"Türkiye'ye karşı ilan edilmiş bir savaş var"

Birinci Ergenekon davasının 185. duruşmasında konuşan tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Türkiye'ye karşı ilan edilmiş bir savaş var. Ergenekon, Balyoz, ıslak imza, Poyrazköy. Bunların, savaşın cephesindeki düşman operasyonları olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye bir dönüm noktasına gelmiştir'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.05.2011 - 09:05

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan birinci Ergenekon davasının 185. duruşmasına, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım ile Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılması davası sanıklarının da aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanık katıldı.

Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Mehmet Fikri Karadağ, İsmail Yıldız, Bedirhan Şinal ve men cezası alan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ise duruşmaya katılmadı. Başka suçtan tutuklu yargılanan tutuksuz sanık Semih Tufan Gülaltay da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün öğleden sonra sulh ceza mahkemesinde duruşması olduğu için sabahleyin cezaevi görevlilerinin bu mahkemeye kendisini getirmek istemediklerini belirterek, bu uygulamanın mahkemenin talimatı olduğunun söylendiğini söyledi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bu yönde bir talimatları olmadığını ifade etti. Perinçek, yaptığı itirazlar üzerine 45 dakika sonra bu salona getirildiğini anlattı.

Cezaevinde koğuşların, hücrelerin kanunsuz olarak dinlendiğini, bunu tespit ettiğini belirten Perinçek, mahkemeden çekilme talebinde bulunacağını söyledi.

Leyla Tavşanoğlu'nun ABD'li üst düzey yetkilileriyle yaptığı röportaja değinen Perinçek, Türkiye'nin fiilen bölündüğünü ifade ederek, ''Diyarbakır'ın merkezine Şeyh Said'in heykeli dikilmiştir. Türk otoritesi, Türk Devleti reddedilmekte, ABD himayesinde Güneydoğu'da hükümetçikler oluştuğunu görüyoruz. Türkiye'nin iç savaşa gittiğinin ilan edildiği bu koşullarda Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklanıyor. Bu bir iç savaş manzarasıdır. Bunu yargı olarak görmüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunları, hukuku yok. Savaş var. Türkiye'ye karşı ilan edilmiş bir savaş var. Ergenekon, Balyoz, ıslak imza, Poyrazköy. Bunların, savaşın cephesindeki düşman operasyonları olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye bir dönüm noktasına gelmiştir'' diye konuştu.

Davada her şeyin uydurma olduğunu ve her şeyin altından tertipler çıktığını belirten Perinçek, ''Bu tertip, Türkiye'ye karşıdır. Bu ortamda Türk ordusu, birliği sağlayacak yaptırım gücüdür. Türk ordusunun morali sıfırlanıyor'' dedi.

Mahkeme Başkanı ve üyelerine hitaben ''Yurtseverliğinize sesleniyorum'' şeklinde konuşan Perinçek, sözlerini, ''Türkiye'ye bir işaret verin. Türk yargıcının vatana bağlılığını gösterin. İç savaşa alet olmayın. Derhal cübbelerinizi bırakın ve bu yargılamadan çekilin'' şeklinde tamamladı.

Tutuklu sanıklardan Hikmet Çiçek ve Oktay Yıldırım da Perinçek'in belirttiği çekilme talebine katıldıklarını söylediler.

Başkan Köksal Şengün, ardından dün tanıklığına başvurulan Nejat Uysal'ı kürsüye çağırdı.

"Her ikisi de Tokatlı olduğu için tanışıyorlardı"

Birinci ''Ergenekon'' davasının bir sonraki duruşması 2 Haziran Perşembe günü yapılacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanık olarak dinlenilen Nejat Uysal, savcı Nihat Taşkın'ın sorusu üzerine, ikinci davanın sanığı İbrahim Şahin'i tanıdığını belirterek, Şahin ile Alparslan Arslan arasında bir irtibat bulunup bulunmadığı konusunda bilgisi olmadığını söyledi.

Şahin'i, Teoman Ekşioğlu vasıtasıyla tanıdığını ifade eden Uysal, ''Her ikisi de Tokatlı olduğu için tanışıyorlardı. Bir ara beraber gittikleri bir yemeğe beni de davet etmişlerdi. Orada bir araya geldik. Daha sonra da karşılaşmadık'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek de Uysal'a, Alparslan Arslan ile arkadaşlarının dini sohbete gittikleri Salih hoca olarak bilinen Salih Kurter ile alakalı sorular yöneltti.

Kurter'in, Arslan ve arkadaşlarına muska verdiğinin söylendiğini ifade eden Perinçek, ''Bu muskaların kurşun geçirmediği ve takan kişiyi bombalardan koruduğu söylendi. Bu muskaların kameralarda görünmezlik etkisi yaptığına ilişkin bir duyumunuz var mıydı?'' diye sordu. Uysal ise bu konuda herhangi bir konuşmaları olmadığını söyledi.

Perinçek, Danıştay saldırısının ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli bir polis tarafından, ''Olayın karartıldığı'' şeklinde kendilerine ihbar geldiğini belirterek, bunun üzerine yaptıkları araştırmada Alparslan Arslan ile Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı emekli bir Bulgar albay arasında irtibat bulunduğunu, dolayısıyla da saldırıda Bulgaristan bağlantısını tespit ettiklerini savundu.

Danıştayda saldırıya uğrayanların sınıf arkadaşları olduğunu kaydeden Perinçek, bu nedenle olayı araştırdığını söyledi.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de ''Teoman Ekşioğlu'nun size muskaların kurşunları, bombaları geçirmediğini söylediğini anlattınız'' diyerek, tutanaklardan Ekşioğlu'nun ifadelerini okudu. Pekgüzel, ''Ekşioğlu, duruşmadaki tanıklık ifadesinde muskaların kurşun ve bomba geçirmezliğinden bahsetmiyor. Bu çok önemli'' dedi.

Uysal ise ''Bunun farkında olduğum için ben de bildiklerimi, bana anlatılanları söylüyorum'' diye konuştu.

Duruşmada Uysal, üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hasan Hüseyin Özese'nin sorularını da yanıtladı. Uysal'ın tanık olarak beyanlarının alınmasının ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ü ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüttüğü sırada tehdit ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan Özkan Kurt'un dosyasının birleştirme kararı verilerek mahkemeye gönderildiğini kaydetti.

Şengün, yine İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Fener Rum Patriği Bartholomeos'a yönelik suikasta hazırlandığı öne sürülen İsmet Reçber'in tutuksuz yargılandığı dava dosyasının da birleştirme kararıyla mahkemelerine yollandığını belirtti.
Duruşma, 2 Haziran Perşembe gününe ertelendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler