"Toparlanmanın hızlanması için takım oyunu gerekli"

TİSK, ekonomi toparlanmak için çaba gösterdiğini ancak, bu çabanın iç ve dış dinamiklerce yeterince desteklenmediği için istikrarlı bir düzeye taşınamadığını ifade ederek, toparlanmanın hızlanması için takım oyunu gerektiğine dikkat çekti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.03.2010 - 08:48

TİSK, Mart Ayı Ekonomi Bülteni'ni yayımladı. Bültende, ekonomide toparlanma için çaba gösterildiği ifade edilerek, bu çabanın iç ve dış dinamiklerle desteklenmemesi nedeniyle istikrarlı düzene taşınamadığı belirtildi. Bültende, "Buna bir de politika üretme kısırlığı eklenince ekonomi, sonuçsuz ataklar yapan ve iyi yönlendirilemeyen bir takıma dönüşmektedir. Bu durumu tersine çevirmenin yolunun, hedeflerin ve hedeflere yönelik politikaların diyalog yoluyla belirlenmesinden ve bu hedeflere doğru birlikte hareket edilmesinden geçtiğini düşünmekteyiz" denildi.

Sanayi üretiminde geçmişe göre olumlu gelişmeler var

Sanayi üretiminde geçmişe göre olumlu gelişmeler kaydedildiğini ifade edilen bültende, sanayi üretim endeksi, 2010 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12.1 arttığı anımsatıldı. Sanayi üretiminin yıllık seyrinin Ekim 2009'dan itibaren düşüşten sıyrılarak artışa geçtiği kaydedilen bültende, ancak takvim etkisinden arındırılmış endeksin Ocak 2010'da 100'e gelebildiği, Ocak 2007'deki 104.8 düzeyine çıkamadığı belirtildi.

"Türkiye'de her üç tezgahtan biri boş"

Üretim ve Sipariş Endeksindeki olumlu gidişin istihdama yansımadığı vurgulanan bültende, şöyle denildi: "Üç Aylık Sanayi İstihdam Endeksi 2009 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6.8, bir önceki döneme göre ise yüzde 0.1 düşmüş ve endeks 96.3 düzeyinde kaldı. Mart ayında da kapasite kullanım oranı yüzde 67.9 düzeyinde kaldı. Bu oran Türkiye'deki her üç tezgahtan birinin boş olduğunu göstermektedir. Kapasite kullanım oranındaki istikrarsızlık toplam talepteki istikrarsızlıktan kaynaklanmaktadır. Toplam talepte istikrarı yakalamak, krizi programlı ve katılımcı bir yaklaşımla ele almayı gerektirmektedir."

ÖTV ve KDV artışı enflasyonu tetikledi

Aralık döneminde işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 29 bin kişi artarak 3 milyon 361 bin kişiye yükseldiği, işsizlik oranının da 0.5 puanlık azalış ile yüzde 13.5 düzeyinde gerçekleştiği kaydedilen ekonomi bülteninde, işsizlik oranında dikkat çekici unsurun yine genç işsizler olduğu, bu dönemde Türkiye genelinde genç işsizlik oranının kentsel alanda yüzde 25.6 düzeyine çıktığı vurgulandı. Enflasyona da değinilen bültene, şöyle devam edildi: "ÜFE ve TÜFE'deki artışların temel nedeni Hükümetin bütçe açığını azaltmaya yönelik olarak KDV ve ÖTV oranlarında yapmış olduğu artışlardır. Bu vergilendirme politikası bir taraftan nihai tüketicinin harcama eğilimini değiştirirken, diğer taraftan özellikle sanayi sektöründe üretim maliyetlerini artırmış bu da uzun süredir, fiyat yapıcı olmaktan kaçınan sanayi üreticisinin, ürettiği malların fiyatlarının artırmasına neden olmuştur. Nitekim bu durum hanehalkının ve firmaların enflasyon beklentisini yılın başına göre yükseltmiştir."

Bütçe açığının düşüşünde giderlerin azalması etkili oldu

Şubat ayında bütçe açığının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 69.3 azalarak 2 milyar 271 milyon TL düzeyine gerilediği ve faiz dışı fazlanın 2 milyar 306 milyon TL olduğu anımsatılan bültende, "Bütçe açığındaki bu gerilemede bütçe gelirlerindeki artış kadar bütçe giderlerindeki düşüş de önemli rol oynamıştır. Yılın ilk iki ayındaki bütçe gerçekleşmelerine iki unsur damga vurmuştur; KDV ve ÖTV'deki artış ve ithalattaki artış nedeni ile yine KDV ve ÖTV gelirlerindeki yükseliş. Bu gerçekleşmeler ile elde edilen faiz dışı bütçe fazlası bütçenin belli ölçüde de önümüzdeki aylardaki faiz yükünü azaltacaktır. Ancak bu durum bütçenin yapısal sorunlarını çözmekten uzaktır" denildi.
 

TİSK'ten merkez bankası eleştirisi

Bültende, geçen yıl krizin derinleşmesinin etkisi ile hedeflenen enflasyon oranına ulaşan Merkez Bankası, bu yılın dışında hedeflediği enflasyon oranına hiçbir yıl varamadığı, hatta hedeften çoğu zaman yüzde yüz saptığı belirtildi. Buna rağmen Merkez Bankası'nın para politikasında bir değişiklik yapmadığının altı çizilen bültende, Merkez Bankası'nın bu politikadaki ısrarının para politikası etkinliğini büyük ölçüde azalttığı ifade edildi. Bültende, şöyle denildi: "Enflasyon hedeflemesi uygulayan başta ABD Merkez Bankası FED ve diğer ülke merkez bankaları krize karşı aktif para politikaları üretirken, Merkez Bankası'nın bu politika kısırlığı ekonomiyi ve özellikle de Türkiye'de istihdam deposu olan KOBİ'leri olumsuz yönde etkilemektedir. Krizin ikinci yılı biterken politika üretme yetersizliğinin halen devam etmesi, ayağa kalkma yönünde dönemsel atağa geçen ekonominin bu ataklarının kısa soluklu ve zayıf kalmasına neden olmaktadır. Umudumuz bu politikaların yılın ikinci çeyreğinde değişmesidir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler