Türkiye, İran'dan izahat istedi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı "Suriye'nin Dostları" toplantısına İran'dan gelen sert eleştirilere ilişkin, İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'yi aradığını ve İran'ın Ankara'daki Büyükelçisi'ni çağırarak bu konuda izahat istediklerini belirtti.

Türkiye, İran'dan izahat istedi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.04.2012 - 15:02

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders, Dışişleri Bakanlığı'nda yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Bakan Davutoğlu, İran'la nükleer müzakerelerin yapılacağı yere ilişkin bir soruya, "Türkiye'de yapmak isterlerse buyursunlar başımızın üzerinde yerleri var ve her türlü katkıyı her zaman olduğu gibi yaparız. Başka bir yerde yapmayı arzu ederlerse yine elimizden gelen katkıyı yaparız. Türkiye bu konularda hiçbir zaman bir prestij peşinde olmamıştır" yanıtını verdi.

"Açıklamaların bir bağlayıcılığı yoktur"

İran Meclisi Başkanı Ali Laricani'nin, Suriye'nin Dostları konferansının İsrail'e yeni bir nefes aldırmak için yapıldığı yönündeki açıklamalarına ilişkin soru üzerine ise Davutoğlu, İran ile ilgili yapılan bütün yorumları tetkik ettiklerini ve İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'yi aradığını söyledi.

Davutoğlu, İran'a çok başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini, görüş ayrılıkları olsa da karşılıklı anlayış ve saygı içerisinde görüşmelerin hemen akabinde yapılan bu açıklamaların İran'da Başbakan Erdoğan ve heyetine gösterilen saygı ve anlayışla bağdaşmadığını Salihi'ye ifade ettiğini kaydetti.

Bakan Davutoğlu, Salihi'nin ise, "İran İslam Cumhuriyeti adına dış politika ile ilgili bütün açıklamalar sadece Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve Dini lider tarafından yapılır. Diğer açıklamaların bu anlamda bir bağlayıcılığı yoktur ve bizde sizin bu konuda yaklaşımınızı ve Tahran'da görüştüğümüz konulardaki tutumunuzu biliyoruz anlıyoruz. Açıklamaları bu anlamda resmi bir açıklama olarak telakki etmeyin" dediğini belirtti.

"Türkiye, sadece vicdan ve bağımsız iradesiyle hareket ediyor"

Bugün de İran'ın Ankara'daki Büyükelçisi'ni çağırarak bu konuda izahat istediklerini belirten Davutoğlu, üç hususu vurgulamak istediğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Biz İran ve Türkiye arasında köklü diplomatik ilişkiler var ve bunlar asırlara dayanan ilişkiler. Avrupa'da bazen iç siyasetin dış politikada kullanıldığına çok şahit olduk ve bu bizi hep üzdü ama bu Avrupa'da rastlanan bir uygulamaydı bizim için çok yabancı değil. İran gibi dost ve kardeş ülkede seçimler gündemdeyken ve yaklaşırken bu konuların bir iç mesele haline getirilmesini doğrusu hem yadırgadık hem bu konunun da ümit ederiz tekerrür etmez."

Davutoğlu, Türkiye'nin bağımsız karar almasını sorgulayan bazı açıklamalara ilişkin, Türkiye'nin kendi stratejisini belirlediğini ve herhangi bir başka unsur gözetmeden bunu uyguladığını vurgulayarak, Türkiye'nin sadece vicdanı ve bağımsız iradesiyle hareket ettiğini kimsenin talepleri yönünde dış politika geliştirmediğini ifade etti.

Bakan Davutoğlu ayrıca, İsrail ile ilişki kurulmasının kesinlikle kabul edilemez olduğunun ve Türkiye'nin Gazze'de nasıl en sert tepkiyi verdiyse Suriye'de de aynı tepkiyi verdiğinin altını çizerek, "Ümit ederiz Türkiye'yi ve Türkiye'nin takip ettiği politikaların temellerini daha yakından İranlı kardeşlerimiz ve dostlarımız anlarlar. Bundan sonra bu tür açıklamalar yaparken daha çok düşünürler" dedi.

Basın mensuplarının, AB İçişleri Bakanlığı'nın 26 Nisan'da yapacakları toplantıdan bir beklentileri olup olmadığına yönelik sorusunu yanıtlarken Davutoğlu, Türkiye'nin mevcut konumunu tekrar ederek, şu ana kadar görüştüğü bakanlardan olumlu bir yanıt aldığını belirtti.

"Avrupa Komisyonu'na müzakereler için yetki vermek istiyoruz"

İkili düzeyde vize konusunu iyileştirme yaptıklarını belirten Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders ise, AB ile Türkiye arasında bu konuda iyileştirme yapılmasına sıra geldiğini ifade ederek, "Vizenin kolaylaştırılması hatta muafiyetinin söz konusu olabileceğini biz Avrupa Komisyonu'na bir yetki vermek istiyoruz bu konuda bir müzakere başlatması için" dedi.

2 yıldır çözülemeyen dava

"İki sene önce Belçika'da bir cinayet işlendi. Aynı aileden iki Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Adli soruşturma sürüyor. Cesetler hala bir buçuk seneden beri morgda bekletiliyor. Türk aile her gün için 140 euro veriyor. Türkiye'nin girişimlerine yargı bağımsızlığı ile cevap verdiniz. Belçika'da yasalar kutsal mı değiştirilemez mi? Bu insanlık ayıbının giderilmesi için neden bir girişimde bulunmuyorsunuz?"
şeklindeki bir soruya ise Reynders, "Bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ama anlamanız lazım tabii ki bir adaletin bağımsızlığı söz konusu ve Belçika'daki hakimin bu konuda bir karar almasını bekliyoruz ve ancak bu karardan sonra ailelere kesin bir cevap verebileceğiz" yanıtını verdi.

Reynders ayrıca, bunun bir ceza davası olduğunu ve bu tür davalarda adaletin yerini bulmasının beklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler