Tuğgeneral Zeki Es'den çarpıcı iddia

Türkiye'nin 2003 yılında imzalayarak taraf olduğu Ottowa Sözleşmesi'nin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin talimnamelerde "mayın" veya "tuzak" kelimeleri yerine "alarm tehlike ikaz sistemi" ifadelerini kullandığı iddia edildi.

Tuğgeneral Zeki Es'den çarpıcı iddia
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.03.2012 - 17:31

Hakkâri'nin Çukurca İlçesi'nde el yapımı mayının patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili açılan davaya Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, patlamada hayatını kaybeden şehit er Deniz Demirci'nin annesi Raziye Demirci ve babası Halil Demirci ile avukatları, sanık Tuğgeneral Zeki Es ve sanık avukatları katıldı. Duruşmada Mahkeme Başkanı Mehmet Yüzbaşıoğlu, 3'ncü Taktik Piyade Tümen Komutanlığı'ndan 1-27 Mayıs 2009'da sınır hattına doğru gözetleme, pusu, keşif gibi nedenlerle herhangi bir operasyon yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa buna hangi birliklerin katıldığı ve buna ilişkin plan ve emirlerin mahkemeye ulaştığını açıkladı ve tarafların görüşlerini sordu. Şehit er Deniz Demirci'nin annesi Raziye Demirci, duruşma sırasında başını tutan Mahkeme Başkanı Yüzbaşıoğlu'na "Başın mı ağrıyor?" diye sordu.Mahkeme Başkanı'nın, "O kadar belli mi oluyor, hastayım biraz, 38 derece ateşim var" demesi üzerine anne Demirci "Geçmiş olsun. 3 sene oldu yeter artık yoruldum artık suçlu çıkarılsın ortaya" dedi. Halil Demirci ise sanıkların, mayın patlaması olayının 'terör örgütü PKK tarafından sahiplendiğini' söylediğini anımsatarak, "İnternette dolanan ses kaydı Zeki Es'in, ben onu biliyorum, suçlular ortaya çıksın" dedi. Demirci ailesinin avukatı İsmail Kılıç ise mahkemeden 2'nci Ordu Komutanlığı ve 3'ncü Taktik Piyade Komutanlığı'ndan gelen bahar-yaz tertiplenmelerine ilişkin dosyanın bir örneğini alarak inceleme talebinde bulundu.

Savcılık: TSK'nın bölgedeki faliyetlerine zarar verebilir

Savcı Tezer Türkay Güven, komutanlıklardan gönderilen belgelerin devletin güvenliğine ilişkin bilgiler içerdiği yönünde kanaatinin olduğunu belirterek, söz konusu belgelerin, devletin güvenliğine ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgedeki faaliyetlerine zarar verebilecek nitelikte olmasının değerlendirilmesi durumunda taraflara suret verilmemesini talep etti.

"Bir tel örgüyü kaldırmak için üst komutanlığa haber verilmez"

Savcının talebinin ardından söz alan Zeki Es, "2'nci Ordu Komutanlığı'nın bahar-yaz tertiplenme emirlerinde 'alarm tehlike ikaz sistemi düzenlenme emri' var. Ottowa Sözleşmesi sonrasında mayın yerine 'alarm ikaz sistemi' kullanılmaya başlandı. Bu konuda özel bir araştırma yapmadım ancak 'alarm özel ikaz sistemi, ikaz tehlike sistemi' ile mayın kastediliyor" dedi.

2'nci Ordu Komutanlığı'nın kış tertiplenme iç güvenlik tertibatı emirlerinde üst bölgelerinin etrafına terörist sızmalara karşı alarm tehlike ikaz sistemi döşenmesinin yer aldığını belirten Es, alarm tehlike ikaz sisteminden kastedilenin mayın olduğunu iddia etti. Bir askeri tesisten ikaz sisteminin kaldırılması için bir üst komutanlığa bilgi verildiğini, buradan da bu sistemin mayın veya tuzaklama olduğunun anlaşıldığını savunan Es, "Bir tel örgüyü kaldırmak için üst komutanlığa haber verilmez" değerlendirmesinde bulundu. Sanık avukatları da Es'in savunmasına katıldıklarını belirtti.

Yeni bilirkişi görevlendirmesi

Talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara veren Mahkeme Başkanı Yüzbaşıoğlu, 2'nci Ordu Komutanlığı ve 3'ncü Taktik Piyade Tümen Komutanlığı tarafından mahkemeye gönderilen, olayın meydana geldiği bölgedeki "2009 bahar ve yaz tertiplenme emirlerinin" incelenmesi için taraflara süre verilmesini kararlaştırıldığını açıklayarak, belgelerden suret alınmamasına karar verdini bildirdi. Mahkeme Başkanı, ayrıca mahkemeye gelen yeni bilgiler ışığında dava için en az yarbay seviyesinde bölgede görev yapan veya yapmış 4 subayın da dosya için bilirkişi olarak görevlendirilmesine karar verildiğini açıkladı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon