'Vergi oranları çok yüksek'

Uluslararası Yatırımcılar Derneğinin (YASED) düzenlediği ''Fırsatlar Ülkesi Türkiye: Yatırımlar İçin Güvenli Bir Liman'' konferansının kapanış oturumundaki yuvarlak masa toplantısında konuşan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, küresel finans krizine değinerek, 1929 tarihinden beri hiç bu kadar yere yakın olunmadığını, buna en yakın örneğin Japonya'nın 1990'larda yaşadığı durum olduğunu söyledi. Şimşek, ''hatalarımızı, dengeler ile ilgili sorunlarımızı ne kadar erken keşfedersek, kriz de o kadar kısa sürecektir. Şu andaki sorun büyük bir sorun o su götürmez bir gerçek. Adam Smith'in o görünmez eli artık çok güçlü bir hükümet ile hatta hükümetin bileği, yumruğu ile yer değiştirdi'' diye konuştu.

Yeni ortaya çıkan piyasaların şu anda daha iyi durumda olduğunu, Türkiye, Meksika ve Brezilyanın da bunu kapsadığını ifade eden Şimşek, yeni ortaya çıkan piyasaların tüketicilerinin büyük borçları gibi bir yükü bulunmadığını, bunun büyük önem taşıdığını kaydetti. ''Türkiye'yi de bazı kötü rakamlar çıkarırken, görürseniz lütfen paniğe kapılmayın çünkü elbette kredi kanalını iyileştirmek lazım, bir şeyler yapmamız gerekir'' diyen Şimşek, krizin ciddiyetinin, büyüklüğünün bilincinde olduklarını, küresel makro dengesizliklerin çözüldüğü bir şekilde, bundan çıkmayı umduklarını belirtti. Şimşek, ''bazı meseleler var ki sürdürülebilir değiller, o yüzden bir nevi temizlik bu...Tabi ki temizlik olduğu için kimilerine acı veriyor. Genel olarak da acı bir durum ama zaten temizlik acı olacak, Türkiye de elbette bu durumdan etkilenecek. Ancak Türk bankacılık sektörü hakikaten iyi bir durumdadır'' şeklinde konuştu.
 

'Vergi oranları belki aşırı yüksek'

Devlet Bakanı Şimşek, orta ve uzun vadeden umutlu olduğunu belirten Şimşek, ülkede konferanstaki katılımcılar gibi yatırımcılar bulunduğunu ifade etti. İstihdam üzerindeki vergi yüklerine ilişkin olarak da Şimşek, ''keşke bir mali alanım olsa... Biliyorum vergi oranları çok yüksek, belki aşırı yüksek, Telekom, otomotiv ya da başka sektörlerde. Bunu biz de biliyoruz, mali alan yaratıp vergi tabanını genişletip sonra da vergileri düşürmek için bunları yapmamız lazım. Bütçede biraz mali alanımız olduğu anda vergi konusu önceliğimiz olacak'' diye konuştu.

AB ile ilişkilere de değinen Şimşek, Türkiye'nin AB mevzuatını, düzenlemelerini benimsemesi, kurumsal yapılarına uygulaması, iş ve kültürel kurallarını uygulaması halinde AB üyesi olup olmamasının bir şey fark ettirmeyeceğini söyledi.

Şimşek, ''Şuna taahhüdümüz var. AB üyeliği için elimizden geleni yapacağız, genişleme politikası lehimize işlese de, işlemese de konumuz bu olmamalı, tabi ki Avrupalılar daha yapıcı olsalar bu bize iç politikada da yardımcı olur, işler daha çabuk ilerler'' dedi.

Türkiye'nin bir kabul anlaşması yaptığını 35 başlıktan 10'unun hali hazırda açıldığını hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti: ''Diğer başlıklar da açılırdı, bir takım siyasi olaylar ortaya çıkmasaydı ya da bazı münferit ülkeler aksi yönde çaba göstermemiş olsalardı. Ancak en iyi mevzuatı, koşulları, birinci sınıf demokrasiyi birinci sınıf özgürlük ve insan haklarını istiyoruz. Türkiye'yi daha öngörülebilir bir ülke yapmak önemli Biz de öngörülebilirliğimiz artırmak için elimizden geleni yapacağız. Bence AB'ye katılım süreci önümüzdeki senelerde daha da öngörülebilir olacağımızı destekler yöndedir. Daha fazla diyalog olmalı, biz de diyaloğa açığız''

'Hükümet vergi politikalarında cesur olmalı'

Vodafone Orta Avrupa Bölgesi Üst Yöneticisi (CEO) Ian Gray, krizin iyileşme sürecine girildiğinde hükümetin vergi politikasında cesur olması durumunda, dışarıdan sermaye çekmek için Türkiye'nin çok daha çekici hale geleceğini söyledi.

Ernst&Young Doğu Avrupa Bölgesi Başkanı Christos Glavanis ise kriz döngüsünün sonuna yaklaşılırken kar marjlarının düşeceğini ve devletleştirmelerin gündeme gelebileceğini belirterek, ''Devletleştirme gelecekte daha olumlu bir role sahip olacak'' dedi. Krizden çıkışta yatırımların büyük önem taşıdığını vurgulayan Glavanis, özellikle şirketlerin değerinin çok daha gerçekçi bir tabana oturduğu bu dönemde müşterilerinin yeni yatırımlar konusunda daha cesur olduklarını belirtti. Glavanis, 2009 sonunda tünelin sonundaki ışığın görüleceğine inandığını ifade etti.

KPMG Avrupa İş Geliştirme Üst Yöneticisi (CEO) Robert Gutsche de ''Bir fırtınanın ortasında olduğumuzu düşünüyorum'' diyerek, müşterileriyle yaptıkları görüşmelerde birçok olumsuzluğun yanı sıra olumlu sinyaller de aldıklarını, değişmek ve ileriye gitmek isteyen müşterilerle de karşılaştıklarını söyledi.