Türkçe deprem kılavuzu Japonca'ya çevrildi

Türkiye Jeofizik Kurumu Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, gerçek fotoğraflarla, daha az yazı kullanarak, insanları deprem konusunda bilinçlendirmek amacıyla yazdığı ''Depremden Korunma Kılavuzu''nun Japoncaya çevrileceğini bildirdi.

Türkçe deprem kılavuzu Japonca'ya çevrildi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.03.2010 - 10:34

Prof. Dr. Ercan, kılavuz kitabın, ''deprem olmadan önce bilgilenme, depreme dayanıklı ev seçimi, depremin olabileceğinin belirtileri, sezme, görme, deprem öncesi alınması gereken önlemler, deprem sırasında, deprem sonrasında yapılması gerekenleri'' anlatan, ''depremden sağ çıkmanın yollarını öğreten'' bir yol gösterici olduğunu belirtti.

Ercan, kitabın gerçek fotoğraflarla, daha az yazı kullanılarak, bütün dünya insanlarını deprem konusunda bilinçlendirmek için yazıldığını kaydetti.

Kitabın İngilizceye çevrildiğini ve yakında İngilizce baskısının da piyasaya sunulacağını vurgulayan Ercan, ''Gerçek fotoğraflarla, daha az yazı kullanılarak, bütün dünya insanlarını deprem konusunda bilinçlendirmek için yazdığım kitap, Japoncaya çevriliyor. Japonya'da bazı okullarda ders kitabı olarak kullanılması söz konusu'' dedi.

Kılavuzun, sadece kendi deneyimlerinin değil, birçok bilim adamının, psikologların, hekimlerin deneyimlerini yansıttığını dile getiren Ercan, ''AKUT üyesi olarak bunu özellikle AKUT yayını olarak çıkarttık. Baskı giderleri için hem yardım aldım hem de cebimden karşıladım. Bunu bir başucu kitabı olarak halkın okumasını istiyoruz'' diye konuştu.

Deprem oluşma anı belirtileri arasında, ''yeraltı suyu verimi ile sıcaklık artışı, çevre ve gökyüzü gözlemleri, bitki, hayvan davranışları değişimleri''nin de bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Ercan, depremin ''tohumlanması, gelişmesi, patlanmasının yaklaşması dönemleri''nin simgesel belirtisinin olduğunu, bu belirtilerin ortaya çıkma süreleri ve türlerinin çizelge halinde kitapta yer aldığını dile getirdi.
 

Yapı güvenliği

İnsanların bir ev almak için yıllarca birikim yaptığını anlatan Prof. Dr. Ercan, kitapta, ev kiralarken, satın alırken yapı güvenliği için ''altın'' niteliğinde kuralların bulunduğunu, insanların mal ve can güvenliği için bunlara dikkat etmesi gerektiğine işaret etti. Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu:

''Oturduğunuz kent içinden deprem kırığı geçiyorsa, Türkiye yapı niteliğine göre, 7,5'luk bir depremde yapıların yüzde 6'sı göçer, her 100 kişiden 5'i ölebilir. Kırık 5 kilometre yakından geçiyorsa her 100 kişiden 1 kişi, 15-20 kilometre öteden geçiyorsa her 200 kişiden 1'i ölebilir. Bu nedenle yapı seçerken, yapının depreme dayanıklı olabilmesi için olmazsa olmaz onlarca yer-yapı deprem kuralları vardır. Örneğin evin duvarları birbirini dik kesmelidir. Deprem sırasında dağılmamalı. Bunun yanında köşe yapılar sakıncalıdır. İki sokağa bakan köşe yapıların deprem güçlerine dayanımı düşüktür. Ayrıca yapının genişliği ve yüksekliği orantılı olmalıdır.''
 

Deprem sonrası

Prof. Dr. Ercan, göçük altına giren her 100 kişiden 83'ünün ölü olarak çıkarıldığını, Gölcük depreminde kurtulanların oranının yüzde 17 olduğunu belirterek, ortalama olarak kurtulan her 100 kişiden 77'sinin yakınları ve komşuları, 18'inin kendi kendine, 5'inin ise arama ve kurtarma ekiplerince çıkarıldığını bildirdi.

Depremde göçük altında kalan bir kişinin toz ve toprak dağılmadan ağzı ile burnunu açmaması gerektiğini, tozlar oturuncaya dek kapalı ağız ve burunla az soluk alması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Ercan, şunları kaydetti:

''Göçük altında kaldıysanız ses ile soluğu tutumlu kullanın. Çok bağırırsanız, kısa sürede sesiniz kısılır, yardım isteyemezsiniz. Bulunduğunuz yer güvenli değilse, etinizi yırtmadan daha güvenli bir yere geçin. Artçı depremler olacağından göçük içinde göçmeler beklenebilir. Sağlam yerlere sığının. Işık görüyorsanız, o yana doğru kazmaya başlayın kibrit, çakmak yakmayın, gaz kaçağı olabilir. Birlikte olduğunuz kişilere moral vermeye çalışın. Yaralıysanız, kıyafetinizi yırtıp bağlayın. Elinize aldığınız bir demir ya da taşı birbirlerine vurarak ses çıkarın.''

''Depremden korunmanın en önemli ilkesinin 'sağlam yerde sağlam yapı'da oturmaktır'' diyen Prof. Dr. Ercan, ''Deprem olmadan önce oturduğunuz yapıyı inceletin. Güçsüz ise güçlendirin ya da yıkıp yeniden yapın. Deprem yaklaşıyor olduğunu bilim adamları söyler. Ancak deprem oluşumundan birkaç saat önce çevre ve canlılarda oluşacak olağan dışı davranışlara bakarak 'depremin geliyor olduğu' sezinlenebilir. Deprem sırasında korunmak için öteberi altına değil, yanına ana karnında duruyormuş gibi, başınızı ellerinizle kapatın. Odada bir deprem çantası olsun. İçinde de kısa saplı bir kazma, düdük, biraz su ile pestil bulunsun'' diye konuştu.
 

Deprem bilinci

Elazığ'da ölümlere neden olan 6 büyüklüğündeki deprem öncesinde 4'ün üzerinde depremler olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ercan, ''Ben bunu web sayfamda yayımlamıştım. 'Burada bir gerginlik birikimi var. Deprem olabilir' diye... 6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Elazığ'ın deprem kimliğine baktığımız zaman, bu civarda bir deprem üretebiliyor. Dolayısıyla kırıkların boylarını değerlendirdiğimde, ben daha büyük bir deprem beklemiyorum. Bu benim kendi görüşüm'' dedi.

Bölgede depremin yıkımlara ve ölümlere neden olmasının ana nedeninin ''yoksulluk olduğunu'' savunan Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin gerçeklerini görmek lazım. Yaklaşık 45-50 milyar dolarlık bir deprem vergisi toplanmıştır. Bu deprem vergisini de kullanarak, köylüleri sağlam evlere kavuşturmak gerekir. Türkiye'de deprem bilinci mükemmel. Son 10 yılda çok büyük mesafeler katedildi. Dünya üzerinde deprem bilinci en çok olan ülke bana göre Türkiye. Ancak ülkedeki yoksulluk insanların deprem için önlemler almasını engelliyor. Bu yoksul halk 45 milyar dolarlık bir deprem vergisini ödedi. Şimdi bunun karşılığını görmesi gerekiyor. Olay yönetim ve siyasetten geçiyor.''
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon