"Türkiye bilmelidir, bildiğini kullanmalıdır"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet olarak, özel sektörün AR-GE faaliyetlerini ve özgün teknoloji çalışmalarını sürdürebilmesi için gerekli ortamı ve iklimi oluşturmaya devam edeceklerini belirterek, ''Çünkü her zaman söylediğim gibi Türkiye bilmelidir, bildiğini kullanmalıdır. Rekabet için özgün bilgi, özgün teknoloji gerekir'' dedi.
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Başbakan Erdoğan başkanlığında TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü'ndeyapıldı.
Başbakan Erdoğan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 2004 yılı Eylül ayından bu yana yılda iki kez düzenli olarak bu toplantıları yaptıklarını belirterek, kurumun, faaliyete başladığı 1983'ten 2004 yılına kadar 9 kez toplanabildiğini bildirdi.
Yapılan bu toplantılar göz önüne alındığında, hükümet olarak bilim, teknoloji ve yenilik çalışmalarına ne kadar önem verdiklerinin daha iyi anlaşılabileceğini dile getiren Erdoğan, ''2004 yılından bugüne bu alanda yakalanan ivme memnuniyet vericidir. Ülkemiz uygulanan doğru politikalarla son yıllarda büyüme, teknoloji ve yenilik alanında büyük bir atılım içine girmiş bulunuyor'' dedi.
Bilim ve teknolojide koydukları hedeflere doğru hızla ilerlediklerini, ortaya çıkan bazı göstergeleri paylaşmak istediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''2008 sabit fiyatlarıyla 2002 yılında 2.3 milyar TL olan AR-GE harcamaları, 2008 yılında 6.9 milyar TL'ye çıktı. Bilimde, araştırmada en kritik husus, biliyoruz ki ülkelerin sahip olduğu, araştırma, geliştirme personelinin nitelik ve niceliğidir.
2002 yılında 29 bin olan tam zaman eş değer araştırma personeli sayısını 2010 yılında 40 bine çıkarmayı hedeflemiştik. Bu hedefi 2006 yılında yakaladık. 2013 yılı hedefini, 150 bine çıkardık. Ülkemizdeki tam zaman eş değer AR-GE personeli 2008 yılında 67 bine ulaşmış bulunuyor. Görüldüğü gibi yeni hedefimize doğru da hızla yol alıyoruz.
Türkiye, son 5 yılda hem AR-GE harcamalarını hem de AR-GE personelini en hızlı artıran dünyadaki 2. ülke oldu. Ancak, AR-GE harcamalarının GSYH içindeki payının yüzde 2 olması hedefine ulaşmak için daha fazla gayret sarf etmemiz gerekecektir. Bu doğrultuda, büyük bir gayretin içindeyiz. Malum, küresel finans krizi bizim bu sürece yönelik hedefimizi biraz ertelemiş bulunuyor, ancak başlattığımız AR-GE atılımın sürdürülebilmesi için dünyada yaşanan bu krize rağmen 2009 yılında TÜBİTAK bütçesinde 200 milyon lira ek ödenek tahsis ettik.''
Sanayinin de AR-GE çalışmalarında elini artık taşın altına koymaya başladığını dile getiren Başbakan Erdoğan, 2008 yılı istatistiklerine bakıldığında özel sektörün AR-GE harcamalarının tarihte ilk kez, yüksek öğretim sektörünü geçtiğini dile getirdi.
Özel sektörün 2002 yılında toplam AR-GE harcaması sabit fiyatlarla 675 milyon lira iken bu rakamın 2008'de 3 milyar liraya çıktığını vurgulayan Erdoğan, özel sektörün AR-GE harcamalarındaki payının yüzde 44'e yükseldiğini kaydetti.
2008 yılında AR-GE'ye ayrılan mali kaynağın yüzde 47'sinin özel sektör, yüzde 32'sinin kamu, yüzde 16'sının yüksek öğretim sektörü tarafından fonlandığını dile getiren Erdoğan, özel sektörün, araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerinin, hem fonlanmasında hem de gerçekleştirilmesinde öncü yerini güçlendirmeye başladığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerde aslında bu oranın daha yüksek olduğuna da işaret eden Başbakan Erdoğan, kurul tarafından belirlenen 2013 hedefinin oranı yüzde 60'a çıkarmak olduğunu anımsattı.
Gelişmelerin de bu hedefin yakalanacağını gösterdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''özel sektörde çalışan araştırmacı sayısı da özel sektör tarafından bu alana yapılan yatırıma paralel olarak hızlı bir artış göstermiş bulunuyor. Özel sektörde çalışan tam zaman eş değer AR-GE personeline baktığımızda, 2002'de 6 bin iken bu sayı 2008'de 27 bini geçti. Bir başka değişle 2008 itibarıyla ülkemizde 67 bin AR-GE personelinin 27 bini özel sektörde çalışmaktadır.
Hükümet olarak, özel sektörün AR-GE faaliyetlerini ve özgün teknoloji çalışmalarını sürdürebilmesi için gerekli ortamı ve iklimi oluşturmaya devam edeceğiz. Çünkü her zaman söylediğim gibi Türkiye bilmelidir, bildiğini kullanmalıdır. Özgün bilgisini ve tecrübe birikimini kullanarak üretmelidir. Rekabet için özgün bilgi, özgün teknoloji gerekir.
AR-GE ve teknoloji geliştirme faaliyetleri için verdiğimiz her türlü destek, sonunda istihdam olarak, vergi geliri olarak, ihracat olarak geri dönmektedir. Bu doğrultuda son yıllarda sağlanan AR-GE ve yenilik projelerine verilen devlet desteklerindeki önemli artışlar gerçekten bizler için de geleceğe yönelik umudumuzu artırmaktadır. ''
AR-GE ve yenilik faaliyetlerine getirilen vergi indiriminin, özel sektörün AR-GE çalışmalarına ciddi ivme kazandırdığını belirten Erdoğan, bu çalışmaların sonuçlarını bir önceki kurul toplantılarında izlediklerini kaydetti. Erdoğan, bugünkü toplantıda da makine imalat sektöründeki gelişmeleri özel sektörden bizzat dinleyeceklerini söyledi.
Erdoğan, hükümet olarak, özel sektörün AR-GE faaliyetlerini ve özgün teknoloji çalışmalarını sürdürebilmesi için gerekli ortamı ve iklimi oluşturmaya devam edeceklerini belirterek, ''Çünkü her zaman söylediğim gibi Türkiye bilmelidir, bildiğini kullanmalıdır. Özgün bilgisini ve tecrübe birikimini kullanarak üretmelidir. Rekabet için özgün bilgi, özgün teknoloji gerekir'' dedi.
Başbakan Erdoğan konuşmasının devamında, ''(Sosyal ve beşeri bilimlere çok daha önce önem ve destek verilmeye başlansaydı bugün karşı karşıya olduğumuz pek çok sosyal sorun olur muydu) sorusunu kendimize soruyoruz. (Olsa dahi çözümler için bu kadar fazla zaman kaybeder miydik) diye kendimize sormadan edemiyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan ve 2 saat süren Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı sona erdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye cephesinden kritik açıklama
- Esad yönetimi neden hızla çöküyor?
- Cihatçılar Şam'ı ele geçirdi
- Trendyol 1. Lig ekibinden çekilme kararı!
- 'Esad ve ailesinin Suriye’yi terk ettiği' iddia edildi
- Trump'tan kritik 'Suriye' mesajı
- Saray'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- 'Ne manaya geldiğini anlayamadı'
- Suriye Başbakanı konutundan böyle çıkarıldı
- Silahlı gruplar başkentin güney banliyölerine girdi!