"Türkiye'nin bir numaralı sorunu cari açık"

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin bir numaralı sorununun cari işlemler açığı olduğunu söyledi. Aygün "Eğer bu sorunu çözemezsek, ne sıcak paranın, ne işsizliğin ne de enflasyonun üstesinden gelebiliriz" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.01.2011 - 11:59

ATO Başkanı Sinan Aygün, yaptığı açıklamada Türkiye'nin 1 numaralı sorununun cari işlemler açığı olduğunu dile getirdi. Aygün, "Eğer bu sorunu çözemezsek, ne sıcak paranın, ne işsizliğin ne de enflasyonun üstesinden gelebiliriz" uyarısında bulundu. Dünyadaki para bolluğunun etkisiyle Türkiye'ye sıcak para girişinin hızlanmasının cari işlemler açığının finanse edilmesini şimdilik kolaylaştırdığını belirten Aygün, sıcak paranın ayrıca Türk lirası faiz oranlarının düşük kalmasına, Borsa'daki hisse senedi fiyatlarının yükselmesine ve Türk parasının değerlenmesine de yol açtığını vurguladı.

2010 yılında ekonominin birçok alanında, 2009 yılına göre önemli iyileşmeler yaşandığını söyledi. Sanayi üretiminde 2009 yılına göre yüzde 13 civarında bir artış olduğuna dikkat çeken Aygün, ihracatın düşük bir hızla da olsa yeniden artmaya başladığını vurguladı. Kriz sırasında yüzde 14-16 arasında seyreden işsizlik oranının yüzde 11-14 bandına geri geldiğini ifade eden Aygün, yeterli olmasa da istihdamda artış yaşanmaya başlandığını, bütçe açığının geçen yıla göre azaldığını kaydetti. Bütün bunların karşısında da cari işlemler açığında riskli bir büyüme olduğunu belirten Aygün, enflasyonun önceki yılın üzerine çıktığını dile getirdi.

"Ekonomideki iyimser hava tüketimi, ithalatı kamçıladı"

Aygün, ekonomide toparlanmanın beklenenden hızlı gerçekleşmesi, sıcak para girişi, Türk parasının değerlenmesi, kamuda mali disiplinine geri dönülmesi, Türkiye'nin kredi notunun yükselmesi, reel faizlerin kriz öncesine göre düşük seyretmesi gibi nedenlerle Türkiye ekonomisinde iyimser bir hava estiğini söyledi. Bu iyimser havanın tüketimi, yatırımları ve dolayısıyla da ithalatı kamçıladığını vurgulayan Aygün, tüketime ve yatırımlara bağlı olarak hem ailelerin hem de işletmelerin borçlanmalarının riskli bir şekilde arttığını ifade etti.

Türkiye'nin ihracat yaptığı gelişmiş ülkelerin krizden çıkışının yavaş bir tempoda seyretmesinin ihracat artışını sınırladığını ve dış talebin büyümeye katkısını azalttığını vurgulayan Aygün, "Dış ticaret açığı da yüzde 83 oranında bir patlama yaptı. Türkiye ekonomisi 2010 yılında yurt içi talebe bağlı olarak büyüdüğü için cari işlemler açığı arttı" diye konuştu.

Türkiye'nin, 2010 yılına uluslararası krizin etkilerinden çıkma eğilimiyle girdiğini anımsatan Aygün, 2009 yılının son çeyreğinde ekonomide başlayan büyümenin ilerleyen çeyreklerde hızlanarak devam ettiğini bildirdi. Türkiye'nin bu yıl yüzde 8'e yakın bir oranda büyüyeceğini dile getiren Aygün, 2011 yılında da büyümenin bu yılki kadar yüksek olmasa da devam edeceği öngörüsünde bulundu. 2010 yılında büyümenin iç talep kamçılamasıyla sağlandığını kaydeden Aygün, aynı kamçının 2011 yılında işe yaramayabileceğini, büyümenin vites küçültmemesi için 2011 yılında ekonominin yeni desteklere ihtiyacı olabileceğini bildirdi. Aygün, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasının 2011 yılında büyüme için iş dünyasına psikolojik bir destek vermesini beklediğini söyledi.

Milletvekili genel seçimlerinin de yapılacak olması nedeniyle 2011 yılının ekonomi için kritik bir yıl olacağını belirten Aygün, "Bu kritik önem nedeniyle gelecek yıl sıcak para akımlarının ve cari işlemler açığının kontrol altında tutulması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin istikrarı açısından cari işlemler açığının ve sıcak paranın yakından takip edilmesi gerekiyor. Merkez Bankası'nın cari işlemler açığı ve sıcak parayı kontrol altına almaya yönelik olarak aldığı önlemlerin doğru adımlar olduğunu düşünüyorum. Ancak sıcak paraya karşı vergi silahının da çekilmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.

Dış ticarette 2010 yılında yaşanılan ithalatın ihracattan daha hızlı artma eğiliminin daha fazla sürdürülemeyeceğini dile getiren Aygün, "Türkiye'nin 2011 yılında ihracatı artıracak ve ithalat artış hızını düşürecek politikalara ihtiyacı olacak. Bu durum Türk parasının aşırı değerlenmesinin önüne geçmeyi zorunluluk haline getiriyor. İstihdamın artması ve çift haneli oranlarda gezinen işsizlik oranının aşağı çekilmesi için de bu türden önlemlere ihtiyaç bulunuyor" şeklinde konuştu.
Başta Avrupa olmak üzere son zamanlarda gelişmiş ülkelerin ekonomilerinden gelen olumsuz haberlerin ekonomik belirsizliği önemli ölçüde artırdığını göz ardı etmemek gerektiğini söyleyen Aygün, "Bu nedenle ekonomide şu anda esen iyimser havanın gelişmekte olan risklere karşı önlem alınmasını engellememesini umuyorum. Özellikle ailelerin ve firmaların aşırıya kaçmaya başlayan borçlanma eğiliminin bir şekilde önüne geçmek, firmaları borçlanma yerine öz kaynak kullanmaya teşvik etmek gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler