'Türkiye su kıtlığıyla karşı karşıya'

Dünyanın dörtte üçü suyla kaplı. Ancak bunun sadece çok küçük bir kısmı içilebilir nitelikte. Yerkürede bulunan suyun yüzde 97'si tuzlu su, yüzde 3'lük bölümü ise tatlı su olarak tarif edilen içilebilir veya kullanılabilir sudan oluşuyor. Bu suyun, yüzde 79'u kutuplardaki buzullar içinde hapsolmuş, yüzde 20'si derin yer altı sularında toplanmış durumda. Yani dünyada kullanabilir su miktarı sadece yüzde 1.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin 2009 Su Raporu'na göre; Bu çarpıcı gerçek, küresel ısınmanın tehtidi altında bulunan Mavi Küre'yi, ciddi bir su sorunuyla karşıya karşıya bırakıyor. Kullanılabilir suyun dengesiz paylaşımı, hızlı nüfus artışı ve kuraklık gibi nedenler yüz milyonlarca insanı susuzluk tehlikesiyle baş başa bırakıyor.


Dünyada 5'te 1'i yeterli içme suyundan yoksun

Dünyada yaklaşık 1.2 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun bulunuyor. 2.4 milyar insan da sağlıklı içme suyuna hasret. Daha da düşündürücü olan ise bu rakamın 2050 yılında 4 milyarı bulacak olması. 2025 yılından itibaren 3 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı, bu sayının 2050'de 4 milyara yaklaşacağı tahmin ediliyor. Bu sayı ise 2050'deki dünya nüfusunun yüzde 40'ına denk düşüyor.



Su bir insan hakkıdır; insan hakları evrenseldir

Dünyada kullanılan suyun, yüzde 85'ini nüfusun yüzde 12'si tüketiyor. Avrupa'da ortalama su kullanımı 200-300 litre/gün ve ABD'de 575 litre/gün olmasına rağmen kalkınmakta olan ülkelerde yaşayan halkın beşte biri insan hakkı olarak kabul edilen en az 20 litre/gün suya ulaşamıyor.

Kalkınmakta olan ülkelerde en zengin halkın yüzde 202si şebeke sistemi ile ulaşan suyun yüzde 75'ini, halkın en yoksul yüzde 20'lik kısmı ise sadece yüzde 25'ini kullanabiliyor.
 

Türkiye de su sıkıntısı yaşayacak ülkeler arasında

Bir insanın içme, yeme, banyo ve temizlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için minimum 50 litre/gün suya ihtiyacı olduğu ifade edilmektedir.

Kişi başına yılda 10 bin m3’ten fazla su düşen ülkeler su zengini sayılmaktadır. Kişi başına düşen ortalama kullanılabilir su miktarı yılda 2 bin metreküpten az olanlar su azlığı ya da su baskısı yaşayan, bin metreküpten az olanlar da su fakiri ülkeler arasında sayılıyor.

Türkiye'deki durum da pek içaçıcı değil, çünkü Türkiye sanıldığının aksine artık su zengini bir ülke değil.  Oysa Türkiye, 1950'li ve 60'lı yıllarda kişi başına düşen 8 bin 500 metreküp yıllık erişilebilir su miktarıyla su zengini ülkeler arasındaydı. Ancak, plansız kentleşme, plansız sanayileşme, su havzalarının korunamaması gibi sorunlar, su kaynakları iyi kullanılmadığı taktirde, Türkiye'nin de önümüzdeki yıllar içinde büyük sıkıntı çekmesine yol açacak.

Tarihte su nedenli savaşlar yaşanmasa da, gelecekte enerjinin yanı sıra su savaşları da yaşanacağa benziyor.