''Türkiye ne polis ne de asker devletidir"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye ne polis devletidir ne de asker devletidir. Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ve bu ilkelerini yücelterek geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemesine devam edecektir'' dedi.

''Türkiye ne polis ne de asker devletidir
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.07.2009 - 15:06

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı'ndaki Polis Akademisi'nde düzenlenen mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, hiç kimsenin polis, asker ve yargı üzerinden siyaset yapmamasını istedi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Hiç kimse bu kurumlarımızı siyasi çekişmelere, karalama kampanyalarına alet etmesin. Türkiye ne polis devletidir ne de asker devletidir. Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ve bu ilkelerini yücelterek geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemesine devam edecektir. Ben her birinizin Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklayacağınıza yürekten inanıyorum. Sizler cumhuriyetimizin bütün niteliklerini önem sıralamasına tabi tutmadan ve ayırt etmeden bir bütün olarak sahiplenecek, yüceltmeye devam edeceksiniz.''
 

''Güzide kurumun mensuplarısınız''

Mezunlara da seslenen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sizler bu milletin, bu ülkenin göz bebeği olan bir kurumun Türk Polis Teşkilatı'nın evlatlarısınız, bu güzide kurumun mensuplarısınız. Tam 164 yıldır bu ülke, bu millet sizlere güveniyor. Özgürlüğün, bağımsızlığın, huzur ve emniyetin hatta en mukaddes değerlerin sizlerin muhafızlığında yarınlara taşındığını görüyorum ve bunu sizlere emanet ediyorum. Üzerinizdeki emanetin ne derece kutsal ve şerefli olduğunu siz de zaten çok, çok iyi idrak ediyorsunuz. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; emniyet teşkilatımız gücünü ve yetkisini anayasamızdan ve yasalarımızdan alır. Polis anayasa ve yasaların kendisine çizmiş olduğu çerçeve içinde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin huzur ve emniyetinden sorumludur. Polis Teşkilatımız altını çizerek ifade ediyorum; diğer güvenlik güçlerimizle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimizle, Jandarmamızla, istihbarat teşkilatlarıyla birlikte sahibi millet olan bu rejimi muhafaza etmekle görevlidir. Polisimiz, askerimiz, jandarmamız ya da istihbarat teşkilatımız asla ve asla birbirinin alternatifi değildir. Bütün güvenlik güçlerimiz uyum içinde koordinasyon içinde anayasa ve yasalardan aldıkları yetki çerçevesinde, yine altını çiziyorum, millet adına rejimin teminatıdırlar. Güvenlik güçlerimizi ayrı ayrı pozisyonlara yerleştirerek öncelik veya önem sıralaması yapmak, ayrımcı yorumlar getirmek son derece yersizdir. Türkiye'ye asla yarar sağlamayacak bir tartışmadır. Hükümet olarak bu güne kadar güvenlik güçlerimizin siyasallaşmanın etkilerine maruz kalmaması ve siyasetin bir tarafı olmaması için çok büyük bir hassasiyet içinde olduk. Ancak burada ayırt edilmesi gereken husus siyasallaşmanın doğurabileceği olumsuzluklara atıf yapmakla, milli iradenin tezahürü olan sivil siyasetin yönetim gücünü birbirinden ayırmaktır.''


''Kurumlarımız demokrasiyi özümsemiştir''


Başbakan Erdoğan, çağdaş demokrasilerde millet meclislerinin ve seçilmiş iktidarların demokratik kültürün bir neticesi olarak yönetimin her boyutunda ve süreçlerinde etkili olduklarını belirterek, şunları söyledi: ''Politize olmakla demokratik iradeye tabi olmak birbirine karıştırılmaması gereken iki konudur. Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde çağdaş normları ülkemize kazandırmanın gayreti içindeyiz. Devletimizin hayati derecede önemli olan kurumlarının böyle anlamsız ve tehlikeli tartışmaların içerisine çekilmesine bugüne kadar fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bizim her kurumumuz laikliğe, sosyal devlete, demokrasiye ve hukuk devletine bağlı olduğunu her fırsatta ifade ediyor. Demokrasiye de aynı derecede bağlıdır. Demokrasiyi özümsemiştir ve demokratik geleneğe uyum sağlamıştır. Polisimiz, askerimiz demokrasinin tüm kurallarıyla işlemesi noktasında takdire şayan bir performans sergilemiştir, sergilemeye de devam ediyor. Hükümetlerin çıkıp 'işkenceye sıfır tolerans göstereceğiz' demesi yetmiyor. Hükümetlerin 'insan hakları noktasında en küçük bir taviz göstermeyeceğiz' demesi yetmiyor. Kurumlarımızın da bunu içselleştirmesi gerekiyor. Ve büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki kurumlarımız bunları içselleştirmiştir. Biz hükümet olarak, siyasal iktidar olarak üzerimize düşeni yapıyoruz, herkesten de bu duyarlı davranışı bekliyoruz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler