"Yapacağınız yanlış devleti ilgilendirir"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, güvenliğin, eğer meşruiyeti varsa saygıyla karşılanacak, meşruiyeti yoksa sorgulanacak bir konu olduğunu belirterek, ''Bu size verilen gücü, yetkiyi kullanabilmeniz için de en iyi şekilde donatılmanız gerekli ki bir yanlış yapmayasınız. Yanlış söz konusu olursa, bu yaptığınız yanlış direkt devleti ilgilendirecektir'' dedi.
Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin akademik yıl açılış törenine katılan Gül, burada yaptığı konuşmada, birçok üniversitenin akademik yıl açılışına katıldığını, akademiye atfettiği önem nedeniyle bu açılışa da katıldığını ifade etti. Öğrencilere, mesleklerinin kariyer olarak farklılıkları bulunduğunu, güvenlik konularıyla ilgili bir meslek olduğu için de ayrı bir önem taşıdığını anlatan Gül, devletin fonksiyonlarının yeniden gözden geçirildiğini, devletin ana fonksiyonlarından birinin de güvenliğin temin edilmesi olduğunu kaydetti.
Gül, ''Güvenliği de sizler vasıtasıyla temin ediyor. Hak, hukuk, daha doğrusu kanunların, Anayasa'nın uygulanması, herkesin huzurlu ve güvenli bir ortam içerisinde ülkesinde hayatını devam ettirebilmesi, ancak devletin bu ortamı sağlamasıyla mümkün olabilir'' diye konuştu.
Bir ülkede güvenliğin söz konusu olmaması halinde diğer önemli konuların da gerçekleşemeyeceğini vurgulayan Abdullah Gül, ''Bir taraftan güvenlik sağlanırken diğer taraftan da kalkınmış demokratik ülkelerdeki standartları ülkemizde gerçekleştirebilmek... İşte güvenlik, demokrasi anlayışı ve buna bağlı bir iç güvenlik konseptinin temeli de de aslında buralarda oluşturuluyor, buralarda teorik olarak tartışılıyor. Sonra bunlar uygulamaya yine sizlerin vasıtasıyla geçiyor'' diye konuştu.
Üniversitenin ihtiyaçlarının yakından takip edildiğini dile getiren Gül, öğrencilerin geleneksel anlamda eğitim almalarının değil, gelişen teknoloji ve bilgi teknolojisini en iyi şekilde uygulayan, en iyi şekilde akademik çalışmaları hür bir ortam içinde yapan, diğer akademik kurumlarla çok yakın bir yapı içinde eğitim görmelerinin istendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, diğer akademik kurumlarla iş birliği içinde halinde bir yapı olmasını da çok arzuladıklarını belirterek, öğrencilere hitaben, ''Zaten akademik bağımsızlığınızı da kazanmış vaziyettesiniz. Bunlar çok önemli. Eskiden böyle değildi. Eskiden çok geleneksel bir şekilde bu eğitimler veriliyordu. Belki de yetersizliğiniz hep bundan oluyordu. Ama bunun farkına varıldı ve yeni bir yapılanma söz konusu oldu. Bu yapılanmanın en sağlıklı şekilde geliştiğini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum'' dedi.
''Türkiye'nin demokratik standartlatrı sürekli olarak yükseltilmekte"
Gül, öğrencilerin bir taraftan kariyer olarak mesleklerinin teknik vasıflarını en iyi biçimde öğrendiklerini, diğer yandan da bu meslekten ayrı olarak düşünülemeyen hukuk, demokratik ilkeler, insan haklarıyla ilgili konular, günlük siyaset olmasa da daha geniş anlamda siyasi konuları kapsayan bir eğitimden geçirildiklerini, böylece de öğrencilerin dünyadaki gelişmelerle birlikte ülkenin gidişatını da takip edebildiklerini belirtti.
Abdullah Gül, şöyle devam etti:
''Çünkü Türkiye'nin demokratik standartları sürekli olarak yükseltilmekte, demokratik standartlarımızın noksanlığından kaynaklanan birçok problemler bu şekilde problem olmaktan çıkmakta, bunlar yeni güvenlik konseptini oluşturmakta ve siz de buna göre vazife yapmaya başlamaktasınız. Bütün bunları halk da takip ediyor ve neticede halk da değerlendiriyor. Bütün bunlar Türkiye'yi de güçlü hale getiriyor. Bireye çok önem veriyoruz, ferde çok önem veriyoruz. Bu çağ, bireyciliğin çok öne çıktığı, bireyin hak ve özgürlüğünün çok öne çıktığı bir çağdır. Bu bakımdan, güvenlik anlayışının bireyin o özgürlüğünü ve mahremiyetini zedelememesi, ama onun da tabii ki kamu düzenini bozacak bir noktaya gelmemesi sınırını en iyi şekilde gözetmesi gerekmektedir. Bunlar çok tabii ki hassas konular olduğu için bu konuları ciddi bir eğitimden geçerek ancak öğrenebilirsiniz. Bu uygulamalarınızda yanlışların olmaması için de çok ciddi, sağlam bir eğitim referansının olması gerekmektedir.
O açıdan, Polis Akademisinin geldiği bu noktadan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyor, büyük bir gururla takip ediyoruz. Bunun dünyaya açılmanız, başka ülkelerden öğrencilerin gelmesi, onlara eğitim vermeye başlamanız bizim takdir ettiğimiz konulardır. Güvenlik konuları sadece ülkelerin kendi iç meselesi de değildir. Bugün dünyanın en büyük meselesi güvenlik konuları. Artık bildiğimiz klasik savaşlar söz konusu değildir. Bunun yerine başka savaşlar söz konusu. Şimdi başka savaşlarla mücadele etmenin yollarını sizler bu okullarda en iyi şekilde öğreneceksiniz ve en etkin şekilde bu mücadeleyi vereceksiniz.''
''Hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır"
Bir taraftan herkesin sonuna kadar özgür olmasının, ama diğer taraftan da kamu güvenliğinin, kanunların hakimiyetinin sağlanmasının ve herkesin hukuka uymasının temin edilmesinin önem taşıdığını vurgulayan Gül, ''Güçlü güvenlik kurumları söz konusu olmazsa, o zaman caydırıcılık da söz konusu olmaz. Silahlı Kuvvetler dışa karşı caydırıcılığın en önemli unsurudur. O bakımdan, güçlü, kuvvetli olması, hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır'' dedi.
Polis gücünün de içeride suç işlemeyi caydırıcı bir güç olduğunu, herhangi bir şekilde suç işlenirse, bunu meçhul bırakmamanın ve suç işleyeni en kısa süre içerisinde ortaya çıkarma becerisini göstermenin de güvenlik güçlerinin kabiliyeti ve kapasitesiyle ilgili olduğunu dile getiren Gül, ''Bir zamanlar cinayetlerde bile 'faili meçhul' dediğimiz ölenlerin olduğunu ve bunların sayılarının çokluğunu düşündüğümüzde aslında güvenlik güçlerimizin yetersizliğini bir anlamda hatırlamamız gerekiyor. Ve bu bir ülkenin itibarıyla ilgili bir konudur. Gayet açık bir şekilde bir ülkenin hukukunun, kanunlarının yeteri kadar uygulanamadığını gösteren bir işarettir. Bugün büyük bir memnuniyetle görüyorum ki, artık bunlar geçmişte kaldı, eğer suç ortaya çıkarsa süratli bir şekilde bunun failleri ortaya çıkartılıyor ve bunlar mahkemelere teslim ediliyor'' diye konuştu.
Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
''Güvenlik, eğer meşruiyeti varsa o zaman saygıyla karşılanacak, meşruiyeti yoksa daima sorgulanacak bir konudur. Dolayısıyla gücü kullanmak, güç sahibi olmak çok büyük sorumluluğu üzerinize vermektedir. Büyük bir yetkidir, ama aynı zamanda da çok büyük bir sorumluluk. Tabii ki güç kullanmanın kademeleri çok farklı farklıdır. Siyasi kademelerden nihayetinde kolluk kuvvetlerine kadar bu sınıflandırılabilir. Ama sizler söz konusu olduğunda, bu size verilen gücü, yetkiyi kullanabilmeniz için de en iyi şekilde donatılmanız gerekli ki bir yanlış yapmayasınız.
Nihayetinde bir yanlış söz konusu olursa, bu yaptığınız yanlış direkt devleti ilgilendirecektir. O bakımdan çok büyük bir sorumluluk içerisindesiniz. Bundan dolayı, Polis Akademisinin kendisini tekrar gözden geçirmesi, imkanlarının artırılması, eğitim, akademik programlarının yükseltilmesi, öğretimin akademik kariyer sahibi kişiler tarafından verilmeye başlanması Türkiye'nin gücüne güç katacaktır. Polis teşkilatı güçlü olan bir ülkenin iç düzeni de güçlü olacaktır. Bunlar da sizin sayenizde olacaktır. Onun için birçok üniversitenin açılışına giderken Polis Akademisinin 2010-2011 akademik yılının açılışına gelmeyi de özellikle istedim.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza