"Üçüncü dönem vermek, kardeş kavgasına götürmek olur"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Adalet ve Kalkınma Partisi'ne üçüncü dönem vermek demek, Türkiye'yi bir yol ayrımına, bir kardeş kavgasına ve 'yeni bir Türkiye' sloganı altında bölünen bir Türkiye'ye götürmek olur'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.06.2011 - 14:32

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Kırşehir mitingindeki konuşmasında, 12 Haziran seçimlerinin, Türkiye'nin çok ağır iç ve dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde yapıldığını belirterek, bu seçimlerin, milletin kaderini yeniden belirleyeceğini söyledi.

Ülkenin dokuz yıla yakın süredir AKP tarafından yönetildiğini, AKP'nin, referandum yoluyla da olsa anayasa değişikliği başta olmak üzere her türlü yasa değişikliğini yapma gücünü elinde bulundurduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
''Hükümet olarak bu aziz millete neyi vaat etmişseniz onu gerçekleştirecek sosyal ve ekonomik politikaları uygulayabilirsiniz ama aradan geçen dokuz yıl içerisinde bu böyle mi olmuştur? Dokuz yıllık süreçte, başta Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vererek onları iktidar yapan aziz kardeşlerimize de seslenerek ifade ediyorum; 2002-2011 yıllarında evlatlarınızın büyük bir çoğunluğu işsiz ise iş bulabildiler mi? Evinizde her gün çocukların istediği şekilde aş kaynıyor mu? Gelir seviyeniz dokuz yıl içerisinde ne kadar arttı? Hayat standardınız ne şekilde yükseldi? Türkiye'nin sekiz yılı aşan sürede asayiş, terör yönünden tamamen problemleri çözülmüş, huzur ve güven ortamında can ve mal emniyetiyle yaşanabilen bir ülkede mi bulunuyorsunuz? Eğer bunların hepsini yaşadığınızı söylüyorsanız o zaman sayın Başbakan'ın bir sözüne kulak vermek durumundasınız. Ne diyor Başbakan? 'Ben çıraklık ve kalfalık dönemimi tamamladım, ustalık dönemime geçmek istiyorum. Onun için durmak yok, yola devam' diyor. Biraz evvel saydığım konularda hayatınızda bir iyileşme, bir mükemmelleşme varsa sayın Başbakanı üzmemek lazım, onunla birlikte şarkı söyleyerek yola devam edebilirsiniz. Gerçek bu değilse 12 Haziran'da millet iradesi olarak sesinizi yükselterek, bir uyarıda bulunmalısınız. Ne diyebilirsiniz, 'durmak yok, yola devam' diyen sayın Başbakan'a cevaben? 'Yeter artık, bizi bırak kendi halimizde, biz milletimizle yolumuza devam etmek istiyoruz' deyin. 'Artık git' demenin zamanı gelmiştir.''

Ülkenin, artık AKP'den kurtulma zamanının geldiğini öne süren Bahçeli, ''Adalet ve Kalkınma Partisi'nin dokuz yılda yapamamış olduklarını şimdi dört yıl içinde yapacağına inanmak, mümkün değildir. Onun için sayın Başbakan halkımızın hayatındaki gerçeklerden kopmuş, hayaletle, rüyayla, hülyalarla kendisini avutuyor. Çıldırmış ve çılgın projeler peşinde koşuyor'' diye konuştu.

AKP'nin bundan sonra yapacağı bir şey kalmadığını iddia eden Bahçeli, şunları söyledi:
''Adalet ve Kalkınma Partisi'ne üçüncü dönem vermek demek, Türkiye'yi bir yol ayrımına, bir kardeş kavgasına ve 'yeni bir Türkiye' sloganı altında bölünen bir Türkiye'ye götürmek olur ki, bunda başta, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vatandaşlarımız olmak üzere milletimize çok büyük sorumluluk düşüyor. Gelecekte üçüncü dönemin sonrasında Türkiye böyle bir tehlikeli yola girerse bunun vebali hepinizin üzerine olur. İyi düşünmek lazım. Önce 'ülkem ve milletim', sonra 'partim' demek lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin başlangıçtan bugüne kadar uyguladığı politika, teslimiyetçi bir politika olmuştur. ABD'nin yönlendirdiği, AB'nin ilerleme raporlarında dayattığı, Türkiye'de bölücü unsurların ortaya koymuş olduğu talepler, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hep taviz verdiği alanlar olmuştur. Şimdi ortaya çıkan manzara, biraz terör biraz taviz, biraz terör biraz taviz şeklinde gidiyor ve görülüyor ki, kazanan terör oluyor. Taviz veren ise hükümet olarak üniter yapıyı, milli devleti, toprak bütünlüğünü ve bin yıllık kardeşliği tehlikeye atıyor.''

Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'daki olaylara değinen Bahçeli, ''O terörler devam ettikçe polis kardeşlerimiz, sadece ve sadece kamu düzenini savunmakla görevli olarak, akşam sokaklara çıkmış PKK çapulcularıyla sabaha kadar boğuşuyor. İçlerinde şehit olan polis kardeşlerimiz var, linç edilmeyle muhatap olanlar var, tokat yiyenler var, arabaları tekmelenenler var ama validen ses çıkmıyor, emniyet müdüründen ses çıkmıyor, kaymakamlardan ses çıkmıyor, Başbakan sessiz, Cumhurbaşkanı vurdumduymaz. Aynı şey İstanbul'da da oluyor'' dedi.

"PKK ile MHP'yi çatıştırıp, 'Kürt-Türk kardeş kavgası çıksın' istiyorlar''

Olay çıkaranları, ''bazı istismarlarla, bazı olaylarla geleceğini belirlemek isteyen zavallılar'' olarak nitelendiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi düşünün, İstanbul'da Milliyetçi Hareket Partisi, büyük bir miting yapıyor. İstanbul'da ilk mitingi, Kazlıçeşme'de Milliyetçi Hareket yaptı. Çok büyük bir kalabalık var. O mitinge deniz yoluyla gelenler oldu, sokak ve caddelerden Kazlıçeşme'ye akış yoluyla gelenler oldu. Dolayısıyla o gün herkes biliyor ki, orada büyük bir miting var. Mitingin sahibi, Milliyetçi Hareket. Avcılar'dan, Esenler'den, Küçükçekmece'den, başka yerlerden mitinge gelen arkadaşlarımız var ama o miting üzerinde hiçbir güvenlik tedbiri alınmadığı gibi, istihbarat bilgilerine aldırış etmeyen, PKK'nın çapulcuları mitinge katılanları taşlıyor ama sayın validen haber yok, emniyet müdüründen haber yok. Bir güvenlik temin edip, sağlıklı bir miting yapmaya imkan vermiyor. Niye? Yukarıdan gelen emir inanıyorum ki, 'PKK ile MHP'yi çatıştırın, Türkiye'de bir Kürt-Türk kardeş kavgası çıksın' istiyorlar ama bu ülkenin sahibi biziz, bu ülkede bin yıldır beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla kardeş kavgasına Milliyetçi Hareket Partisi imkan ve fırsat tanımayacaktır. Bunu teşvik edenler, 1 Ağustos 2009'da, demokratik açılımla ''PKK'yı siyasallaştıracağım' diye cesaretlendirip terörü azdıranlar, MHP üzerinde büyük oyun oynayarak, bir kardeş kavgasının bir cephesi haline getirme tilkiliğinde olanlardan Yüce Divan'da hesap soracağım.''


"MHP iktidarında valilerden hesap soracak"

Konuşmasında valileri de eleştiren Bahçeli, şunları söyledi:
''Sayın Valiler, siz devletin valisisiniz, siz her ilde devleti temsil ediyorsunuz, her ilde, imardan tutun, sağlık il müdürlüğüne kadar hepsinin birleştiği ve sorumluluğunu taşıyan kişisiniz. Siz şimdi kalkıp, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilçe başkanı, il başkanı konumuna gelemezsiniz. Kendinize çeki düzen verin. Adalet ve Kalkınma Partisi bir gün gider ama devletin o makamı, devlet ebed müddet oldukça o makam devam edecektir. Dolayısıyla bu makamı lekelemeyin, bu makamı siyasallaştırmayın. Milliyetçi Hareket'in iktidarında, ayakkabı silen validen tutun, polisi yanlış kullanan valiye kadar hesap sorulacaktır. Bu ülkede birlikte ve beraber yaşamak istiyorsak yanlışları tekrarlayacak bir fırsatı da kimseye tanımayın.''

Bahçeli, partisince, Kırşehir'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bir yol ayrımına sürüklendiğini, insanların temel sorunlarının da bunun arkasına saklanmak istendiğini savundu.

Belediye ses sisteminden bir kadın görevlinin yaptığı anonsun alanda bulunanlarca yuhalanması üzerine, ''MHP'yi yolundan alıkoymak isteyenler belediye çalışanlarını da istismar ediyorsa esas hesabı onlardan soracaksınız. O hanımefendiyi alkışlayın, o çocuğuna ekmek götürmek için onu yapıyor'' dedi.

Türkiye'nin en önemli sorununu işsizlik olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
''İşsizlik önemli bir ekonomik sorundur ama sosyal yönden çok büyük bir tehlikedir ve toplumsal yaranın açılımına fırsat verir. O sebepten dolayı işsizlikle mücadele mutlaka ve mutlaka yapılmalıdır. İşte MHP önümüzdeki toparlanma ve onarım sürecinde işsizlikle mücadeleyi esas alarak, insan odaklı, istihdam dostu, üreten ekonomiyle işsizlikle mücadeleye kararlı ve yüzde 7 büyüme hızıyla her yıl 700 bin kardeşimize iş vermeyi namus sözü olarak sizlere veriyor.
Rant ekonomisiyle, yani faizle, sıcak parayla, özelleştirme oyunlarıyla, arsa spekülasyonlarıyla geçimini temin edenler işadamı değildirler. İşadamı üreten insandır, üretileni pazarlayan satan insandır. Dolayısıyla 1 kişi de olsa 10 bin kişi de olsa vatan evladına ekmek kapısını açan insandır. Onun için MHP, üretim ekonomisinde çalışan, bütün işadamlarına, işverenlere -eğer bir kişiyi ekmek sahibi yapacaksa- her türlü desteği verecek ve istihdam yaratan, katma değer yaratan işadamlarının hepinizin huzurunda elini öpecektir. Çünkü, işsizlik bu kadar yaygınken bunu yapmak mecburiyetindesiniz. Yarın bu sosyal patlamanın fitili olur, Türkiye karma karışık olur, aileler, perişan olur.''


''Eğer bunlar Kırşehir'de ekmek bulabilseydi, bu baba diyarını terkedebilirler miydi''

Türkiye'de 13 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında olduğunu ifade eden Bahçeli, toplumun gittikçe yoksullaştığını öne sürdü.

Bahçeli, işsizlik ve yoksulluğa karşı siyasi iktidarlar istihdam artırıcı tedbirler geliştiremediğinde vatandaşın göç etmeye başladığını ifade ederek, bugün Kırşehir nüfusunun 2-2.5 katının Ankara'da yaşadığını anlattı.

''Eğer bunlar Kırşehir'de ekmek bulabilseydi, bu baba diyarını terkedebilirler miydi'' diye soran Bahçeli, şöyle devam etti:
''Ama oraya her giden de ekmek bulamıyor. Çünkü, İstanbul gibi, Ankara gibi, İzmir gibi, Adana gibi, Gaziantep gibi büyükşehirlerin arka sokakları çok büyük tehlikelerle dolu. Genç bir evladımız oraya gitmiş. İş de bulamıyor, kimsesiz kalmış, çaresiz kalmış. Tekrar baba evine de dönmeye utanıyor. O zaman 'burada zorla kalayım' diyor, bazı işler peşine gidiyor, bakıyorsunuz suça yönelik faaliyetlere düşüveriyor. Çünkü aç. Birşey yapması lazım ve suça yöneliyor. Bazıları da o büyük şehirlerin arka sokaklarında, her türlü ahlaksızlığın yaşandığı sokaklarda gençliğini heder ediyor ve kaybolup gidiyor. Böylelikle işsizlik, yoksulluk ve göç, Türkiye'nin en önemli sorunu oluyor. Bu sorunların içerisinde bir sorun da kendiliğinden türüyor, o da asayişsizlik.
Türkiye'de suç oranları artıyor. Şu an cezaevindekilerin büyük çoğunluğu adi suçlu olarak yatıyor. Kadına yönelik şiddet artıyor. Aileler parçalanıyor. Kimisi baba evine gidiyor ama kimisi oraya da gidemezse büyükşehirlerdeki sığınma evlerine müracaat ediyor. Sığınma evleri de dolunca genç kadın, sokakta kalıyor ve birçok tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Her yerde söylüyorum, bugün kadına yönelik şiddetten dolayı parçalanarak katledilmiş, orman içinde veya otoban kenarlarında 300'e yakın kadın cesedi bulunmuştur.''


"Allah onları ıslah etsin"

''Böyle bir durumda 9 yıl iktidarda olan Sayın Başbakan hayal peşinde koşacağına, çılgın projeler yapacağına bu ülkenin insanlarının gerçeğiyle niye yüz yüze gelmiyorsun?'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Onlar yolunu bulmuşlar. Allah onları ıslah etsin. Bir tarafta yoksullar var, bir tarafta da rant ekonomisinden beslenen AKP'nin yeni türedi zenginleri var. Lale devri, sülale devri yaşıyorlar ama yoksulluğu istismar ederek lale ve sülale devrindeki yakınlarını, yalakalarını, akrabalarını, evlatlarını daha da zengin yapmanın gayreti içerisindeler. Şimdi de kalkmışlar 3. dönemi istiyorlar. Aziz vatandaşlarım bunlara vermeyelim, vermeyeceğinizi bildiği için de çok rahatsız çok huzursuz, her gece kabus görüyor, her gece nasıl iftira edeceğini düşünüyor, sabah meydana geldiğinde de onları söylüyor. Milleti birbirine düşürerek kendi iktidarının devamını istiyor. Millete hizmet için değil, ya kaçacak ya Yüce Divana gidecek, başka yolu kalmamış.''

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarda kalabilmek için her yolu denediğini kaydederek, şöyle dedi:
''Şimdi yeniden başlamışlar, paket dağıtımı, para dağıtımı... Bu paket demokrasisine aldanmayın. Bu paketin ne olduğunu iyi bilin. Bu paket sizindir, sizin helalinizdir. Buradaki esnafın, serbest çalışanların vergileriyle yoksula akması gereken paralardır. Alırken utanmayın, sıkılmayın, alın paketi ama senin oyuna, senin iradene ambargo koyarak, bu paketi sömüren, oradan yoksulluğu sömürerek kendi yakınlarının yumurta ticareti, gemi ticareti veya mısır ticaretiyle 16 yaşında zengin yapan insanlara karşı da bir tavır koy. De ki (Alıyorum paketi, bozuyorum oyunu, vuruyorum tokadı)''

9 yıllık tahribatın onarılması gerektiğini belirten Bahçeli, ''Her yönüyle dağıtılmış bir Türkiye'nin toparlanması lazım. Üniversite imtihanlarından tutun, bilmem neye kadar herşeyde büyük bir yozlaşma var. Bu sıkıntıyı aşabilmek için bir toparlanma ve onarım hükümetine ihtiyaç var. İşte MHP bu onarım ve toparlanma hükümetine talip olarak, tek başına iktidar olmayı düşünüyor'' diye konuştu.

Her yıl 700 bin insana iş bulacaklarını ve asgari ücreti 825 liraya çıkaracaklarını belirten Bahçeli, iktidara geldiklerinde yapmayı planladıkları diğer projeleri de anlattı.

Bahçeli, yoksul ailelere dağıtacakları Hilal Kart'ın uygulamasıyla da ilgili bilgiler vererek, ''MHP olarak iktidara talibiz. AKP'ye, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan'a söyleyeceğimiz bir söz olsun; 'Dur artık ve git' diyelim. MHP'ye de artık zamanı geldi, iktidara gel diyelim'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler