Ülke Gerçeği mi?
Sayın Ertuğrul Özkök’ün 1 Aralık 2008 tarihinde yayımlanan ve 1949 yılında çekilmiş bir aile fotoğrafı ile süslenmiş yazısını yadırgadım. Aile fotoğrafı iki çarşaflı yaşlı kadın (biri babaanne), çağdaş giyimli iki bey (biri baba, diğeri amca), çağdaş giyimli genç bir kadın (anne) ve çarşaflı kadınlardan birinin kucağında Ertuğrul Özkök’ü içeriyor. O tarihlerde çekilmiş yüzlerce aile fotoğrafında benzer görüntülerle karşılaşılması olası. Yani fotoğrafın yadırganacak bir yanı yok.
Peki, neden yadırgadım?
Bu fotoğrafın, “ülkenin gerçeği” olarak sunulmasını yadırgadım.
Çünkü, bu fotoğraf çekildiğinde (1949) Cumhuriyetimiz bir çeyrek yüzyıllık ömrünü henüz tamamlamış. Bu süreçte Cumhuriyet döneminde doğup büyümüş veya daha önce doğmuş ama bu dönemde büyümüş genç kuşaklar olduğu gibi, çok daha önce doğmuş ve gelişimini Cumhuriyet öncesi dönemde tamamlamış ve o dönemin tarzı ile yetişmiş yaşlı kuşaklar da olacaktır. Genç kuşaklar Cumhuriyet devrimlerine kolaylıkla uyum sağlarken, yaşlı kişilerin yaşamlarını alışageldikleri giyim tarzları ile sürdürmek istemeleri doğaldır. Zaten Sayın Özkök’ün aile fotoğrafı da aynen bunu gösteriyor.
2008 yılındayız ve Cumhuriyetimiz 85 yılını tamamlamış durumda, 60 yıl öncesinin, günümüz Türkiye’si için “ülke gerçeği” olarak sunulmak istenmesinin içtenliğine inanmak mümkün mü?
Bilindiği gibi, yakın bir tarihte CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’ın çarşaflı bir kadına CHP rozeti takması bazı çevrelerce tartışma konusu yapılırken, bazı çevrelerce de “açılım” olarak algılanmıştı. Anlaşılan Sayın E. Özkök de bir açılım olarak algılamış ve bu konuda destek verme gereği duymuş! Zaten Sayın Baykal bu nedenle kendisine teşekkür etti ve o fotoğrafın “fevkalade güzel, çok açıklayıcı” olduğunu söyledi. (Hürriyet Gazetesi, 3 Aralık 2008)
Günümüz Türkiye’sinde benzer aile fotoğraflarına baktığımızda acaba ne görülür? Elimde fotoğraf olarak somut bir veri yok ama, öyle fotoğraflar oluşturacak aileler var!.. Hem de pek çok var: Önde çağdaş giysiler içinde, başları açık, 70’li yaşlarını sürdüren büyükanneler; arkada aynı şekilde çağdaş giysili, 50’li yaşlardaki anne, baba, teyze, halalar ve de 20’li yaşlardaki tesettürlü genç kızlar!..
Peki, bu fotoğraf neyin gerçeği? Nerenin gerçeği?
İşte bu gerçeğe parmak basıp nedenini ve çözümünü aramak dururken, özgürlük ve ülke gerçeği kandırması ile teşvik eder girişimler ve yayınlar yapmak akılcılığa ve çağdaşlaşma istencine ters düşmüyor mu?
Keşke Sayın E. Özkök o aile fotoğrafını daha önce yayımlasaydı. Hani, bir zamanlar bir AKP milletvekili “Türkiye bir gecede büyük bir travma yaşadı, insanlar bir gecede dinini, dilini, adını, geleneklerini, giyim kuşamını değiştirmek zorunda kaldı” diye laflar ettiydi ya! İşte o zaman bu fotoğraf o kişiye güzel bir yanıt olurdu.
“İşte” diyebilirdi Sayın Özkök, “o dedikleriniz ne bir gecede olmuştur ne de zorla! Cumhuriyetin 26. yılında bile benim ailemde hâlâ çarşaflı kişiler vardı, Ama annem, babam amcam, devrimleri benimsemiş, çağdaş giysiler giymekte sakınca görmemişler.”
Tabii kendisi de Cumhuriyet karşıtı bir milletvekiline bir fotoğrafla bu denli etkin bir yanıt verdiği için kutlanmayı hak ederdi!..
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!