Türker'den seçim barajını kaldırma çağrısı

DSP Genel Başkanı Masum Türker, partisinin Genel Merkez'inde bir basın toplantısı düzenledi. Siyasi partiler olmaksızın demokrasinin yaşamasına ve işlemesine olanak olmadığını ifade eden Türker, demokrasiyi yaşatmak için siyasi partilerin demokratik bir içyapıya sahip olmaları gerektiğini vurguladı. "Kendi içlerinde demokrasi uygulayamayan partilerin ülke bazında demokrasi mücadelesi yapması gerçekçi ve inandırıcı olmayacaktır" diyen Türker şöyle konuştu:

"Parti içi demokrasinin olmayışı Türkiye'de demokrasinin işleyişinde en önemli engeldir ve demokrasinin işleyişini topal hale getirmektedir. Parti içi demokrasi sorunu çözülmeden Türkiye'de demokrasiyi yerleşik anlamda sağlıklı bir şekilde işletmek mümkün değildir. Ülkede demokrasinin yerleşmesi için önce siyasi partilerin kendi içlerinde parti içi demokrasiyi sağlaması gerekir. Milletvekilleri bağımsız ve hür iradeleriyle karar verebilmelidir. Parlamento'daki milletvekilleri Kuvvetler Ayrılığı İlkesine göre, Yasama organının üyeleri olmaları nedeniyle genel başkanlarının değil, milletin vekili olmalıdırlar."

Çoğu siyasi partide parti liderinin ve yakın çevresinin tartışılmaz egemenliği olduğuna dikkat çeken Türker, demokrasinin en önemli kurumlarından biri olan siyasi partilerin örgüt yapılarının demokratik özellikler taşıması gerektiğini dile getirdi. Parti içi demokrasi'nin partinin bütün kademelerinde görev alanların seçimle ve belirli bir süre için göreve gelmelerini, ülkenin önemli sorunları hakkında çözüm önerilerinin alt kademelerden yukarı kademelere doğru demokratik bir süreç içinde ulaşabilmesini gerektirdiğini söyleyen Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de mevcut olan parti içi vesayet sistemini kaldırmak için anayasal bir engel yoktur. Sorun Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim kanunlarıdır. Tek adam ile yönetim ve parti içi demokrasiden uzaklaşılması 12 Eylül darbesinin ürünüdür.

Bu nedenle 12 Eylül darbesinin en büyük icraatlarından biri olan Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapılarak ön seçimin tek seçenek haline getirilmesi gerekmektedir. Biz DSP olarak, bu değişikliği beklemeden, partimize kayıtlı tüm üyelerin katıldığı ön seçim uygulayacağız. Halkımızın seçimlerin her aşamasına katılmasını istiyoruz. Siyaset ağalarının değil halkın belirleyeceği adaylar ile seçime gireceğiz. 12 Eylül darbesinin ardından Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi için öncülük eden DSP, bu konuda da öncülük etmenin haklı gururunu duyacaktır."

Türkiye'de demokrasi sağlanmadan başka konuları sorun olarak ele almanın ve 'açılım' yapmanın "suya yazı yazmak" olacağını ifade eden Türker, parti için demokrasinin olmadığı bir ortamda ülkenin temel sorunlarına çözüm üretme şansının az olduğunu söyledi. "Parti içi demokrasinin engellenmesi, engelli demokrasiyi ortaya çıkarır. DSP engelli değil, tam demokrasi istemektedir" diyen Türker, siyasi partilere şöyle seslendi:

"Bütün siyasi partilere çağrıda bulunuyorum. Meclis açılınca 'önce demokrasi' diyelim, antidemokratik tüm uygulamaları kaldıralım, yerine demokratik kuralları getirecek düzenlemeleri yapalım. Demokrasiyi halkımıza lüks olarak görmeyelim. Dünyanın hiçbir yerinde örneği bulunmayan, seçme ve seçilme hakkının önünde bir Çin Seddi gibi duran seçim barajını kaldırıp, temsilde adalet ve eşitliği sağlayalım."