TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik: 'Kanal İstanbul itirazları farkındalık yaratacaktır'
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED raporuna itiraz dilekçelerinin hazırlanmasının önemli bir yurttaşlık hareketi olduğunu vurguladı. Akçelik, itirazların farkındalık yaratacağını belirterek, “Kanal İstanbul’a karşı olan herkesin Anayasa’da ifade edilen sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip çıkmayı” sağlayacağını söyledi.
Kanal İstanbul Projesi İle İlgili Görüş ve İtiraz Dilekçesi Yönergesi’nin amacı ve işlevi nedir, bu kampanya ile ne amaçlandı?
Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED raporu nihai halini almak üzere 10 gün süreyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından görüşe açıldı. Projeye ilişkin görüş ve itirazlar 2 Ocak 2020 tarihine kadar İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne iletilebiliyor. İtiraz sürecinin nasıl olacağı, nereye itiraz edileceği gibi çok sayıda soru içeren telefon ve mail aldık. Bizler de TMMOB olarak sürecin doğru işletilmesi, itiraz etmek isteyen vatandaşlarımızın doğru yönlendirilmesi adına bir yönerge hazırlayarak bu soru işaretlerini gidermeyi amaçladık.
Yurttaşlar dilekçe örneğini kullanarak nasıl itiraz edebilir?
Bu hususta vatandaşlar dilekçe formatını göz önüne alarak kendi görüş ve itirazlarınızdan oluşan bir dilekçe yazabilirler. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Beşiktaş ve Ataşehir’de bulunan binalarına giderek elden veya CİMER, fax yoluyla itirazlarını iletebilirler.
Sizce itiraz dilekçeleri, Kanal İstanbul konusunda etkin bir rol oynar mı?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nca yeterli bulunarak son şekli verilen Çevresel Etki Değerlendirme Raporuna 10 gün boyunca gelen görüşleri inceleyecek. Bakanlık halktan gelen görüşler doğrultusunda, rapor içeriğinde gerekli eksikliklerin tamamlanmasını, ek çalışmalar yapılmasını ya da Komisyonun yeniden toplanmasını isteyebilir. Ama burada önemli olan bu konuda bir farkındalık yaratarak, Kanal İstanbul’a karşı herkesin Anayasa’da ifade edilen sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip çıkmasıdır.
Dilekçe haricinde başka ne tür yöntemler uygulanabilir? Daha etkili bir başka yöntem olabilir mi?
Kanal İstanbul; bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılan, son günlerde de çeşitli politik gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışılan bir yıkım projesidir. Bu yıkım projesi sadece İstanbul’u değil, Trakya ve Marmara Denizi’ni de olumsuz etkileyecek. Bu denli büyük bir yıkım projesine karşı da bir sonraki süreçte, her bir yurttaş davasının projeden etkilenecek. Bu yüzden tüm İstanbul halkının karşı duruşunun örgütlenmesi gerekiyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama