Türk boğazlarında geçiş güvenliği
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uluslararası ticaret akışını durdurmayacak, aksine düzenli hale getirecek ve boğazları çevre felaketleri yönünden koruyacak çözüm üretmeye çalıştıklarını belirterek, ''Daha yaşanabilir ve korunmuş boğazlar için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız'' dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Misafirhanesinde kahvaltıda buluşarak, ''Türk Boğazlarında Geçiş Güvenliği, Çevre Faktörleri ve İlgili Bakanlar Düzeyinde İstişare Toplantısı''nı yaptılar. Dört bakan toplantı sonrasında, ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Davutoğlu, boğazların mevcut durumunu dört bakan olarak bütün yönleriyle ele aldıklarını söyledi. İstanbul boğazlarının Türkiye ve dünya açısından önemine dikkat çeken Davutoğlu, Türk boğazlarının trafiğini uluslararası ticareti aksatmadan ve çevreyi koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, konuyla ilgili 1 Temmuz'da İstanbul'da büyük petrol şirketleriyle bir toplantı yapacaklarını belirterek, ''Petrol daha fazla geçsin ama boğazların fiziki kapasitesi belli, bunu değiştirme şansımız yok'' dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, boğazların petrol taşımacılığı açısından çok önemli bir geçiş noktası olduğunu söyledi. Yıldız, ''Hiçbir şekilde martılarımızı petrole bulanmış bir şekilde görmek istemiyoruz. Bunun önlemini almakta tabii ki hükümetimize düşüyor'' diye konuştu.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise 3 konudan dolayı geceleri kabus gördüğünü ifade ederek, ''Birincisi tanker geçecek de kaza mı olacak diye geceleri kabus görüyorum. İkincisi yangın çıkacak mı diye, üçüncüsü de sel felaketi olacak mı diye kabus görüyorum. Geceleri telefonum yanı başımda duruyor bu konulardan dolayı diken üstündeyim, yani kabus gören bir bakanım'' dedi.
'Boğazlardan toplam 150 milyon ton yük taşınıyor'
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından yılda ortalama 50-55 bin gemi geçtiğini ve bu gemilerin 10 binin tanker olduğunu söyledi. Boğazlardan toplam 150 milyon ton yük taşındığını, bu yükün yaklaşık 100 milyon tonunun ham petrol olduğunu belirten Yıldırım, fiziki yapısı dikkate alındığında İstanbul Boğazı'nın dünyanın en zor su yollarından biri olduğunu ifade etti. Boğaz'da, 15 mil boyunca 90 derece eğimleri olan 8 tane kritik nokta bulunduğuna işaret eden yıldırım, O bakımdan İstanbul Boğazı'nda kaza riskinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar yüksek olduğunu vurguladı.
Yıldırım, İstanbul Boğazı'nda 1999 yılında yaşanan kazanın ardından boğaz geçişlerinde emniyet tedbirlerini artırmaya yönelik çok ciddi çalışmalar yaptıklarını, Gemi Trafik Bilgi Sitemini 2003'te devreye soktuklarını belirterek, belirli boyut ve tonajdan büyük gemilerin mutlaka eskort römorkörleri almaları ve aralarında belirli mesafe bırakarak seyir yapmaları, mali sorumluluk, 3. kişilere karşı sorumluluk sigortaları gibi birçok emniyeti artırmaya yönelik tedbirleri geliştirdiklerini anlattı. Yıldırım, şöyle devam etti: ''Ancak, boğazların fiziki yapısını değiştiremeyeceğimize göre ve artan ham petrol sevkIyatını, talebini de dikkate alırsak, alınan bu teknik, idare ve emniyet tedbirlerinin daha fazla geçiş yapmaya, daha fazla ham petrolün boğazlardan geçmesine imkan sağlayamayacağı açıktır. O bakımdan mutlaka gerek Karadeniz'de petrol üreten ülkeler, gerekse o petrolü işlemek üzere dünyanın başka yerlerine taşıyan, pazarlayan şirketler olmak üzere, mutlaka alternatiflerin bölge ülkelerinin petrol şirketleri ile yeni alternatiflerinin önümüzdeki dönemde geliştirilmesi kaçınılmaz olarak gözükmektedir. Boğazların bugünkü yapısı bu durumun sürdürülebilir bir yapı olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Gerek Uluslararası Denizcilik Örgütü, gerek ulusal mevzuatımızı kapsamında Montrö Rejiminin tam anlamıyla uygulanması için gösterdiğimiz tüm gayret ve titizlikler bu potansiyel riski, büyük çevre felaketi riskini ortadan kaldırmamalıdır. Bunu dikkate alarak 4 bakanlık olarak bu konuyu etraflıca değerlendirdik. 1 Temmuzda büyük petrol şirketleri ile yapılacak toplantıda bu konu onlarla da paylaşılacak ve bundan sonraki boğaz geçiş rejimine yönelik Türk hükümeti olarak yapacağımız uygulamalar, alacağımız tedbirler bölge ülkelerle de paralel bir çalışma ile kamuoyuyla paylaşılacaktır.''
'Boğazdaki akıntılar sebebiyle deniz ulaşımında çok büyük riskler var'
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Türk boğazlarında geçiş güvenliğine ilişkin olarak 1 Temmuzda İstanbul'da bir toplantı yapılacağını vurgulayarak, ''Durum nedir, açık bir şekilde belirlenecek, artık bu gidişatın sürdürülebilir olmaktan çok uzak olduğu açık bir şekilde ifade edilecek'' dedi. İstanbul Boğazı'nda iki tabaka halinde iki yönlü bir akıntı olduğunu hatırlatan Eroğlu, ''Bu akıntılar sebebiyle hakikaten deniz ulaşımında çok büyük riskler var'' dedi. İstanbul Boğazı'nda şu ana kadar 12 tane büyük kaza meydana geldiğine dikkat çeken Eroğlu, bu kazaların çevre kirliliğine ve ekonomik kayıplara neden olduğunu anlattı. 1999 yılında boğazda meydana gelen kazada 20 bin ton petrolün denize yayıldığını, 50 bin ton petrolün yanarak havayı kirlettiğini ifade eden Eroğlu, 1982'de denize 66 bin 400 ton petrol yayıldığını, 1994'teki kazada da 10 bin ton petrolün denize yayıldığını söyledi. Gemilerin başka denizlerden bastıkları suları Karadeniz'e boşalttıklarına işaret eden Eroğlu, bu nedenle Karadeniz'in ekolojisinin değiştiğini, denizin kirlendiğini anlattı.
Boğazların tarihi eserler ve tarihi güzellikler açısından da çok önemli olduğunu dile getiren Eroğlu, şunları kaydetti: ''Artık, İstanbul Boğazı'ndan tanker geçişi sürdürülebilir olmaktan tamamen çıkmıştır. Bunun çok ciddi şekilde ele alınması gerektiği kanaatindeyiz. Bununla ilgili çok detaylı hazırlıklar yapıldı. 1 Temmuzda İstanbul'da bir toplantı yapılacak ve durum nedir, açık bir şekilde belirlenecek, artık bu gidişatın sürdürülebilir olmaktan çok uzak olduğu açık bir şekilde ifade edilecek. Sadece İstanbul değil, Çanakkale Boğazı'nda da aynı risk var. Burada tahmin edilemeyecek kadar çok büyük bir risk olduğunu da açıkça ortaya koymak lazım. Meksika Körfezindeki petrol kirlenmesini dikkate alırsanız, İstanbul Boğazı'ndaki kirlenmemin boyutları oradan çok daha büyük olur. Neticede orası bir körfez ama İstanbul iki yakası ile büyük bir nüfus ve tarihi eserler ve tabiat varlıkları ile bu konuda önemle üzerinde durulması gereken bir konu.''
'Optimum bir noktada ortak çıkarların birleştirilmesi gerek'
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türk boğazlarının uluslararası enerji akışının en önemli atar damarlarından biri olduğunu, boğazların hem stratejik açıdan önemli bir geçiş yolu, hem de tarih ve kültürel açıdan dünyanın en güzide şehirlerin biri olan İstanbul'un bulunduğu bir su geçiş yolu olduğunu söyledi. Bu nedenle optimum bir noktada ortak çıkarların birleştirilmesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Bir taraftan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, boğazlarla ilgili çok sağlam bir zemin oluşturmuştur. Şu ana kadar da üzerinden bir dünya savaşı geçmiş olmasına rağmen, son olarak da 2008'de Gürcistan krizi biliyorsunuz, bu anlaşmanın ne kadar önemli bir zemin oluşturduğunu tüm uluslararası toplum gördü. Bu anlaşmanın oluşturduğu zemin etrafında bütün bu değerler nasıl korunur, temelimiz bu. Türkiye'nin uluslararası çıkarları dışında, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin ticaret, enerji çıkarlarını da gözeten ve kültürel değerlerimizin muhafazası noktasında artık optimum bir çözüm yoluna gidilmesi gereken bir dönemde bulunuyoruz. Özellikle son olarak Meksika Körfezinde yaşanan gelişmeler ve Meksika Körfezi ki boğaza göre daha açık denizlere, büyük bir okyanusa açılan bir körfezdir, kendisi kapalı bir körfez niteliği taşımaz. Karadeniz'in aksine sadece boğazlar üzerinde geçişi olan bir alan değil. Burada yaşananlar konuyla ilgili bütün taraflar için ciddi bir ders niteliği teşkil etmiştir, tabi her şeyden önce de ülkemiz için. Zaten çok etkin tedbirleri biz alıyor ve uyguluyoruz Hükümetimiz olarak. Bugünkü toplantıda da 4 bakanlık konuyu bütün kapsamıyla ele aldık.''
Uluslararası ticareti ve enerji akışını durdurmayacak, aksine güvenli hale getirecek, Türkiye'nin çıkarlarını göz önünde bulunduracak ve boğazları çevre yönünden koruyacak bir çözüm etrafında çalışmaları yoğunlaştıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, ''Bugünkü toplantı bu anlamda hükümetimizin kararlılığını gösteren bir toplantıdır. Diplomatik her türlü tedbiri alarak ve çabayı göstererek bu hedeflere ulaşmaya kararlıyız'' dedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 1 Temmuz'da büyük petrol şirketlerinin katılımıyla İstanbul'da yapılacak toplantının da bu konuda çok taraflı özelliği taşıyan ilk toplantı olacağını ve daha sonra da 4 bakanlık olarak çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekledi.
'Biz martılarımızı petrole bulanmış bir şekilde görmek istemiyoruz'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da bugün Türk boğazlarının geçiş güvenliği ve çevre güvenliğiyle alakalı bakanlar düzeyinde bir istişare toplantısı yaptıklarını söyledi. Meksika Körfezi'nde yaşanan platform kazasından sonra boğazlardaki riske karşı önlem alınması gerektiğinin daha önem kazandığını kaydeden Yıldız, şöyle konuştu: ''Hepinizin bildiği gibi 1 Temmuz'da da kamu iradesiyle birlikte özel sektör beraberce İstanbul'da toplanacağız ve bu tedbirler üzerinde fikir teatisinde bulunacağız. 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul ve şehitler diyarı Çanakkalemizin korunması adına tabii ki başkalarının bizim kadar önem vermesini beklemiyoruz ama bir konsensüs, bir gönüllülük ilkesiyle beraber yapılacak bir işlem. Şu anda derin deniz aramacılığıyla alakalı dünyada 14 bin yerde arama var, Karadeniz ve Hazar bunlardan istisna değil. Bu demektir ki bundan sonra boğazlarla alakalı geçiş yükü hafiflemeyecek, tam tersi ağırlaşacak, bunun sürdürülebilir olmasıyla alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Biz hiçbir şekilde martılarımızı petrole bulanmış bir şekilde görmek istemiyoruz. Bu hepimiz için önemli, bunun da önlemlerini almak da tabii ki hükümetimize düşüyor.''
Soruları yanıtladılar
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, basın mensuplarının sorularını da yanıtladılar. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hem bir dünya mirası olan İstanbul'un korunması, hem uluslararası ekonominin atar damarı olan ticaret ve enerji akışını muhafaza ederek uluslararası konsensüsü oluşturmak için, herkesi bağlayıcı uluslararası ilkeler manzumesi ortaya çıkartmak gerektiğini söyledi.
Meksika Körfezi'nde daha önce bu yapılmadığı için bölgede yaşanan felaketin uluslararası bir krize dönüştüğünü kaydeden Davutoğlu, ''Biz tüm unsurları kapsayan bir eylem planı üzerinde çalışıyoruz. Yani bu Türkiye'nin tek taraflı uygulamalarla bir şeyi kontrol altına çabası değil. Uluslararası müeyyidelerle, uluslararası sorumluluklarla birlikte bizim ulusal geleceğimizi ilgilendiren tedbirler alınması... Bunu birlikte düşünmek gerekiyor. 1 Temmuz toplantısı o bakımdan önemli. İlgili şirketler, ilgili ülkeler bizim ilgili kurumlarımızla oturup konuşacaklar, konuyu detaylı olarak ele alacaklar'' diye konuştu.
'Amacımız ticareti engellemek değil'
Konuyla ilgili bir soru üzerine, uluslararası taşımacılığa engel olmadan, boğazları ve İstanbul'u korumak istediklerini kaydeden Ulaştırma Bakanı Yıldırım, ''Ticari durdurmak, engellemek gibi bir maksadımız olamaz. Ticaret olacak,ama masum bir şekilde olacak. İnsanlara bedel ödetmeden olacak, onun için gayret ediyoruz'' dedi. Gelecek yıllara ilişkin taleplere paralel olarak gerek Karadeniz'de petrol aranması, gerekse Karadeniz'i çevreleyen ülkelerdeki petrol üretiminin artması, gerekse dünyanın petrol ihtiyacının artmasının boğazlar üzerinde bir baskı oluşturduğuna işaret eden Binali Yıldırım, ''Bu baskı daha fazla petrol geçiş talebini getirmekte, bu da bizim itiraz ettiğimiz husustur. Diyoruz ki; petrol daha fazla geçsin, ama boğazların fiziki kapasitesi belli, bunu değiştirme şansı yok. Teknik, idari ve emniyet tedbirlerini ne kadar artırırsak artılalım bunun bir sınırı var, bu da doyma noktası üzerine çıkmıştır. Gelin başka çözümleri birlikte konuşalım. Tutumumuz budur, yoksa kimsenin ticaretinde gözümüz yok'' dedi.
Samsun-Ceyhan Projesi'nin önemi
Bir basın mensubunun ''Bu işin kökten çözümü sanki Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi gibi görünüyor'' şeklindeki sözleri üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, boğazlarda petrol trafiğinin rahatlatılması konusunda Burgaz-Dedeağaç ve Samsun-Ceyhan projelerinin beraber zikredilmesi gerektiğini söyledi. Alternatif çözüm yollarını üretmeden, ticari anlaşmalara mani olmayacak şekilde boğazların güvenliğini sağlamanın mümkün olmayacağını kaydeden Yıldız, şunları söyledi: ''O yüzden Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattının stratejik olmasının altında yatan temel nedenlerden bir tanesi özellikle boğazlar meselesidir. Tek gerekçesi değildir, ama en önemli konulardan bir tanesidir. O yüzden hem Rusya Federasyonu'nun Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden götüreceği ham petrol boru hatları, gerekse Türkiye üzerinden geçecek olan Samsun-Ceyhan Projesinin alternatif yol olarak somut olarak ortaya konulması 1 Temmuz'da konu edilecektir. O yüzden son derece önem verdiğimiz bir meseledir.'' Meksika Körfezi'ndeki kazadan sonra çevre duyarlılığın hat safhalara ulaştığını da kaydeden Yıldız, ''İtalya, Rusya, ABD, İngiltere, Norveç, Kazakistan gibi ülkelerin inşallah 1 Temmuz'da İstanbul'da yapacağımız toplantıya bizzat iştirak edecekleri bir ortam olacak'' dedi.
Çevre Bakanı'nın kabusu
Çevre Bakanı olarak şu anda diken üstünde bulunduğunu anlatan Bakan Veysel Eroğlu da ''Birincisi boğazlardan tanker geçecek de kaza olacak mı diye geceleri kabus görüyorum, ikincisi yangın çıkacak mı, üçüncüsü de sel felaketi olacak mı diye kabus görüyorum. Bu üç meseleden dolayı geceleri kabus gören bir bakanım. Telefonum her an yatağımın ucunda açık'' dedi. Bakan Eroğlu'nun bu sözleri üzerine Ulaştırma Bakanı Yıldırım, ''Çevre Bakanımızın durumu hakikaten vahim, Allah yardımcısı olsun, ben artık kendi durumumu anlatmasam daha iyi olur'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması