'Türk ordusunun zayıflatılması haberlerinden endişeli'
Wikileaks'ta yayınlanan bir belgeye göre İngiliz Hükümeti, Türkiye'de ordunun hükümet tarafından zayıflatıldığı, Erdoğan Hükümetinin Adalet Bakanlığı gibi bakanlıklara köktencileri sinsice kaydırdığı, sıranın orduya geleceği haberlerinden endişe duyuyor.
Wikileaks'ta yayınlanan bir belgeye göre İngiliz Hükümeti, Türkiye'de ordunun hükümet tarafından zayıflatıldığı, Erdoğan Hükümetinin Adalet Bakanlığı gibi bakanlıklara köktencileri sinsice kaydırdığı, sıranın orduya geleceği haberlerinden endişe duyuyor. ABD'nin Londra Büyükelçiliği kökenli belgeye göre İngiliz hükümeti, Türkiye'de gelişmelerin Kıbrıs sorunu konusunda Türk hükümetini esneklikten daha katı bir noktaya getirmesinden de kaygı duyuyor.
Daily Telegraph gazetesi, Wikileaks'ın elde ettiği, 31 Mart 2009 tarihinde, ABD'nin Londra Büyükelçiliği'nden dışişleri bakanlığına gönderilen, "Gizli, Yabancıların Okuması Yasak" belgenin tam metnini yayınladı. Belge ABD Londra Büyükelçiliği Diplomatik Misyon Başkan Yardımcısı Richard Lebaron tarafından hazırlandı. Belge İngiltere hükümeti Türkiye Dışişleri Bürosu'ndan Jason Moore'nin, hükümetinin Türkiye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerinden oluştu. Wikileaks'ta yer alan belge şöyle:
1. Özet: Türkiye Dışişleri Bürosu'ndan Jason Moore, Majestelerinin Hükümeti (MH) Yetkililerinin, Türkiye'nin Kıbrıs sorununu NATO'daki rolünden ayırmayı reddetmesinden dolayı kafalarını duvarlara vurmaktan yorulduklarını açıkça söyledi. Majestelerinin Hükümeti Kıbrıs konusunun çıkmazda olduğunu kabul ediyor, fakat MH, Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm konusunda Lefkoşe ve Ankara'daki gelişmeler karşısında giderek kötümser oluyor. Moore MH'nin, ABD Hükümetinin elinde Türkiye'yle NATO/AB konularında bir hareket gerçekleştirmeye yönelik etkiye sahip tek güç olduğuna inandığını söyledi. MH şu anda bu etkinin, MH'nin Türk toplumu içindeki konumuyla ilgili artan şekilde endişe duyduğu Türk ordusuna güvene dayandığına da inanıyor.
Türkiye'de birkaç cephede zorlu çalışma
2. Moore MH'nin farklı yollardan, Türkiye'nin Kıbrıs hükümetine düşmanca tavrını NATO'daki konumu ve AB-NATO işbirliğindeki rolünden ayrı tutmak için zorlu biçimde çalıştığını söyledi. Fakat Kıbrıs'ta bir çözüm bulunmazsa MH'nin tamamladığı ek çabaları zamanı boşa harcamak. Moore 'FCO (Foreign and Commonwealth Office)'nun kafasını tuğla duvara vurmaktan yorulduğu' yorumunu yaptı. Bir AB üyesi olarak MH, Türkiye'nin Kıbrıs'ta çözümü AB/NATO operasyonları için bir şart koşmasını kabul edemez, fakat bir NATO üyesi olarak Türkiye'yi dışlayamaz da. MH Türkiye'nin AB üyeliği için güçlü bir destekçiydi ve Türkiye'nin Kıbrıs'ın statüsünü kendisinin AB'ye katılmasını engellemek için kullandığı şikâyetini haklı buluyordu. Diğer taraftan Moore MH'nin AB/NATO işbirliği söz konusu olduğunda Türkiye'nin aynı karşı duruşu aldığından haberdar olduğunu kabul etti. Moore, bu olgun olmayan tavrı sadece Kıbrıs'ta bir çözümün bitireceğini, ama çözümün kısa süre içinde gelmesinin olası bulunmadığını söyledi.
3. Ankara ve Lefkoşe'deki son gelişmeler kısa sürede bulunacak bir çözüm konusunda cesaret kırıcı ise de Moore MH'nin resmi olarak iyimser durduğunu söyledi. Lefkoşe'de Kıbrıs koalisyonu içindeki sorunlar, daha esnek bir yapıdan, daha katı bir konuma dönüş olasılığına işaret ediyor. Ankara'da İslamcı yanlısı siyasi partilerin güçlenmeye devam etmesi ve Majestelerinin Hükümeti'nin Türk toplumunda laikliğin kalesi olduğuna inanmaya devam ettiği Türk ordusunun prestijinde paralel zayıflamanın, Türk tarafında da daha katı bir konumla sonuçlanma olasılığı bulunmaktadır. Majestelerinin Hükümeti özellikle Türkiye'deki kontaktlarınca Türkiye'de ordunun Erdoğan hükümetinin 'köktencileri' Adalet Bakanlığı dâhil çeşitli bakanlıklara sinsice 'kaydırabilmesi' üzerine 'korkup kaçtığının' ve hedef listesinde sıranın orduya geleceği korkusunun bildirilmesinden endişe duyuyor. Şayet bu vuku bulursa Majestelerinin Hükümeti ordunun NATO ve AB için bilinmeyen sonuçlarıyla birlikte içte bir iktidar mücadelesiyle karşı karşıya kalabileceğine, fakat bunun Kıbrıs'ta katı bir pozisyona yol açacağına hemen hemen kesin olarak inanıyor.
4. Moore ortak AB/NATO operasyonlarında Türkiye'yle birlikte elde edilen başarıların genellikle NATO müttefikleri arasında yıllar boyunca oluşan kişisel ilişkilerin kullanılmasıyla elde edildiğini, nadiren üst düzeylerin dâhil olduğunu söyledi. MH, AB/NATO beraberliğinde 'şimdilik tek yolun bu olduğunu' düşünüyor. Bu tür bir etki temel olarak, Türkiye'yle askeri ve siyasi ilişkileri en güçlü olan ABD hükümetinin içinde bulunduğu 'titreme' durumunda değerli bir şey.
Moore bu tür 'gevezelikler' ve 'destek sağlama girişimlerinin' devam etmesinden yana. Burada bile, her ne kadar MH Türk ordusunun alışılageldiği kadar güvenli olmadığı konusunda çok endişeli olsa da, köktencilerden gelen tehdit ordu içindeki kendine güveni kışkırtıyor ve Ergenekon soruşturmasının yan etkileri ordunun şöhretini lekelemiş durumda. Kendi geleneksel güveni olmadan ve bu bu ilgili gelişmelerle zayıflatılmış Türk ordusunun ABD'nin baskısına olumlu yanıt verme yeteneği zayıfladı. Moore sözlerini 'Herşeyi hesaba katarsak, bir dizi cesaret kırıcı koşul' diye tamamladı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması