Tümgeneral Iğsız'a yakalama emri talebi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri kurulduğu'' yönündeki iddialara ilişkin hazırlanan iddianamede, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun da aralarında bulunduğu 22 tutuksuz sanık hakkında yakalama emri çıkartılması talep edildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu ile eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın da aralarında bulunduğu 22 kişi hakkında hazırlanan iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı. Mahkeme heyeti, iddianamenin oy birliğiyle kabulüne karar verdi.
Bazı sanıklar hakkında yakalama emri çıkarılması ve davanın ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' iddialarına ilişkin dava ile birleştirilmesi yönündeki taleplerin ise daha sonra değerlendirileceği öğrenildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri kurulduğu'' yönündeki iddialara ilişkin hazırlanan iddianamede, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun da aralarında bulunduğu 22 tutuksuz sanık hakkında yakalama emri çıkartılması talep edildi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 93 sayfalık iddianamede, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312/1. maddesinde ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir'' hükmünün yer aldığı belirtilerek, şüpheliler hakkında soruşturmanın 2 yılı aşkın bir süredir devam ettiği ve toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi durumunda tüm şüphelilerin tanımı yapılan TCK'nın 312. maddesindeki suçu işlediklerinin anlaşıldığı ifade edildi.
İddianamede, şüphelilerin eyleminin Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması, bu nedenle CMK'nın 100/2. maddesi uyarınca tutuklanma nedeninin var sayılması ve eylemin kanunda öngörülen muhtemel cezası dikkate alınarak şüpheliler hakkında tutuklanmalarına karar verilmesi amacıyla yakalama kararı çıkartılması istendi.
Haklarında yakalama emri çıkarılması istenen 22 şüpheli, Hasan Iğsız, Mehmet Eröz, Mustafa Bakıcı, Hüseyin Nusret Taşdeler, Fuat Selvi, Ziya Ülker Göktaş, Hulusi Gülbahar, Cemal Gökçeoğlu, Sedat Özüer, İsmail Hakkı Pekin, Hıfzı Çubuklu, Mehmet Otuzbiroğlu, Alaettin Sevim, Orhan Güçlü, Mehmet Bülent Sarıkahya, Murat Uslukılıç, Meryem Kurşun, Hasan Ataman Yıldırım, Cem Şimşek, Altunay Şahin, Fatih Koca ve Recai Alkan olarak sıralandı.
İddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise haklarında yakalama emri çıkarılması ve davanın ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' iddialarına ilişkin dava ile birleştirilmesi yönündeki taleplerin daha sonra değerlendirilmesini uygun buldu.
Şüphelilerin ''Andıcın hazırlanmasına'' ilişkin savcılıkta alınan ifadelerine yer verilen iddianamede, şüpheli Hulusi Gülbahar'ın ifadesinde, ''Siteler geçici olarak kapatıldıktan sonra Dursun Çiçek'in bu sitelerin açılması gerektiğini söyleyip andıcı hazırlattığını, kendilerine de gönderdiğini ve imzaladıklarını, üstündeki parafın kendisine ait olduğunu'' söylediği kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Murat Uslukılıç'ın ise savcılık ifadesinde, Mart ayının sonuna doğru Dursun Çiçek'in kendi odalarına geldiğini, ''İkinci Başkan'dan olur aldım, yeni internet siteleri için bir andıç hazırlayalım'' dediğini, kendisinin de bunu şube müdürüne söylemesini istediğini, konuyu Cemal Albay'a ilettiğini, onun da Çiçek'le görüşüp kendisine hazırlaması için emir verdiğini söylediği aktarıldı.
Uslukılıç'ın, ''Her şube müdürünün andıçta kendisini ilgilendiren bölümlere belli şeyler yazdığını, ana çatısını Dursun Çiçek'in kurduğunu, hazırlayan olarak da kendi imzasının olduğunu, imzalamadan önce Adli Müşavir Hıfzı Çubuklu'nun andıç hazırlandıktan sonra değişiklikler yaptığını, kanunen uygun olduğuna ilişkin imzayı attığını, İkinci Başkana sunulduğunu, onun da Komutana arz notu yazdığını ve Genelkurmay Başkanı'na Dursun Çiçek'in arz ettiğini, bu andıcı kendisinin Dursun Çiçek'in talimatıyla yazdığını'' ifade ettiği belirtildi.
İddianamede, Dursun Çiçek'in savcılıkta verdiği ifadesinde, andıçta kendi parafının olduğunu, 3. Bilgi Destek Şube Müdürü olarak bu andıca imza attığını söylediği kaydedildi.
Diğer şüphelilerin andıcın hazırlanması konusundaki beyanlarının Çiçek'e okunduğu aktarılan iddianamede, Çiçek'in, ''Şüpheli Murat Uslukılıç'ın ifadesinin doğru olduğunu, o dönem Genelkurmay İkinci Başkanı olan Hasan Iğsız'dan andıç hazırlanması konusunda olur aldığını, daha doğrusu Daire Başkanına bu konuda bilgi verdiğini, onun da kendisine geri dönüşünde Iğsız Paşa'dan onay aldığını söylediğini, geçmiş dönemdeki bütün internet sitelerinin kendi görev yaptığı şubeye bağlı olmasından dolayı andıcın ana yapısını kendisinin hazırladığını, ama andıcı o zamanki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a arz ettiği iddiasının doğru olmadığını, İkinci Başkana arz edildiğini de dosyadaki paraftan anladığını'' beyan ettiği kaydedildi.
Hıfzı Çubuklu
Şüpheli Hıfzı Çubuklu'nun da savcılıktaki ifadesine yer verilen iddianamede, Çubuklu'nun Genelkurmay olarak 2009'da böyle bir düzenlemeye gidildiğini, gazetelerde bu tür haberler yayınlandıktan sonra böyle bir ihtiyacın doğduğunu, bu işi disipline edip emniyete almak için böyle bir çalışma içerisine girilmiş olabileceğini, andıçta da bundan bahsedildiğini, buradaki parafın kendisine ait olduğunu, bu belgenin 1 Nisan 2009'da İkinci Başkan parafıyla Genelkurmay Başkanı'na arz olunduğunu, andıcın hazırlanma tarihinden önce basında bu internet siteleriyle ilgili haberler çıkması üzerine andıç başlıklı böyle bir çalışma yapılma ihtiyacının hissedilmiş olabileceğini, koordine için kendilerine geldiğini, andıcın hazırlanma sürecinin tamamen hukuki olduğunu söylediği belirtildi.
İddianamede, şüpheli Mehmet Eröz'ün ise savcılıkta verdiği ifadede, ''İnternet andıcı olarak yer alan çalışmanın emrini Genelkurmay Başkanı'ndan aldıklarını, fakat bu andıçla kararlaştırdıkları 4 internet sitesini faaliyete geçirmediklerini, 14 Nisan 2009'da internet andıcına onay alırken yaptıkları incelemede, bu sitelerin hayali isimlere kayıtlı olduğunu fark ettiklerini, yasaya aykırı olduğunu görüp 5651 sayılı yasa gereğince kurmayı planladıkları 4 siteye şube müdürlerinin gerçek isimleriyle kaydolmasını öngördüklerini'' söylediği bildirildi.
Şüpheli İsmail Hakkı Pekin'in savcılık ifadesine de yer verilen iddianamede, Pekin'in, öncekilerin yasal dayanağının olmadığını, andıcı yasal zemine oturtmak ve kontrol altına almak için yaptıklarını, andıçtaki parafın kendisine ait olduğunu, belgenin kendisine bizzat Dursun Çiçek tarafından getirilmiş olabileceğini, kendisine getirildiğinde bütün şube müdürleri, Mustafa Bakıcı ve Harekat Başkanı Mehmet Eröz'ün imzası ve parafının olduğunu, daha sonra da kendisine geldiğini, bu imzaya gelmeden önce de İkinci Başkan Hasan Iğsız ve Mehmet Eröz ile birlikte oturduğu sırada eski sitelerin kapatılacağı, yerine yeni sitelerin açılacağı yönünde bir konuşma yapıldığını, ancak bu konuda kendisine görüş sorulmadığını, sadece bilgi verildiğini söylediği belirtildi.
İddianamede, şüpheli Mehmet Otuzbiroğlu'nun ise savcılık ifadesinde, Otuzbiroğlu'nun andıçtaki imzanın kendisine ait olduğunu, içeriğini tam olarak hatırlamadığını, eklerinin de tam olarak ne olduğunu bilmediğini, andıcın kendisine bilgi için gönderildiğini ifade ettiği kaydedildi.
Hasan Iğsız
Şüpheli Hasan Iğsız'ın savcılık ifadesine de yer verilen iddianamede, Iğsız'ın, ''Başbakanlık genelgesine dayanılarak yasalar çerçevesinde hazırlanan ve Genelkurmay Başkanlığının bir faaliyeti olarak yapılan internet siteleri ile alakalı çalışmalar daha sonra yeni çıkan yasaya uygun hale getirildiğinde konunun önüne geldiğini, konuyla alakalı çalışmaların bütün birimlerde yapıldığını, ilgili birimlerle koordine edilip belge hazırlandığını, Genelkurmay Başkanlığının yasalar çerçevesinde yapmış olduğu faaliyetlerle alakalı sorunun Genelkurmay Başkanlığına sorulması gerektiğini'' söylediği aktarıldı.
Taraf gazetesinde 4 Şubat 2009 günü bir habere konu olmalarının ardından sitelerin geçici olarak kapandıkları belirtilen iddianamede, daha sonra Dursun Çiçek'in girişimleriyle tekrar site açmak için çalışmaların başladığı, andıçtaki ilk parafın tarihi dikkate alındığında sitelerin deşifre olup geçici olarak kapatılmalarının ardından bir hafta gibi kısa bir süre sonra yeniden düzenlenip faaliyete geçirilmek istendiği anlatılıyor.
Dursun Çiçek'in andıç konusundaki beyanlarının kendi ifade bütünlüğü içerisinde ve diğer şüpheli ifadeleri ile çelişkili olduğunun anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, bu haliyle, kapatılan sitelerin işletilmesindeki birtakım hukuksuzlukların andıç hazırlanmasına sebep olduğunun da şüpheli ifadelerinden anlaşıldığı dile getirildi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!