"Türkiye'nin ilacı torba yasa değil, gerçek bir demokrasidir"

HSP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, anayasa ve siyasi partiler yasası değişmedikçe kurulacak bir başkanlık sisteminin demokrasi yerine Türkiye'de seçimle iş başına gelen krallıkları gündeme getireceğini öne sürdü.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.02.2011 - 15:50

HSP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Manavgat'ta düzenlenecek yerel televizyonlarla buluşma toplantısına katılmak üzere Antalya'ya geldi. Partililerin havalimanında karşıladığı Kurtulmuş'a Antalyaspor'un kırmızı-beyaz renkteki atkısı hediye edildi.

Kurtulmuş, Talya Convention Center'da düzenlediği basın toplantısına Ostim'de meydana gelen iki patlamada yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifa, ölenlerin yakınlarına ise baş sağlığı dileyerek başladı. Patlamanın meydana geldiği yerleri ziyaret ettiğini kaydeden Kurtulmuş, ''Bu olayın arkasındaki eksikliklerin, yanlışlıkların varsa ortaya çıkarılmasını ve sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz'' dedi.

Kurtulmuş, ''Torba Yasa'' adı altında görüşülen ve çalışma hayatını da düzenleyen tasarının gündemde olduğu bir ortamda patlamaların meydana gelmesini, ''garip bir tesadüf'' diye nitelendirdi.

Kurtulmuş, Torba Yasa tasarısı ile ilgili eleştirilerde de bulunarak, emeği değersiz hale getiren bazı yasal düzenlemelerin yasanın içerisine atıldığını öne sürdü.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:
''8 yıldır iktidarda olan mevcut iktidar, gönül arzu ederdi ki şimdiye kadar çalışma hayatının daha sıhhatli yürüyebilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeleri yapmış olsun. Ne yazık ki bunların yapılamadığı anlaşılıyor. Temenni ederiz ki bu olaylar vesilesi ile Türkiye'de insan hayatını, emeği değerli kılacak olan adımların atılabilmesi mümkün olsun. Bizim hükümetten beklediğimiz çalışma hayatındaki düzenlemeler başta olmak üzere Türkiye'nin demokratikleşmesini, daha ileri medeniyetler seviyesine çıkmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin bir an evvel yapılmasıdır. Mesele eksik bulunan alanlarda torbaya ne bulursa onu atarak, bir karışıklık içerisinde Türkiye'nin eksikliklerini gidermek değil, Türkiye'de gerçekten ileri seviyede demokratik standartları yükseltecek hukuki ve siyasi reformların yapılmasıdır. Başta anayasa olmak üzere Seçim Yasası, Meclis İç Tüzüğü, Siyasi Partiler Yasası, Sendikalar Yasası, Toplu Görüşme Yasası demokratikleştirilmeyi bekliyor. Türkiye'nin ilacı, derdi torba yasa değil gerçek bir demokrasidir.''


İki partili sisteme eleştiri

Türkiye'de iki partili sistem ve başkanlık sisteminin tartışılmaya başlandığını belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin bugünkü siyasal yapısının 12 Eylül 1980 darbesinin getirdiği yapı olduğunu ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da ''İki partili sistem istiyorum'' dediğini öne süren Numan Kurtulmuş, ''Dün gibi aklımda. Bu sözün aynısını Kenan Evren 12 Eylül askeri iktidarından sonra (İstiyorum ki, bir sağdan bir de soldan iki parti olsun) demişti. Sayın Evren'in kulağına bunu sufle eden güç ABD'dir'' dedi.

Başkanlık sistemini de eleştiren Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin esas meselesinin 1980 ve 28 Şubat 1997'nin antidemokratik tüm uygulamalarını geride bırakmak olduğunu, bu çerçevede yasal ve anayasal tüm düzenlemelerini yapmak gerektiğini kaydetti.

Kurtulmuş, ''Anayasa, siyasi partiler yasası gibi antidemokratik engeller milletin önünden kaldırılmadıkça kurulacak bir başkanlık sistemi demokrasiyi falan getirmez, Türkiye'de seçimle iş başına gelen krallıkları gündeme getirir'' diye konuştu.


Firavunlar Karunlar dönemi

Mısır, Tunus, Cezayir, Yemen, Mozambik'teki gelişmelere de değinen Numan Kurtulmuş, bunun küresel medeniyetler krizinin yansımasından başka bir şey olmadığını ifade etti. Bu bölgedeki insanların gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksullukla karşı karşıya olduğunu belirten Kurtulmuş, adaletsiz gelir dağılımı sürdükçe önümüzdeki dönemin, gıda, su, petrol, enerji krizlerinin yaşanacağı dönem olacağını söyledi.

Firavunlar ve karunlar döneminin sona erdiğini ifade eden Kurtulmuş, şu görüşleri aktardı:
''Artık dünyanın hiçbir yerinde Müslüman ülkelerde, bizim coğrafyamızda firavunlar ve karunlar iş başında kalmayacaktır. Bu olaylar bunu gösteriyor. Başta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkilileri ne manaya geldiği çok belli olmayan kararsız cümlelerle Mısır konusundaki görüşlerini ortada tutamazlar. Sadece Sayın Mübarek'e tavsiyede bulunmak yetmez. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletimizin Mısır halkının demokratik taleplerinin yanında olduğunu cümle aleme en yüksek perdeden söylemek zorundayız.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler