'Wikileaks tuzağına Türkiye'de kimse düşmesin'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Tabii ki her şey yazılacak, herkes okuyacak, takip edecek, ama bunlar kendi iç düzenimizi, iç politikamızı falan gereksiz şekilde enerjilerimizi almasın. Çünkü, buradaki diplomatların, merkezlerine yazdıkları kendi değerlendirmeleri, doğru olanlar da var yanlış olanlar da var, çok yanlış olanlar da yakışıksız olanlar da var. Bu da o diplomatların çapını gösterir, o kadar'' dedi.

'Wikileaks tuzağına Türkiye'de kimse düşmesin'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.12.2010 - 13:05

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan dönüşünde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Wikileaks belgeleri ile ilgili ABD'li herhangi bir yetkili ile görüştünüz mü? Herhangi bir özür dilendi mi?'' sorusunu Cumhurbaşkanı Gül, şöyle yanıtladı: ''Biliyorsunuz Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ABD Dışişleri Bakanı ile görüştü ve açıkça üzüntü ve özürlerini söylediler. ABD Dışişleri Bakanı Kazakistan'da vardı. 'Davutoğlu ile her şeyi konuştuk, her şeyi söyledim' dedi. Bu vesileyle şunu söylemek isterim: Wikileaks tuzağına Türkiye'de kimse düşmesin. Tabii ki her şey yazılacak, herkes okuyacak, takip edecek, ama bunlar kendi iç düzenimizi, iç politikamızı falan gereksiz şekilde enerjilerimizi almasın. Çünkü, buradaki diplomatların, merkezlerine yazdıkları kendi değerlendirmeleri, doğru olanlar da var yanlış olanlar da var, çok yanlış olanlar da yakışıksız olanlar var. Bu da o diplomatların çapını gösterir, o kadar''.

 

'Kırgınlık söz konusu olur mu?'

Bir gazetecinin ''AGİT 1 Aralıkta başlıyordu. Ama gidişiniz bir gün önce oldu. Bu nedenle ilk kez YAŞ yemeği vermediniz. Bu da 29 Ekim Resepsiyonu nedeniyle askere olan kırgınlığınız şeklinde değerlendirildi. Askere kırgın mısınız?'' şeklindeki soru üzerine, ''Kırgınlık söz konusu olur mu? Ben başkomutanım'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, 4,5 saat yolculuk ve 4 saat de zaman farkı olduğunu, bu ziyaretinden birkaç gün önce de Lizbon'dan geldiğini anımsattı. Büyük bir tempo içinde çalıştıklarını ifade eden Gül, şöyle konuştu: ''Biz buralara geziye gitmiyoruz, çalışmaya gidiyoruz. Görüyorsunuz kaç tane cumhurbaşkanı, kaç tane başbakan ile görüşmeler yaptım ve orada birçok konuşmalar yaptık. Gördüğümüz insanlarla sadece hasbihal etmiyoruz, ciddi meseleler konuşuyoruz. Herhalde hiç kimse benim devlet başkanı olarak gece uçakta uyumamam, sabah oraya saat 07.00'de inip, toplantıya gitmemi beklemezdi, değil mi? 4,5 saat yol, 4 saat de saat farkı... Ben sizinle basın toplantısı yapıp gittiğimde akşam yemekten sonra vardık biz. Bir gün önce varmadık. Saat 09.30'da vardık. Sabahleyin de saat 09.00'da kalktık. Sabah saat 09.00'da kalkmamız demek, 4 saat geriye alırsanız, Türkiye saati ile 05.00'te uyandık ve işe başladık, yani görüşmelere başladık. Saat 05.00'te görüşmelere başlamak için de bir iki saat önce uyanmanız gerekiyor. Programımız ortada, bundan başka manalar çıkarmayın.''

'Aliyev'e 'biz zaten bunlara inanmayız' dedim'

Cumhurbaşkanı Gül, bir başka soru üzerine, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmesinde Wikileaks belgelerinin gündeme geldiğini, hatta konuyu Aliyev'in açtığını belirterek, ''Biz, bir milletiz, ama iki ayrı devletiz. Birbirimize olan güvenimiz tamdır. Aliyev de bu dedikodulardan çok üzüldüğünü söyledi. Ben de 'Senin üzülmene bile gerek yok, biz zaten bunlara inanmayız' dedim. Çünkü ortak çıkarımızdır. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki enerji projelerini gerçekleştirmek, her iki ülkenin de ortak çıkarıdır'' diye konuştu.
 

'Şu ana kadar İsrail'le ilgili belge yayımlanmaması'

Bir gazetecinin ''Wikileaks'teki belgeler, bütün dünyada büyük yankı uyandırdı. Ancak şu ana kadar henüz İsrail ile ilgili belge yayınlanmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ''Ben komplo teorilerine fazla inanmam, ama geçen de söyledim. Birçok Ortadoğu'daki başkentlerde birçok haberler çıkıyor. Bakalım, merak ediyorum. Orada çok canlı siyaset var, çoğulcu demokrasinin olduğu bir yer. Belki ileride çıkacaktır. Bakalım, hepsini dökmediler gördüğüm kadarıyla'' karşılığını verdi.
Abdullah Gül, ''Wikileaks'te çok gizli askeri sırlar da var. Örneğin, silah satışları. Afganistan'a helikopterler satılmasından tutun da bazı ülkelere bazı silahların satıldığına dair. İnternet sitesinin sahibi ısrarla ABD Dışişleri Bakanı'nın istifasını istiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusunu ''Tabii her şey gördüğüm kadarıyla sadece diplomatların raporları değil, bazı görüşmeler, konuşmalar, onların da yayınlandığını görüyorum. Doğrusu, ABD'nin kendi arşivine sahip olması gerekir, kendisini kontrol etmesi gerekir'' diye yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Wikileaks'in Türkiye'de yarattığı depremi nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Biraz önce söylediğim gibi bu tuzaklara kimse düşmesin. Türkiye'nin enerjisini boşa harcamayalım'' dedi. ''Belgeler doğrulandı mı?'' sorusu üzerine Gül, ''Ne bileyim ben, bunların hepsini sıralamıyorum ki... Sizin yazdıklarınızı, tartıştıklarınızı takip ediyorlar ve onların bazılarını onlar da tutmuşlar, yazmışlar. Türkiye ile mesele en çok da değil. Biraz yabancı ajans, gazete ve televizyonlara bakarsanız, esas konular başka ülkelerle ilgili'' yanıtını verdi.

 

AGİT Zirvesi

Kazakistan'ın Başkenti Astana'da gerçekleştirilen ve 2 gün süren Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni değerlendirdi.
AGİT'in soğuk savaş sırasında doğu ve batı blokları arasında düzenli diyalog tesis etmek üzere, gerginliği azaltmak amacıyla ''Avrupa Güvelik ve İşbirliği Konferansı'' adı altında 1970'de kurulduğunu anımsatan Gül, AGİT'in bugün erken uyarı, çatışmaların önlenmesi, kriz yönetimi ve çatışma sonrası rehabilitasyon alanlarında faaliyet gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, 56 üyesi bulunan AGİT'in 3 çalışma alanı bulunduğunu ifade ederek, bunlardan birisinin siyasi ve askeri, diğerinin demokrasi, hukuk ve insan hakları, bir diğerinin de ekonomi ve çevre alanları olduğunu kaydetti.

Zirvede bütün bu konularda görüşmeler ve konuşmalar yapıldığını belirten Gül, şunları kaydetti: ''Astana ziyaretinin en önemli sonucu, şüphesiz AGİT katılımcısı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının İstanbul Zirvesi'nden 11 yıl sonra tekrar bir araya gelmiş olmasıdır. Zirvede üye ülkeler AGİT'te verdikleri önemi, ortak ilke, değer ve yükümlülüklere bağlılıklarını ve teşkilatın 21. yüzyılın riskleri ile mücadele rolünü ve nasıl yapacaklarını teyit etmesi açısından önemlidir. Bu çerçevede ben de zirvede yaptığım konuşmada, tüm bunlara değindim. Bu ilke ve prensiplerin dün olduğu gibi bugün de geçerli olduğunu vurguladım. Zirvede komşu coğrafyamızdaki Güney Osetya, Yukarı Karabağ gibi ülkemizi yakından ilgilendiren itilafların çözümü konusunda tüm üye ülkelerin kararlılığı bir kez daha teyit edilmiş oldu. Dost ve kardeş ülke Kazakistan 2010 yılında sürdürdüğü AGİT Dönem Başkanlığını böyle başarılı bir zirve ile taçlandırmıştır. Astana Zirvesi'nin teşkilat tarihindeki dönüm noktası arasında İstanbul Zirvesi ile birlikte örnek bir başarı şeklinde anılacak olması bizim için de gurur kaynağıdır. Zirve vesilesiyle Kazakistan, Rusya, Azerbaycan, Arnavutluk ve Macaristan cumhurbaşkanılarıyla, Vatikan Devlet Sekreteri -ki başbakan düzeyindedir-, İngiltere Başbakan Yardımcısı, AGİT Genel Sekreteri ve Avrupa Yeniden İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı ile ikili görüşmeler yaptım. Bu görüşmeler gerek ikili, gerek ülkemizi ilgilendiren çok taraflı konuların değerlendirmesi şeklinde olmuştur.''

Astana'da AGİT Genel Sekreterliği görevine, kendisinin Avrupa Güvenliği Özel Temsilcisi olan Büyükelçi Ersin Erçin'i aday gösterdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Gül, son 6 ay içinde İstanbul'da birkaç zirve olduğunu, en son NATO toplantısında da Büyükelçi Erçin'i bütün muhataplarına tanıttığını ve genel sekreter adayı olarak destek istediğini kaydetti. Gül, ''Ümit ediyorum ki önümüzdeki dönem içerisinde bu başarıyı elde ederiz. Dolayısıyla bu ziyaretimiz gayet verimli bir ziyaret oldu'' dedi.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler