir izlenceyi televizyonla yaymak şeklinde tanımlanmakta; yayımlamak sözcüğü ise, a) kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek, b) dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak, c) resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmekşeklinde ifade edilmektedir. Yayın sözcüğü ise a) Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb. neşriyat, b) Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat olarak tanımlanmaktadır (*).

Yani yayımlamak neşretmeyi tanımlarken, yayın neşriyatın kendisini ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle, örneğin, A kişisinin yayınlanmışbeş yayımıbulunmaktadırtümcesi değil; A kişisinin yayımlanmış beş yayını bulunmaktadırtümcesi doğrudur.

Diğer yandan benzer sorun tıp dünyasında sıkça kullanılan İngilizce failure sözcüğünün Türkçe çevirisinde yetersizlikileyetmezlik sözcükleri arasında yaşanmaktadır. Bu sözcüklere, yetmekfiilinden kaynağını alarak herhangi bir şeyde yeterli ya da yetersiz olmakanlamı yüklenmekte; ancak iki sözcük arasında farklılığın dışında, yazımın başında belirttiğim üzere, medyanın yanı sıra tıp dünyamızda da yanlış kullanılmaktadır. Bu itibarla, karaciğer yeterlidirya da karaciğer yetersizdirdenildiğinde karaciğerin yetmek, yani görevini yapıp yapmadığı anlaşılmaktadır.

Ancak Türkçede yetmezlikdiye bir sözcük yoktur. Bir örnekle ifade edersek: Bu para, bu iş için yetmez ya da yetertümcesinde fiile bakarak bu paranın yetersiz ya da yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bu tümce, bu para, bu iş için yetersizdir ya da yeterlidirşeklinde ifade edildiğinde ise tümce, isim iletamamlanmakta; yaniyeter ya da yetmezşeklinde fiil kullanılmamaktadır. Diğer bir deyişle, bu paranın bu işe yeterliliği ya da yetersizliği söz konusu olduğunda,paranın yeterliliğiya da paranın yetersizliğişeklinde isim tamlamaları oluşturulmaktadır.

Ancak, Türkçede paranın yetmezliğişeklinde bir isim tamlaması yoktur. Bu nedenle tıbbi kitap ve makalelerde sıkça kullanılan, örneğin akut karaciğer yetmezliğişeklindeki isim tamlaması yanlıştır; akut karaciğer yetersizliği doğrudur. Benzer şekilde kronik böbrek yetmezliği değil, kronik böbrek yetersizliği ifadesi doğrudur.

Sonuç olarak, Türkçemizin doğru kullanılışı, gerek güncel yaşamımızdaki yazılı iletişimde birbirimizi daha iyi anlamamızı, gerekse bilimsel yazılarımızın daha doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak; bunların yanı sıra dilimizin korunması ve gelişmesine de katkıda bulunacaktır.

Prof Dr. Sebati Özdemir \t\t\t\t\t\t\tİstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler