"Türkiye'nin gündeminin ekonomiye ihtiyacı var"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye'de ekonomik krizin orta sınıf için olduğunu, Türkiye'nin yoklar, ya da varlar ülkesi haline geldiğini söyledi.

Eskiden orta direğin esnaf ve sanatkar olduğunu, yaşanan değişim ve dönüşüm ile haksız rekabette zarar gören kesimin yine esnaf ve sanatkar olduğunu ifade eden Palandöken, ''Otomobilinizi tamir için servise götürüyorsunuz, ustaya götürmüyorsunuz. Ustaya götürdüğünüz zaman sizin ödeyeceğiniz bedelin yanınızda nakit olması gerekliliği var. Öbür türlü servise bırakıyorsunuz, servis ücretini kredi kartı ile ödüyorsunuz'' dedi.

Sorunun süratli değişim olduğunu, vatandaşın artık bu sektörlerle münasebetlerinin gün geçtikçe farklılaştığını kaydeden Palandöken, zaman ve tasarrufun hepsinin aynı merkeze alınmasının haksız rekabeti doğurduğunu kaydetti.

Haksız rekabetin, liberal ekonomi, serbest piyasa ve tekelleşmeyi getirdiğini vurgulayan Palandöken, şöyle konuştu:
''Bütün perakende sektörü birkaç zenginin elinde, lobisi kuvvetli olanın elinde toplanmış vaziyette. Onlar ne derse onu yapıyorlar. Esnaf ve sanatkar bu konuda kendisini yenileyemiyor. Çünkü onların sermayesi değişime uygun ve yeterli değil. Türkiye'nin bu kadar süratli değişiminde de en çok zarar gören kesim biziz. Bunun mutlaka desteklenmesi lazım. Ama açıklanan tüm destek paketlerinde esnaf ve sanatkarın istifade edeceği hiç bir madde yok.''


Gündemin ekonomiye ihtiyacı var

Bendevi Palandöken, dünyadaki global krizden en çok etkilenen kesimin, desteklerden mahrum bırakıldığı için kendisini yenileyemeyen esnaf ve sanatkar olduğunu söyledi.

Cansuyu ve KOSGEB kredilerinden istifade etmesi gereken kesimin bu değişime ayak uydurması için kredi kullanamadığını bildiren Palandöken, ''Nasıl değişim bekleyeceksiniz?'' dedi.

Dünyadaki hızlı değişimin sanayi sektöründe işsizliği de beraberinde getirdiğini, devletin işçi ve memur almadığını ve işsizliğin astronomik boyutlarda olduğunu dile getiren Palandöken, özelleştirme kapsamında kurumların özel sektöre devredildiğini anımsattı.

Palandöken, buralardaki eski teknolojilerin kullanılmadığını ifade ederek, ''Ranta yönelik oluyor ve alınan yerlere de toplu konut yapılıyor veya 3 bin kişinin çalıştığı fabrika, aileleriyle birlikte 20-30 bin kişinin çalışacağı yer gidiyor. Buna alternatif iş sunulamıyor, özel sektör teknolojiyi daha geliştiriyor. Böylelikle de daha az işçi kullanıyor'' dedi.

Hem istikrarlı, hem de istikrarsız dönemde, çok gelişmişlikte de, kalkınamamada da orta kesimin bu işten zarar gördüğünü anlatan Palandöken, 2003-2009 arasındaki siyasi ve ekonomik gelişmeler karşısında hak etmedikleri bir şekilde ekonomik krizle karşı karşıya kaldıklarını savundu.

Palandöken, şöyle devam etti:
''Şimdi farklı. Demokratik açılım süreci var. Siyasi partilerin sanki gündemde hiç bir şey yokmuş gibi her şeyi açılımlarla ilgili. Halbuki ekonomi odaklı olması lazım. Kriz olan ülkeler artık siyaseten uzlaşma noktasındalar. Yani eğitimin geliştirilmesi, işsizliğin önlenmesi gibi konularda bütün ülkeler yeni yeni tedbirler alıyor.

Bizim en çok içinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemde gündemler farklılaşıyor. Türkiye'de, her dönemde yeni bir sıkıntı ile karşılaşılıyor. Bu sıkıntının içinde iyi olan şey de kayboluyor. Onlardan istifade eden kesim azalıyor. Ama rantçılar, fırsatçılar, bu arada da yine belirli bir kesim bundan nemalanıyor. Onun için Türkiye'nin gündeminin ekonomiye ihtiyacı var.''

İşsizliğin Türkiye'nin önemli bir meselesi olduğunu dile getiren Palandöken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki insanların iş ve eğitim eşitliğine kavuşturulmasını gerektiğine işaret ederek, kalifiye elemanların o bölgelere gönderilerek, oradaki sosyal yapının gelişmesinin sağlanmasının zorunluluğuna dikkat çekti.

Dünyanın hiç yerinde 200 milyar dolarlık bir perakende sektörünün başıboş olmadığını vurgulayan Palandöken, haksız rekabetin ortadan kaldırılması için kuralların olması gerektiğini belirterek, ''Ama bizde hemen gündem kaydırılıyor. Tam ekonomi ile ilgili gelişmeler başlarken, yatırımların artması sağlanırken, işsizlik asgari boyutlara düşerken, bir bakıyorsunuz ki farklılaşıyoruz'' diye konuştu.