Tıbbi Yazılarda Türkçeye Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?
Ülkemizde tıbbın ilerlemesiyle -ki bu bir gerçekliktir- birlikte, Türkçe yayımlanan dergilerimizin çoğalması ve dolayısıyla dergilerimize olan ilginin her geçen gün artışı, Türkçeye daha da dikkat etmemizi gerektirmektedir.
Öncelikle vurgulamak istediğim, “yayınlamak ve yayımlamak” ile “yayın ve yayım” sözcüklerinin birbirinin yerine kullanılması ya da karıştırılmasıdır. Gerek yazılı-görsel medya tarafından, gerekse tıbbi kitap ve dergilerde düşülen bir hata vardır ki, o da yayımlamak sözcüğünün yanlış olarak yayınlamak şeklinde kullanılmasıdır.
“Yayınlamak” sözcüğü, Türk Dil Kurumu’nun da belirttiği üzere “a) resim ve ses imlerini televizyon almaçlarının izleyebileceği biçimde, elektromıknatıs ışımayla yaymak, b) Bir izlenceyi televizyonla yaymak” şeklinde tanımlanmakta; “yayımlamak” sözcüğü ise, “a) kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek, b) dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak, c) resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek” şeklinde ifade edilmektedir. “Yayın” sözcüğü ise “a) Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb. neşriyat, b) Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat” olarak tanımlanmaktadır (*).
Yani “yayımlamak” neşretmeyi tanımlarken, “yayın” neşriyatın kendisini ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle, örneğin, “A kişisinin ‘yayınlanmış’ beş ‘yayımı’ bulunmaktadır” tümcesi değil; “A kişisinin ‘yayımlanmış’ beş yayını bulunmaktadır” tümcesi doğrudur.
Diğer yandan benzer sorun tıp dünyasında sıkça kullanılan İngilizce “failure” sözcüğünün Türkçe çevirisinde “yetersizlik” ile “yetmezlik” sözcükleri arasında yaşanmaktadır. Bu sözcüklere, “yetmek” fiilinden kaynağını alarak “herhangi bir şeyde yeterli ya da yetersiz olmak” anlamı yüklenmekte; ancak iki sözcük arasında farklılığın dışında, yazımın başında belirttiğim üzere, medyanın yanı sıra tıp dünyamızda da yanlış kullanılmaktadır. Bu itibarla, “karaciğer yeterlidir” ya da “karaciğer yetersizdir” denildiğinde karaciğerin “yetmek”, yani görevini yapıp yapmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak Türkçede “yetmezlik” diye bir sözcük yoktur. Bir örnekle ifade edersek: “Bu para, bu iş için yetmez ya da yeter” tümcesinde “fiile bakarak” bu paranın yetersiz ya da yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bu tümce, “bu para, bu iş için yetersizdir ya da yeterlidir” şeklinde ifade edildiğinde ise tümce, “isim ile” tamamlanmakta; yani “yeter ya da yetmez” şeklinde fiil kullanılmamaktadır. Diğer bir deyişle, bu paranın bu işe yeterliliği ya da yetersizliği söz konusu olduğunda, “paranın yeterliliği” ya da “paranın yetersizliği” şeklinde isim tamlamaları oluşturulmaktadır.
Ancak, Türkçede “paranın yetmezliği” şeklinde bir isim tamlaması yoktur. Bu nedenle tıbbi kitap ve makalelerde sıkça kullanılan, örneğin “akut karaciğer yetmezliği” şeklindeki isim tamlaması yanlıştır; “akut karaciğer yetersizliği” doğrudur. Benzer şekilde “kronik böbrek yetmezliği” değil, “kronik böbrek yetersizliği” ifadesi doğrudur.
Sonuç olarak, Türkçemizin doğru kullanılışı, gerek güncel yaşamımızdaki yazılı iletişimde birbirimizi daha iyi anlamamızı, gerekse bilimsel yazılarımızın daha doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak; bunların yanı sıra “dil”imizin korunması ve gelişmesine de katkıda bulunacaktır.
Prof Dr. Sebati Özdemir \t\t\t\t\t\t\tİstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı