UEFA Başkanı Ceferin: Galatasaray ile ilgili anormal bir durum yok

UEFA Başkanı Alexander Ceferin, başta Galatasaray olmak üzere birçok kulübün yaşadığı Finansal Fair Play konusundan, İstanbul'da düzenlenecek 2020 Şampiyonlar Ligi finaline, dünya futbolundan, Türkiye'nin 2024 Avrupa Şampiyonası adaylığına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

UEFA Başkanı Ceferin: Galatasaray ile ilgili anormal bir durum yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.06.2018 - 22:55

CNN Türk'te yayınlanan 'UEFA Başkanı Özel' programında Cem Yılmaz ve Uğur Önver'in konuğu olan UEFA Başkanı Alexander Ceferin, Galatasaray ile ilgili dosyanın tekrardan hukuk kuruluna gönderilmesiyle ilgili olarak, "Hakem komisyonunun bazı durumlarda araştırma komisyonunun kararını düzeltme hakkı bulunuyor. Ama bu illa olacak anlamına gelmiyor. Bir şey değişecek anlamına da gelmiyor. Aslında büyük bir anlam da yüklememek lazım" dedi.

"GALATASARAY'IN DURUMU SIKÇA YAPILAN BİR UYGULAMA"

SORU: Galatasaray ile UEFA arasında bir anlaşma yapıldı, biz konunun kapandığını düşündük, ancak ne oldu da bu dosya hukuk kuruluna gönderildi. Bu ne anlama geliyor?  
CEFERIN: Öncelikle şunu belirteyim özel dosyalarla ilgili yorum yapmıyorum. Bunu yapmıyorum çünkü bağımsız bir komisyonumuz var. Bir sorunla karşılaşıldığında onlar karar veriyor. Ancak şunu da belirteyim, yönetmeliğimize göre hakem komisyonunun bazı durumlarda araştırma komisyonunun kararını düzeltme hakkı bulunuyor. Ama bu illa olacak anlamına gelmiyor. Bir şey değişecek anlamına da gelmiyor. Aslında büyük bir anlam da yüklememek lazım, dosyaya bakacak ve bir revize gerekip gerekmediğine karar verecekler. Bu çok sıra dışı bir olay değil, sıkça yapılan bir uygulama. Başka bir kararın çıkacağı anlamına gelmez.

SORU: Galatasaray için verilen karar devam ediyor değil mi? Bir değişiklik yok?
CEFERIN: Bir kez daha söylüyorum. Verilmiş bir karar hakkında yorum yapmayacağım. Anlaşma aynı şekilde devam ediyor ve güncel. Bunu biliyoruz çünkü hakem kurulu herhangi bir şey yapmadı ve değişiklik talep etmedi.

"GALATASARAY İLE İLGİLİ ANORMAL BİR DURUM YOK"

SORU: Galatasaray'ın Avrupa'dan men edilme ihtimali var mıydı? Bu gündeme geldi mi?
CEFERIN: Tekrar ediyorum ben Galatasaray hakkında konuşmuyorum. Real Madrid veya Tottenham hakkında da konuşmuyorum. Kararı veren bağımsız bir komite, Verilen karar sizin zannettiğiniz kadar olağandışı değil. Anormal bir durum yok. 

"TÜRK FUTBOLU ADINA ÇOK İYİMSERİM"

SORU: Finansal Fair Play açısından sizce hala diğer Türk takımları için de tehlike var mı? Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe buradaydı, bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?  
CEFERIN: Aslına bakılırsa Finansal Fair Play kriterlerinin kulüpler için bir tehlike olduğunu söylememelisiniz. Esas bu kriterleri kaile almayan kulüpler futbol için bir tehlike teşkil ediyor. Diğer yandan Türkiye'deki sürecin iyiye doğru geliştiğini düşünüyorum. Şuna hep mutlu olmuşumdur. Tüm dünyada tanınan ciddi iş adamaların kulüplerde başa geçmesi beni fazlasıyla sevindiriyor. O yüzden Türk Futbolu adına çok iyimserim. Türkiye'de futbola nasıl bir tutkuyla bağlı olunduğunu gördüğümde gelecek adına çok umutlanıyorum. Ben olsam çok panik yapmazdım.

"TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU'NA GÜVENİMİZ SONSUZ" 

SORU: İstanbul 2020 Şampiyonlar Ligi Finaline ev sahipliği yapacak. Bu büyük organizasyonun ev sahipliğini yapmak gerçekten de büyük bir onur. Eminim siz de zaten 2005'de İstanbul'da gerçekleşen Liverpool - Milan finalinden etkilenmişsinizdir. Sizce de 2020 finalinin bize verilmesinin sebeplerinden biri de, o dönemdeki kusursuz giden ve iz bırakan organizasyon olabilir mi?
CEFERIN: Bence en yalın haliyle söylemek gerekirse şartlar çok uygun. Bir kere Türkiye futbol Federasyonu'na güvenimiz sonsuz, bu organizasyonu hakkıyla yapacaklardır, buna inanıyorum. Yeteri kadar, hatta fazla fazla otelleriniz var, muhteşem havaalanlarınız var, olması gereken her şeye sahipsiniz. Maçın oynanacağı statta komple yenilenecek. Dolayısıyla benim için çok güzel, hatta bunu daha da güzel kılan bir diğer şey de stadın adı. Stada dünya tarihindeki en büyük politikacılarından birinin adı verilmiş.

"TÜRKİYE BÜYÜK ORGANİZASYONLARA EV SAHİPLİĞİ YAPABİLECEK KAPASİTEDE"

SORU: Türkiye 2019'da Süper Kupa, 2020'de de Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapacak. Bu Türkiye'nin büyük organizasyonları yapabilme kabiliyetini mi göstermiyor mu? Türkiye 2024'e aday, sizce şansı ne? 
CEFERIN: Türkiye her halükarda böyle büyük organizasyonların altından kalkabilecek kapasiteye sahip. Ekonomik açıdan olsun, diğer unsurlar açısından da dünyanın en büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek güçte bir ülke. Tek başına bakıldığında sporda uzak ara en büyük organizasyon Şampiyonlar Ligi finalidir. Örneğin Superbowl'dan bile büyük. O yüzden Türkiye'nin herhangi bir organizasyona ev sahipliği yapamayacağını düşünemiyorum. Burada şartname zaten çok açık. Değerlendirme süreci işleyecek sonra da karar vereceğiz. 2024'e gelince de ben şu an bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunmak istemiyorum, çünkü çok erken olduğuna inanıyorum. Ancak birçok yerde sanki iki çocuğum yarışıyormuş gibi hissettiğimi söyledim. İnanılmaz dost iki futbol federasyonu, ekonomik olarak çok güçlü iki ülke. Hani o açıdan bakıldığında kim kaybederse ona yazık olacak gibi görüyorum. Bir şey söylemek gerçekten çok zor ve zaten çok da erken. Zaten her halükarda ben yorum yapmazdım, ancak hiç şüphesiz Türkiye büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kapasitede.

SORU: 27 Eylül'de karar vereceksiniz. Türkiye ve Almanya'yı kıyaslayacak olursanız iki ülkenin avantaj ve dezavantajları ne?    
CEFERIN: Bununla ilgili gerçekten bir yorum yapmak istemiyorum. Dürüst olmak gerekirse iki tarafın da gerekli yeterliliği göstereceğinden eminim. Ancak şu ana kadar hangi şartların yerine getirilip getirilmediğini görmedim. Profesyonellerimiz incelemeye başlayacaklar, sonra da yönetim kuruluna fikirlerini sunacaklar sonra da karar verilecek. Benim açımdan buna dair bir yorumda bulunmak son derece yanlış olur. İki taraf için de. Benim bildiğim kadarıyla iki ülke de federasyonları da profesyonelce çalışıp gerekli şartları tamamlayacaklardır. Bana şimdiden bir şey söylemek doğru gelmiyor.

SORU: Adaylık sürecini çok çalışarak geçirdik, gerçekten de çok yoğun geçti. Birçok şehirde modern ve yeni statlar inşa ettik. İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nı yeniden inşa edip kapasitesini 90 binin üzerine çıkaracağız. Ayrıca Ankara'ya da yeni bir stat yapılacak. Biz tüm bunları yaparken sizin kriterleriniz ne olacak. Bu yapılanlar etkiler mi sizce?
CEFERIN: Bir kez daha söylüyorum. Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunmak istemiyorum. Beni gerçekten anlamak zorundasınız. Birincisi bir görüşüm olsa dahi yorum yapmazdım, kaldı ki herhangi bir fikre sahip değilim. Şartların yerine getirilip getirilmediğini görmedim ve bunlar çok önemli. Çok net ve şeffaf işleyen bir prosedürümüz var. UEFA olarak bazı değişimlere gittik. Farklı ve düzgün olmasını istedik. Şeffaf. Düşünsenize bir UEFA başkanı çıkacak, şartnamenin yerine getirilip getirilmediğini bilmeden bir yorum yapacak. Büyük bir ihtimalle beni hemen görevden alırlardı.

SORU: Dünya kupaları tarihinde ilk kez üç ülke birden ABD, Kanada ve Meksika birlikte 2026'da ev sahipliği yapacak ve 48 takım katılacak bu konu hakkında düşünceleriniz ne?
CEFERIN: Bir veya daha fazla ülkenin kupaya ev sahipliği yapması bence bir sorun değil. Hatta belki avantaj bile olabilir. 48 takım bana biraz fazla geldi. Bu kadar takım olursa, benim bildiğim ev sahipliği yapabilmeniz için en az 12 stadınızın olması gerekiyor. Bu yüzden bu şartları tek başına yerine getirebilecek çok ülke olduğunu düşünmüyorum. Öyle bakıldığında gelecekte de birden fazla ülkenin ev sahipliği yapması benim açımdan kötü bir şey değil. Gelelim takım sayısına, tabii 48 takım olunca görmek lazım. Şimdiki haliyle bile daha az ilgi uyandıran maçlara şahitlik ediyoruz. 32 takım varken bile sıkıcı maçlar oluyor. Ama diğer yandan bakıldığında dünya Kupasının başka bir misyonu da var. Bir dostluk festivali, futbol resitali ve bir çok ulustan insanı bir araya getiren bir şölen.  Yani 48 takımlı hali de güzel bir organizasyon olacaktır. Belki başlarda biraz sıkıcı maçlar seyredebiliriz, ama daha fazla ulus... Tabii ki sıkıcı  maçlar olacak.. Ama öte yandan daha fazla uluslar göreceğiz orada.. Belki de daha önceki haliyle olsa asla göremeyeceğimiz ülkeler.. Her zaman sadece sonuçlar değil, biraz da futbol oynamak, arkadaşlık edinmek, biraz dünyayı gezmek bu da var işin içinde. Dolayısıyla bunu çok da büyük bir problem olarak görmüyorum.

"HIRVATİSTAN BENİ ÇOK ETKİLEDİ"

SORU: Dünya Kupasını seyretmeye vaktiniz oluyor mu? Şimdiye kadar sizi en çok etkileyen takım hangisi oldu?
CEFERIN: Elimden geldiğince maç seyretmeye çalışıyorum.. Bazen oynanan saatler yüzünden denk gelemiyorum.. haftaya yerinde maçlar seyretmek için Rusya'ya gideceğiz. Benim açımdan Avrupa ülkelerinin turnuvayı domine etmesi önemli. Umarım bu sonuna kadar da böyle devam eder. 10 Avrupa takımının yoluna devam edeceğini düşünüyorum. Bu da aynı zamanda bize Avrupa futbolunun nerede olduğunu da gösteriyor. Hırvatistan beni çok etkiledi. Gerçekten iyi bir takım olmuşlar bunu söylemeliyim. İngiltere de beni etkiledi. Hırvatistan'ı bekliyordum ama İngiltere'nin bu performansı göstereceğini beklemiyordum. Bir de tabii olağan şüpheliler var.. İspanya ve Almanya gibi... Fransa daha tam anlamıyla üst düzey futbol oynamadı, beklentim daha yüksekti. Ama onlara da sıra gelecek. Sadece Finalin değil yarı finalin de 4 Avrupa takımı arasında oynanacağını düşünüyorum.

SORU: Eylül ayında Ulusal Lig adı altında yeni bir organizasyon başlıyor. Grup eleme maçları ile birlikte yoğun bir maç trafiği olacak. Bu Avrupa liglerinde ve kupalarındaki maçları etkiler mi? 
CEFERIN: Hayır hayır. Çünkü maç takvimi olduğu gibi kalacak. Burada dostluk maçlarını kaldıracağız. Ulusal lig maçlarını dostluk maçlarının yerine oynatacağız. Dolaysıyla bununla ilgili bir problem olacağını düşünmüyorum. Çok sıkışık bir maç trafiği olacak veya zaman kalmayacak gibi bir sorun yaşanmayacaktır.

SORU: Video Yardımcı Hakem Sistemi (VAR) sizce Dünya Kupası'nda başarı ile uygulanıyor mu? Siz de bu sistemi Avrupa kupaları organizasyonlarında kullanmayı düşünüyor musunuz?
CEFERIN: Bunu her zaman söylüyorum. Dünya Kupasında net bir şekilde bu sistemin işlediğini göremedik. Üst düzey organizasyonlarda kullanılıyorsa tartışmaya açık olmamalı. Özelinde bir pozisyon hakkında yorum yapmak istemiyorum ama. Video yardımcı hakem odasındaki kişiler hakemi ne zaman uyardığını biliyor muyuz? Maçı o an durdurması gerektiğini biz de biliyor muyuz? Ya da durmaması gerekiyorsa ne zaman veya durması gerekiyorsa? Neye göre? Bunun çok daha şeffaf olması gerektiğine inanıyorum. Bunu hepimiz bilmeliyiz yoksa şimdi yaşadığımızdan çok daha fazla tartışmaya yaşayacağız gibime geliyor. Dünya Kupasından sonra oturup bir durum değerlendirmesi yapacağız.

"VAR'I BU SEZON ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE KULLANMAYACAĞIZ"

SORU: Seneye Şampiyonlar Ligi'nde VAR'ı görmeyeceğiz demek oluyor bu?
CEFERIN: Hayır biz seneye bu sistemle başlamayacağız. Hazır olduğumuzu görürsek de büyük ihtimalle eleme turlarından sonra başlatırız. Ancak dediğim gibi bununla ilgili somut bir şey söylemek için daha erken.

"FIFA İLE OLAN İLİŞKİMİZ PROFESYONELCE"

SORU: FIFA İLE UEFA arasındaki ilişki nasıl? Sorun var mı?
CEFERIN: İyi. İlişkimiz iyi. Bu bana en çok sorulan sorulardan bir tanesi. İnsanlar hep soruyor FIFA ile ilişkileriniz iyi mi? FIFA başkanıyla aranız nasıl? Ben de hep diyorum gayet sağlıklı ve iyi ilişki içindeyiz. Ama şunu unutmayalım ben herkesle iyi ilişkiler kurmak için seçilmedim. Ben Avrupa futbolunu korumak için seçildim. Bir kon uda farklı düşünüyorsak, bunu da dile getiririz. Öyle durumlarda katılmadığımı söylüyorum, sonunda oturup tartışıyoruz ve sorunları böyle çözüyoruz. Tabii bir yandan da çok iyi anlıyorum. İki organizasyonun savaştığını görmek, siz medyanın işine geliyor ama ben kesinlikle kişisel algılamıyorum. Nerede ve ne zaman olursa olsun Avrupa futboluna zarar geleceğini hissettiğimde veya bazı projelerin bize dezavantaj getirdiğine inanırsam itiraz edeceğim, etmeliyim de zaten. Bir tepkimin olması gerekecek. O yüzden bizim FIFA ile olan ilişkimiz profesyonelce.

"TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU OLARAK İYİ BİR LİDERE SAHİPSİNİZ"

SORU: Türkiye Futbol Federasyonu ve başkan Yıldırım Demirören ile ilişkileriniz nasıl? 
CEFERIN: Aramız çok iyidir. Ancak bu iyi ilişkimiz başkan olduğum için değil, bizim dostça bir bağımız vardı ben başkan olmadan da önce. Slovenya Futbol Federasyonu Başkanı olduğumuz dönemlerden kalma. Beni 2015 veya 2014'te ziyaret etti. Bu benim UEFA Başkanı olmayı düşünmeye başladığımdan çok önceydi. Çok iyi bir ilişkimiz var. Türkiye Futbol Federasyonu olarak iyi bir lidere sahipsiniz. İşlerini çok iyi ve düzgün yapıyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu'na güvenimiz sonsuz.

SORU: UEFA'nın 2024'ten sonra Şampiyonlar Ligi statüsünde değişiklik yapmayı planladığını biliyoruz. En azından bunu tartışmaya açtınız. 4 takımlı 8'er gruptan 8'er takımlı 4 gruba geçerek bir sistem değişikliği planlıyorsunuz. Böylece takımlar daha fazla maç oynayabilecekler. Bu fikir ne kadar olgunlaştı biraz açabilir misiniz?
CEFERIN: UEFA'nın 2024'ten sonra Şampiyonlar Ligi ile ilgili planlarını UEFA Başkanı'ndan daha iyi bilmeniz de enteresan doğrusu. Hayır hayır böyle bir değişiklik söz konusu değil. Bazı şeyleri tartıştığımız yeniklikler düşündüğümüz doğrudur ama bu şekilde değil. Futbolun ana unsurlarıyla bu konuları konuşuyoruz daha iyi nasıl yapabiliriz diye. Bu çizdiğiniz şekliyle yapacağımızı düşünmüyorum.

SORU: Şampiyonlar Liginde grup maçlarını artırmayı tartışıyor musunuz? 
CEFERIN: Bunu şimdiden söylemek çok zor. Bunu söylemek çok zor. Bir yandan kulüpler daha fazla maç oynamak istiyorlar, diğer yandan bakıldığında ülke ligleri de ağzına kadar maçlarla doluyuz diyor. Bir şeye karar vermeden önce takvime ne kadar uyar? Diğer önemli faktörler. Birçok şeyi beraber görmek lazım. En iyisinin hangisi olacağına karar verebilmek kolay değil. Tabii ki herkes yoğun. Kulüpler çok fazla milli takım maçı yapmaktan şikayetçi. Milli takım yetkilileri de az milli maç oynamaktan şikayetçi. Her zaman iki arada bir derede kalıyoruz. Bence bir formülünü bulacağız.  Gerçekten de bakıldığında yoğun bir maç temposu var, çok da maç oynanıyor, hatta belki gereğinden bile fazla haklı olabilirler. Şimdi buradan da şu anlam çıkmıyor mu? Madem yorgunsun dinlenmek en doğal hakkın, ama o zaman da gelip bana iyi ödeme yaparsanız oynarız diyemezsin. Madem yorgunsun dinleneceksin. 

"2019'DA DA BAŞKANLIĞA ADAY OLACAĞIM"

SORU: UEFA başkanı olarak görev süreniz 2019'da sona eriyor. Niyetiniz nedir? Yeniden UEFA Başkanlığına aday olacak mısınız? Yoksa aklınızda FIFA'ya gitmek gibi bir düşünce var mı?
CEFERIN: 2019'da da başkanlığa aday olacağım. FIFA ile ilgili planlarım yok. UEFA müthiş bir organizasyon burada olmaktan son derce mutluyum. Desteklediğimiz bir FIFA başkanı var zaten.

SORU: Görev süreniz boyunca sizi en zorlayan olay neydi?
CEFERIN: Aralarından bir tanesini seçmek gerçekten çok zor. Birçok şeyle mücadele etmek zorunda kaldım. Ama benim öyle dengemi sarsacak kadar büyük bir olay yaşamadım.

"ÇILGIN VE COŞKULU BİR TARAFTARINIZ VAR"

SORU: Spor Toto Süper Lig maçlarını izleme fırsatı buluyor musunuz? Bildiğiniz ve seyretmekten hoşlandığınız oyuncular var mı?
CEFERIN: Birkaç Türk derbisini seyrettim. Ama şunu söylemeliyim ki çok çılgın ve coşkulu bir taraftarınız var. Hani şimdi bir şey söyleyeceğim, tabii sana mı kaldı diyebilirsiniz ancak bu sadece benim fikrim o da şu ki, birçok iyi takıma sahipsiniz. Bence büyük takımlarda kariyerini bitirip Türkiye'ye büyük takımlara gelen oyunculara değil de daha çok kendi oyuncularınıza daha çok odaklanmalısınız. Ama dediğim gibi bunun uzmanı ben değilim ancak şöyle hissediyorum mesela büyük bir takımda oynayıp kariyerini bitireceğini düşündüğüm bir oyuncuyu Türkiye liginde büyük kulüplerinden birinde görünce bana biraz tuhaf geliyor. Bana öyle geliyor.

UEFA Başkanı Alexander Ceferin'in belirlenen 5 futbolcu için verdiği kısa cevaplar da şu şekilde: 
Messi?
CEFERIN: Kalite. Tek kelimeyle kalite
Cristiano Ronaldo?
CEFERIN: Hız, güç ve goller
Mesut Özil?
CEFERIN: O da kalite ve asist yapmak
Mohammed Salah?
CEFERIN: Geleceğin Messisi
Cengiz Ünder?  
CEFERIN: Onu seyrettim, sanırım 2 kere. Süper star olma yolunda ancak herkes gibi onun da şansa ihtiyacı var.