'Türkiye'nin demokrat bir sivil anayasaya ihtiyacı var'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve Genel Sekreter Yardımcısı Tekin Bingöl, Kars'ta, Grand Ani Otel'de, bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

Koç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, yapay bir gündemle ramazan ayında hem insanlarını meşgul eden, hem de kaynaklarını harcayan bir siyasi sürece bilinçli olarak sokulduğunu öne sürdü.

Darbe dönemlerinde hiç bedel ödemeden gölgede oturanların mağduriyet edebiyatı yaptığını savunan Koç, şunları kaydetti:
''Bugün 12 Eylül'e karşı sivil anayasa söylemleri var. Türkiye'nin gerçekten sivil, demokrat, özgürlükçü, AB normlarına uygun bir sivil anayasaya ihtiyacı var. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bu tek bir siyasi partinin perakende olarak kendi mutfağında hazırladığı ve arasına da bir iktidar değişikliği olduğunda, kendi ihtiyaçlarını giderecek özel maddeler sıkıştırmasıyla toplumun önüne getirilip, demagoji yapılacak bir anayasa olmamalıdır. Tek bir partinin mutfağında hazırlanmamalı. Bir uzlaşma olmalı.''

Yeni anayasanın, bütün siyasi partilerin her boyutta katıldığı, bütün demokratik kitle örgütlerinin, Türkiye'de üreten herkesimin örgütünün katıldığı bir süreçte yapılması gerektiğini ifade eden Koç, şöyle konuştu:
''Artık bu darbe ticaretini, darbe tüccarlığını da bu sanal darbe mağduriyetini de sorgulamak gerekiyor. Çok basit olarak iki kişinin telefon konuşmasında, bir üçüncü kişiden bahsederek bir şeyler anlatan kişiler, o üçüncü kişinin de tutuklanmasıyla bugün Türkiye'de yargılanırken, bizzat 27 Nisan akşamı kendi eliyle bir muhtırayı kaleme aldığını söyleyen dönemin Genelkurmay Başkanı hiçbir kovuşturmaya tabi tutulmuyor ise ve o Genelkurmay Başkanı üstün hizmet madalyasıyla ödüllendirilip zırhlı araçlarla emekli ediliyor ise burada durup bu şifreleri çözmek için biraz düşünmek gerekiyor.''

Hayali darbe sanıkları üretildiğini iddia eden Koç, şöyle devam etti:
''Artık tutukluluk infaz haline geçmiş durumda, iki seneyi bulmuş durumda ve bizzat bu muhtırayı kaleme alan kişi serbest dolaşıyor. Hatta Fenerbahçe gol attığında elinde şampanya kadehiyle orduevinde kutlama yapıyor, 6 Mehmetçiğin şehit olduğu gece. Esnafın, köylünün, çalışanın, çiftçinin çektiği sıkıntılar unutuldu. 'Cumhurbaşkanı seçtirmediniz, bizim ayağımıza engel oldunuz ve çelme taktınız' mağduriyetiyle yüzde 47'ye giden bir seçim kampanyası yaşandı. Bu mağduriyetlerin çoğunun sanal olduğunu biz ortaya koyuyoruz.''

''Muhalefet devlete karşımı savaşacak?''

Valilerin, anayasa referandumu kampanyalarına katıldığını da ileri süren Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gariban köy muhtarları 'köyde ne kadar yeşil kart var, yarısını alırım, il özel idaresinden hiçbir şey getirmem sana' baskısı altında. Sanki senet imzalıyorsun, şu kadar beyaz oy gelecek köyden. Böyle bir seçim kampanyası görülmemiştir. Devletin tüm kamu görevlilerini tarafsız olmaya çağırıyorum. Kanunda yazılı pozisyonlarına geri dönmelerini talep ediyorum. Bunun hesabı sorulur. Bu ülkede partizan valilerinden de sorulur, kaymakamlarından da sorulur. Sayın valiler gelin, siyaset yapın. Bırakın kamu görevini, bırakın kamu gücünü, bırakın hükümetin eteğinde dolaşmayı gelin meydana siyaset yapın bizimle. Hangi Türkiye'ye doğru gidiyoruz? Yani muhalefet devlete karşımı savaşacak? Devlete karşı mı siyasi uğraş verecek? Böyle bir baskılı dönemde siyaset hiç gerçekleşmedi Türkiye'de.''