''Tiyatroda kötüye giden bir şeyler var"
Tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, senaryo yazarı, seslendirme sanatçısı ve Devlet Tiyatroları Başrejisörü Rüştü Asyalı, ''Tiyatroda kötüye giden bir şeyler olduğunu, bunu düzeltmede Devlet Tiyatrolarına büyük sorumluluk düştüğünü'' bildirdi.
Rüştü Asyalı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Tiyatroları ve Sabancı Vakfı'nın işbirliğiyle düzenlenen 13'üncü Devlet Tiyatroları – Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali kapsamında, Nazım Hikmet imzasını taşıyan 'Memleketimden İnsan Manzaraları' adlı oyunu Cem İdiz'in piyanosu eşliğinde sahneledi.
Türk tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, senaryo yazarı ve seslendirme sanatçısı olmasının yanında Devlet Tiyatroları Başrejisörlüğü görevini yürüten Asyalı, oyunun ardından yaptığı açıklamada, yurt içi ve yurtdışından çok sayıda tiyatro topluluğunun katıldığı Adana Festivalinin artık marka haline geldiğini, Türk tiyatrosuna güç kattığını bildirdi.
1963'te Ankara Radyosu Çocuk Saati ekibinde yer alarak ''temsil kolu sanatçısı'' olarak başlayan tiyatro yaşamını ilk günün heyecanıyla sürdürdüğünü belirten 63 yaşındaki sanatçı Rüştü Asyalı, Türk tiyatrosunun dününü ve bugünü değerlendirirken, şunları söyledi:
''Tiyatroda kötüye giden bir şeyler var. Bunu düzeltmede Devlet Tiyatroları'na büyük sorumluluk düşüyor. Devlet Tiyatroları gibi sorumluluğunu bilen, donanımlı, yetkin kurumlar belki bu kötüye gidişe engel olabilecek güçtedir. Özel tiyatrolar dahil tiyatroyla uğraşan bütün toluluklar, tiyatronun üzerine titreyen insanlardan oluşmuşsa her türlü kötüye gidişi düzeltmek mümkündür.''
Tiyatroda kötüye gidişin nedenleri
Asyalı, tiyatroda kötüye gidişin nedenini ise ''meraksızlığa'' bağlayarak, ''Sanırım bir başka neden de televizyonda pompalanan şeyleri fazla ciddiye almamız, gerçek sanmamız gibi yanılgılarımızdır. Bunda halkımızı pek de suçlayamam. Toplum olarak televizyona öyle bir düşkün olduk ki, evimizden çıkmaz olduk. Televizyon ne verirse kabul eder duruma geldik'' dedi.
Devlet Tiyatroları'nın tüm çalışanlarıyla Türk tiyatrosuna en iyi katkıyı sunma gayretinde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bu güzide kurumun hem yöneticileri hem çalışanları iyi niyet ve özverili çaba içindeler ve gerekeni yapmaya çalışıyorlar. Ama bilindiği gibi Devlet Tiyatroları da bütçeden pay alıyor. Alınan bu pay, arzu ettiğimiz güzelliklere kavuşmamıza biraz engel ancak, ona rağmen sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.
Devlet tiyatroları gibi iyi niyetli kurumlar oldukça, iyi niyetli tiyatrocular oldukça, televizyonun kötüye yönelten, ucuza yönelten, basite yönelten, seyirciyi yumuşak karnından avlamak, tavlamak isteyen programlara yüz verilmeyecektir. Ancak, şunu da belirtmek isterim ki televizyonlarda da son derece başarılı programlar var. Ben, işin kolayına kaçılan programları kastediyorum.''
Rüştü Asyalı, tiyatroda çok yetenekli gençlerin de yetiştiğini belirterek, bunun Türk tiyatrosunun geleceği adına büyük önem taşıdığını vurguladı.
Keloğlan tiplemesi
Önce radyoda, ardından sinemada devam eden ''Keloğlan'' tiplemesiyle, şu anda orta yaş grubunda olanların hafızalarında dün gibi yer alan Rüştü Asyalı, saf, temiz, mert, özü-sözü doğru, yardımsever, yoksul ama gönlü zengin Anadolu çocuğu Keloğlan'ın aslında 400 yıldır bilinirken kendisinin biraz daha göze görünür, dişe dokunur hale getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Biz var olanın üzerine oturduk, hazır tahta kurulduk, tabi ki bu taht padişah tahtı değil, gönül tahtıydı.Türkiye'nin keloğlanlara her zaman ihtiyacı var.''
Rüştü Asyalı, tiyatro izlemenin zevkinin, huzurunun, insanlara kattığı pozitif değerlerin önemine dikkati çekerek, her yaş grubunda toplumun tüm bireylerine tiyatroya gitme ve tiyatroya sahip çıkma çağrısında bulunduğunu sözlerine ekledi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt